tds_thumb_td_300x0
Yüreğin Derdi Bakışlarda Gizli: Neftah

Koskocaman bir bahçe düşünün. Her bir çiçekte farklı bir duygu saklı. İşte bu büyülü bahçenin adı aşk…

İki yüreğin birbiri için yanıp tutuşması; zamanın, mekanın, sözcüklerin anlamını yitirdiği, gözlerin usul usul konuşmaya başladığı sonsuzluktur.

Peki aşk nasıl dile gelir? Cevabınızın “gözlerle” olduğunu duyar gibiyim. Gözler; hayatını sorgulayıp, kendince anlamını bulmuştur. İçinde derinlik ve teslimiyet barındırır. Hisleri en açık şekilde ortaya döker. Kısacası gözler, çok şey anlatır anlamasını bilene. Yüreğindeki her bir duygunun tarifi olur âdeta. Aşkı çok güzel anlatır. Kelimeler her daim kendimizi anlatmaya yetmeyebilir. İşte bu nokta da devreye gözlerimiz girer. Kimi zaman hırçınca kimi zaman naif bir şekilde yansımamız oluverir. O anda karşımızdaki de kim bilir aynı şeyi hissediyordur kalbi pır pır atarken. İşte gözler o anın en iyi iletişim aracıdır. Aşk;  insanın iliklerine kadar hem sevgiyi hem acıyı hissettiren, tüm benliğini ele geçiren bir girdap sanki. Yalnız konuşmak zorunda değiliz. Aşkta en ihtiyacımız olan şey; en içten “seni seviyorum” u, tenimize kondurduğumuz öpücüğü, birbirimize verdiğimiz aşk yeminini içeren anlamlı bir bakıştır. Çünkü gözler kavuştuğu an kelimelere hiç bir surette yer yok. Hemen oracıkta bakışlarımız kalplerimizle birlikte evrenin ritmiyle dans eder. Gözlerden başka bedenimizde hangi yer bu kadar duygusal bir yükü taşıyabilir ki? Cevap: hiçbir yer. Sessizce aşkı sadece bakışlar dile getirir. Şimdi yüreğin derdini, içinde kopan fırtınaları, sevdayı bakışlarla en güzel anlatan çiftin yanına ışınlanalım:

” Mavi Tüylü Geyik ile Denizden Gelen Kaplan “

– Kaleli Çifti: Nefes & Tahir

Aslında aşk öyküleri diğerlerinden farklı. Hayatı çalınıp zindana çevrilen Nefes ile Karadeniz’in ta kendisi gibi olan Deli Tahir hiç ummadıkları anda birbirlerine tutulurlar. Bu zamana dek içine sevdalıları sığdıramayan Karadeniz’e el ele yürek yüreğe vererek sığmayı başarırlar. Bu aşk öyle bir aşk ki imkansızlıkların içinden doğmuş bir umut sanki. Dikenli, zorlu, karanlık bir yolda birlikte yürüyen bu çift bugünlere hiç kolay gelmediler. Aşkı hissetmek, onu anlatmak ve onu özgürce yaşayabilmek için çok fedakarlıkta bulundular. Bu aşkta bakışlar an ve an konuşur, kelimeler ise en can alıcı anda ortaya dökülür ve etkisi sonsuza dek sürer cinsten. Şimdi Nefesle Tahir’in aşkını, bakışlarda dile getirdiği zirve sahnelere göz atalım:

– ” İlk karşılaşma “

Nefes: Ah kalbim… Sekiz yıllık esaretim sona mı eriyor? İnanamıyorum. Aydınlığım, sonunda buldum seni.

Tahir: Ah kalbim… 29 yıldır beklediğim… Duyuyor musun kalbimin sesini? Ben geldim, bitti karanlık. Artık yalnız değilsin.

– ” İlk Restleşme

Nefes: Bana böyle bakma. Bırak beni, yoksa yanarız ikimiz de. Anlamıyor musun be adam?

Tahir: Anlamıyorum. Bırakmam, bırakamam. Yüreğime düştün çoktan. Yanmaya eyvallah dedik bile.

” İlk dokunuş “

Nefes: Bahtımın gülen yüzü… Biz kavuşamayacak iki yârız. Bal gözler duy beni; beni sana layık görmezler, beni sana ait etmezler. İmkansızız biz…

Tahir: Mimoza çiçeğim… Biz kavuşabilecek iki yârız. Yeşil gözler duy beni; bu yürek senden başkasıyla olamaz artık, sen başıma gelen en güzel şeysin. Sen de biliyorsun, biz birbirimize aidiz. İmkansız değiliz.

– ” İlk kıskançlık “

Tahir: Nefes’im… Doğru değil de n’olur.  Bu resimdeki adam benim sevgilim değil de, inkâr et. İlk yangınım… Bana “Sen de benim ilk yangınımsın.” de hadi.

Nefes: Tahir’im… İlk yangınımsın elbet. Ama sen bunu bilmemelisin. Senin için… Evet, sevgilim doğru. Affet beni affet…

– ” İlk uçurum “

Tahir: Ne dersen de Nefes, sizi bu herife vermeyeceğim. Ne pahasına olursan olsun siz benimle olacaksınız. Gözümün önünde, yanı başımda, mavinin içine sığacağız.

Nefes: Sana ne diyeyim be adam… Ben umudum sen inatsın işte. Karanlıktan çekip aldın beni, oğlumu. Sen nasıl bir mucizesin?

” İlk medrese “

Nefes: Oy sevdiğim oy! Bakma öyle daa bal gözlüm, mavimin hırçını…

Tahir: Oy sevdiceğim oy! Nasıl bakmayayım daa çimen gözlüm, yüreğimin ateşi…

– ” Tahir’in ilk hatası “

Nefes: Gidiyor gönlüm… Elimden hiçbir şey gelmiyor. Bir bilsen keşke, her şeyi seni korumak için yaptığımı. Tahir gel inat etme, yakma ikimizi de. Geri dön, gir şu eve. Yüzüme böyle bakma. Yapma, nolur…

Tahir: Yüreğimin ateşi… Deseydin ya ben bir tek sana yandım diye. Ayaklarım sırf sana inat gidiyor gönlüm. Neden yaptın bunu? Yakıp yıktın ikimizi de.

– ” En Deli Nefes “

Nefes: Uzak durma benden. Böyle hırçın bakma yüzüme. Kötü bilme beni. Anla artık anla! Gör seni sevişimi, sana bakışımı… Nasıl çırpınıyorum baksana, gör artık gör.

Tahir: İçim yanıyor Nefes… Bir yanım “başka bir şey var” diyor; bir yanım “Söyledi işte daha ne olsun?” diyor. Ama anla artık kızum da anla! Ne etmiş olursan ol, ne edersen et bu kalp ömrü boyunca bir tek senin için çarpacak.

” Tahir artık son deminde”

Tahir: Ah bu kokun, ah bu bakışın! Beni delirtiyor Nefes. Seni yanımda iken bile çok özlüyorum hem de çok…

Nefes: Ah bu inatçı, delice, sevgi dolu bakışların! Beni meftun ediyor be adam. Her an seni nasıl özlüyorum bir bilsen…

– ” İlk dertleşme “

Tahir: Affet da kızum affet. Gelemedim kurtaramadım seni o cehennemden. Daha önce gelip rahatça nefes alabilmeni sağlayamadım diye, nasıl kızıyorum kendime bir bilsen? Ama artık korkma, ben seninleyim.

Nefes: Nasıl oldu bu? Şaşkınım şu an. Ben nasıl açtım kendimi sana? Sende farklı bir şey var, adını bir türlü koyamadığım… Ama şunu bil ki, sana güveniyorum Deli Tahir.

Nefes: Dört gözle beklediğim… Hoşgeldin, engel olamadığım gülüşüm…

Tahir: Özlem içinde kaldığım… Hoşbuldum, gülüşüne kurban olduğum…

– ” İlk veda “

Tahir: Canım… Gözyaşına dayanamadığım… Ben nasıl seni incittim, çok pişmanım. Ben şu an bittim zaten, seninle gidiyor ruhum. Gitme, ağlama gönülçelenim…

Nefes: Canım… Bal gözlerinin içinde kaybolduğum… Ben sana kıyamam ki, affettim çoktan. Bırakma beni, yollama tek başıma gurbete. Böyle bakma gönül kapım…

” Çocukluğa geri dönüş “

Nefes: 16. yaşım, çocukluğum… İçimdeki o yaralı çocuğu iyileştiren, hayatıma anlam katan adam… Tahir’im, inadım… Gözleri sonbaharı andıran sevgilim…

Tahir: Orman gözlüm, neşe kaynağım… Dingin ruhum, gözümün pınarı, gülüşümdeki gamzem… Nazlı yârim, köyümün en güzeli…

– ” İlk fırtına dindirme “

Tahir: Deniz fenerim… Mavideki en güzel köşem. Çivra artık ne ki? Fırtına dindirenim, dizinde huzuru bulduğum. Denizin tek çocuğuydum şimdi olduk iki kişi. Sen benim herşeyimsin…

Nefes: Bulutlar gibi bembeyaz ha bu mavi gibi masmavisin. Huzuru avucuma koyan, göğsünü kendime yuva bildiğim, mavideki en güvenilir sığınağım, her şeyimsin Tahir…

– ” En romantik Tahir “

Nefes: Ben seni her gün sevmeyip napayım ki be adam. Yaşama sebebim, bitmeyen sevdam, Deli Tahir’im…

Tahir: Sen sadece benim yanımda ol ve sev beni Nefes’im. Tahir’in sana kurban olsun gönül bahçem…

Nefes: Bu zamana dek ne olursa olsun yürek yüreğe geldik. Dile dökemedim belki ama bak gözlerime sevdiğim orada görürsün kendini. Şimdi bir yolda yan yana el ele yürüme vakti. Tüm kalbimle evet, ben çoktan senin oldum.

Tahir: Şu an bizim için dua ediliyor. Oğlumuz için çıktık dedik belki bu yola. Ama bir gün böyle olacaktık. Sadece biraz erken oldu. Ama endişe etme sevdiğim, tüm kalbimle seninle bu yolu yürümeye evet! Benim yüreğim çoktan sen olmuş, senin yüreğin de ben…

– ” İlk uzak durma kararı alış “

Tahir: Gözlerinde destan saklı be sevdiğim… Hiç istemesem de uzak duracağım senden ki artık yakamasınlar canını. Ağlama artık…

Nefes: Beni o destana da bu sevdaya da inandıran sensin be sevdiğim… Sesim çıksaydı sana neler derdi bu Nefes bir bilsen! Yanacaksak da beraber olsun, olmaz mı?

– ” Buruk evlilik “

Tahir: İçim bir garip, yüreğim sızlıyor. Niye mi? Benim yüreğim sensin be Nefes’im, sen böyle buruk ve mutsuz oldukça ne etsin bu Deli Tahir?

Nefes: Ya ben Tahir’im? Sana hayalini kurduğun gibi gelmek isterdim vakti gelince. Güle oynaya telli duvaklı gelinin olmak isterdim. Ama rabbim yazmış seni bir kere kaderime, senden ne gelirse gelsin başım gözüm üstüne…

” Aynı yastığa baş koyuş”

Nefes: Tek bakışıyla yanıp kavrulduğum… Memleketim, göğsünde rüyalara daldığım… Heybetlim, adını adıma yakıştırdığım… Kalbimin haritası, iyi kilere sığdırdığım… Seninle sonsuza dek varım, ucunda ölüm olsa bile… Unutma Tahir’im…

Tahir: Sol yanım, yüreğimi yüreği bilenim… Ruhum, kalbimin dümeni, kokusunu kendime yaşam bildiğim… Çıkmaz sokağım, tüm benliğim… Gecemi aydınlatan, evimi ısıtan zümrüt gozlüm… Seninle sonsuza dek varım, ucunda ölüm olsa bile… Unutma Nefes’im…

Buram buram aşk kokan, mavinin tanık olduğu dillere destan bir aşkın kahramanlarıdır;            –  Nefes ve Tahir             

 Onlar sessiz aşkın en güzel örneği. Namı diğer; umut ve inat…    

 Aşk dediğimiz bu büyülü bahçede bize eşsizliği, derinliği, sevgiyi böyle hem naif hem hırçın şekilde yaşayıp yansıtan; Nefesle Tahir’e hayat veren İrem Helvacıoğlu ve Ulaş Tuna Astepe’ye kucak dolusu teşekkürler…

Sizi çok seviyoruz, aşkla kalın♥️♥️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!