tds_thumb_td_300x0
Yaz Şarkısı’nı Neden Sevdik?

Hepinize merhabalar! Bu yaz başladığım ve çok beğendiğim bir dizinin yorumuyla karşınızdayım.

Ben normalde pek tv dizisi izlemeyi sevmem. Özellikle yaz dizilerinin konusu ve işleniş şekli hemen hemen aynı olduğu için hiç dikkatimi çekmez. Ancak geçtiğimiz günlerde twitterda gördüğüm birkaç Yaz Şarkısı editleri beni yakaladı…

Sosyal medyada özellikle Yaz ve Murat’ın editleri çok dolaşıyor. Ben de yakın zamanda onlardan birine denk geldim. Murat’ı canlandıran Efekan Can Öğretmen dizisinden beri oyunculuğunu sevdiğim bir aktördü. Nilsu Berfin Aktaş’ı ise Kuzey Yıldızı dizisinden biliyordum ve oyunculuğunu beğenip takip ediyordum. Ve özellikle sanırım Yaz Şarkısı projesi Nilsu’nun Karadenizli bir karakteri oynadığı ikinci projesi. Daha varsa da diğerlerini bilmiyorum.

Dizinin hikayesi KM müzik isimli bir müzik şirketinde şirketin patronu olan sanatçı Kemal’in sosyal medyacısı Yaz’ın keşfedilme yolculuğunu ele alıyor aslında. Yaz ne kadar şirkette sıradan bir sosyal medyacı olsa da aslında keşfedilmemiş bir sanatçı.

Şirketin şarkı yazarı ve bestecisi olan Murat ise Yaz’a aşık. Üstelik bu şarkı söyleme yeteneği ortaya çıkmadan, sıradan bir sosyal medyacıyken bile…

Yaz ise şirketin patronu olan artist Kemal’e aşık. Bir yandan da Yaz, vefat eden babasının şarkılar türküler yazdığı defteri hep yanında taşıyor ki bir gün belki değerlenip babasının gerçekleştiremediği hayali kendisi babasının adına gerçekleştirebilir diye. Zaten o şirkette işe girmesinin en sağlam sebebi de bu.

Tabii bu kısımda araya gizem giriyor. Dizi, Yaz Karadeniz yaylalarında arkadaşlarıyla geleneksel şarkı eşliğinde dans ederken baktığı köprüde babasının birisi tarafından dereye atılmasıyla başlıyor. Acaba babasını kim dereye attı ve atanın sebebi neydi? Normalde yaz dizilerinde bu tür gizemler ve derin hikayeler olmaz. Bunun olması çok büyük artı.

Dizideki karakter tasarımları benim çok hoşuma gitti. Yaz’ın annesi olan deli Emine, Emine’nin sağ kolu olan ve şiveli konuşmasını çok beğendiğim Sema, Yaz’ın eğlenceli ve güzellik bağımlısı teyzesi Fındık Fadi…

Dizinin derin ve gizemli hikayesi akarken bu karakterler kendi özellikleriyle hikayeyi çok akıcı kılıyor. Oya Başar ve Yeşim Ceren Bozoğlu gibi değerli oyuncular ise diziye renk katıyor.

Şimdi gelelim ship seçimine! Dizinin severleri sosyal medyada YazKem ve YazMur olarak ikiye ayrılmış vaziyette. Ama çoğunluk YazMur’dan yana. Ve evet, ben de YazMur’dan yanayım. Kendi sebebimi açıklayayım :

Yaz şarkı söyleyene kadar Kemal tarafından hiçbir zaman fark edilmedi. Yaz sürekli Kemal’in peşinde koştu ve ona yakın olmaya çalıştı. Kemal ise Yaz’a hiç dikkatli bakmadı. Yaz onun için sıradan bir insandı. Hatta öyle ki ayrı kişilerle yemek için dışarı çıktıkları gece kokoş sevgilisi Yaz’a sürekli ters laflar etmesine ve kötü laflar edip kavga çıkartmasına rağmen bu durumdan Yaz’ı suçlu tutup gözünün yaşına bakmadan pat diye işten kovdu. Bu kadar önemsizdi Yaz kendisi için…

Ama Murat öyle mi?

Murat’ın gözü hep Yaz’daydı. Arada çalıştığı kabine uğrayıp laf atıyordu vs. Açılmak için fırsat kolluyordu ama arkadaşlıkları bozulur ve Yaz kendisinden uzaklaşır diye korkuyordu.

Derya Uluğ ile şarkı söylemesi planlanan Kemal’in işi rast gitmeyince şarkı için farklı kız sanatçı arayışına çıktılar ve tesadüf eseri Yaz’ın sesi keşfedildi. Kemal o sesin Yaz’a ait olduğunu öğrendikten sonra hoop hemen kıymete bindi. Yaz “Ben sizin için neyim Kemal Bey?” diye sorduğunda ise “Yeteneklisin, çok güzelsin.” Cevaplarıyla karşılaştı. Bu soruyu Murat’a sorsanız maniler dizerdi. Ki ilk bölümde Yaz uyuduğu için duymasa da dizmişti. Hatta o gece Emine tarafından basılıp biz evleneceğiz cevabıyla paçayı kurtarmışlardı. Bu aşk oyunu da en çok Murat’ın işine gelmişti.

Tabii her şeyi bir kenara bırakırsak Yaz Kemal’e aşık. Aslında Kemal ile şarkı söylemek ve aşık olduğu adamla şöhretin tadını çıkartmak fazlasıyla işine gelse de ortada annesi deli Emine varken bu imkansız. Emine kızının da babasının henüz gizemi ortaya çıkmamış kaderini yaşamasından çok korkuyor.

Ve bu hikayede Murat’ın adamlığına ayrı bir parantez açmak istiyorum. Yaz ve Kemal’in şarkı kliplerini Emine görüp evlilik arifesinde olduklarını sandığı Murat’a “Sen nasıl adamsın? Müstakbel eşin elin adamıyla şarkı söyleyip oynuyor sendeki rahatlığa bak” içerikli bağnaz bir yorum yapsa da Murat’ın “Ben onun sahibi değilim. Yaz kendi kararlarını kendi verebilecek yaşta. Bana müstakbel eşi olarak yaptığı işe destek olmak düşer.” Demesi beni benden aldı.

Şu an hikaye oldukça heyecanlı ilerliyor. Umarım hiç bozmaz. Ve umarım Yaz önünde sonunda Murat’a varır.

Benden şimdilik bu kadar. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Başka içeriklerde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!