10 Bin Adım | 2. Bölüm Yorumu

Gain’in yaklaşık 10’ar dakikalık bölümlerinden oluşan eğlenceli dizisi 10 Bin Adım’ın ikinci bölümüne herkes ilkinden daha çok güldüğünü söyleyince, biraz beklentimi yükselterek izlemiştim. Benim düşüncem farklı oldu, nedendir bilinmez birinci bölümden daha çok keyif almıştım. Ferit Aktuğ etkisi de olabilir tabi, severiz kendisini. Bir de Ezgi ve Mehmet’in birbiriyle zıtlaşmasının dozu daha yüksekti, o eğlendirmiştir.

İkinci bölümde sosyal medya konusuna değinilmiş. Ezgi’nin tanıdığı bir kadının instagram’da, gerçek hayatını “birazcık” farklı yansıttığına şahit oluyoruz. Günlük yaşamımızda oldukça aşina olduğumuz bir şeyin işlenmesine hiç şaşırmadım çünkü bu dizi zaten oldukça gerçekçi. Bunu daha ilk başta, çiftin – şimdi çift değil arkadaş olan – tartışmasını izlerken anlamıştık. Hepsi tanıdık, bir şekilde aşina olduğumuz cümlelerdi.

Çok da üzerine söylenecek bir şey olduğunu düşünmediğim bir bölüm oldu. Tahmin edebildiğimiz şekilde, Mehmet ve yalanını ortaya çıkarmak için peşine takıldığı kadın birbirlerinden hoşlandı. Sondaki tanışma sahnesi hoştu 🙂 “Ezgi, ilk defa duyuyorum bu ismi.” 😂

Oyuncular çok başarılı ve tecrübeli isimler olmasına rağmen, bana ara sıra bi olmamışlık hissi geliyor. Yanlış anlaşılmasın zaten dev performanslar gerektirmeyen rahat bir iş, ama yine de bazı sahneler, (ya da bölüm süresini hesaba katarak bazı “anlar” veya diyaloglar demeliyim) biraz yapay geliyor. Tabii bu bir sıkıntı değil çünkü bu diziye Eğlendiriyor mu?, İhtiyaç anında kurtarıcı olur mu? gözüyle bakıyorum/z ve bu sorulara evet cevabını alıyoruz.

Problematikleşmeden derdini anlatan, tatlı tatlı eleştiren pratik bir dizi 10 Bin Adım. Sonraki bölümlerde görüşmek üzere, umarım Gain teknik sorunlarını çözer de sinir krizi geçirmeden izleyip hevesle tüketibiliriz içeriklerini. Çünkü ben günlerdir mücadele ediyorum..