tds_thumb_td_300x0
Yasak Elma 17. Bölüm: Çok Pişmanım

“Sen aşkı anlamaz bilmez
Gül yansa ağlamaz sakin
Ben akmayan göz yaşımda
Seni severdim”*

  Bir bölümü daha geride bıraktık. Bizler Zeynep’in ani bir öfkeyle aldığı kararının ardından ne gibi sonuçlar çıkacak, Alihan bu kararın neticesinde neler yapacak onun merakıyla geçtik ekranın karşısına. Fakat bin bir ümitle beklediğimiz o insanın yüreğini sızlatacak, gözlerinden yaşlar akıtacak dramatik sahnelere henüz erişememiş iken diyebilirim ki bir önceki bölüme göre, son dakika yapılan hamle sonucunda biraz daha iyiydi.


  Pişmanlığın can acıtan tarafı…
  Geçen hafta, Yıldız’ın bir lafıyla Cem’e evet dediği için Zeynep’e bayağı söylenmiştim. Ama bu hafta kızgınlığım biraz geçmiş olacak ki bu sahneden sonra Zeynep’e kararından dolayı hak verdim. Çünkü Alihan düşüncesinden kurtulabilmek için Cem’e evet demek zorunda hissetti kendini. Evet dedi demesine de asla sevemeyeceği birisiyle de sevgilicilik oynamak da ayrı bir eziyet olsa gerek. Burada bu eziyetin ağır yükü altında ezildiği apaçık ortada. Zaten Zeynep de bu dayanılmaz yükün ağırlığını ara ara gösterdi ki Cem her telefonla aradığında, her ilgi gösterdiğinde çok rahatsız olmuştu. Birisini unutmak için bir başkasına evet diyorsun ama unutmak istediğin kişiyi daha çok arar oluyorsun. Tıpkı aylar önce “birine seni mahvetme gücü veriyorsun” dediği gibi. Alihan’ın yeterli çaba göstermemesi, gösterirken bile her daim Zeynep’e boyun eğdirmeye çalışması Zeynep’i kendisinden daha da kaçmaya mecbur bırakıyor. Alihan’ın bu hatalı girişimleri nerede son bulur şimdilik kestirmek zor.


  Gözleriyle söylediğini dile getirmemek…
  Alihan; kimseye hesap vermeyen, “ben böyleyim” deyip işin içinden çıkan, Ne kimseye boyun eğen ne de mihnet eden Alihan… Kalbini yakan aşk aleviyle, cayır cayır yandığı halde bir türlü o dik kafasını eğmeyen, ama Zeynep’in peşinden koşmaktan da vazgeçmeyen Alihan… Zeynep’in, kendisinin sevgilisi olduğunu zannederek Cem’e evet dediğini anlayınca biraz değil bayağı rahatlayan Alihan o muhteşem kritiğini yaparak, “hala beni seviyor” çıkarımına sığınarak yine Zeynep’in üzerine gider. Her zaman olduğu gibi içinden bin bir yalvarmalar geçip, bu yalvarmalar gözlerinden okunsa da bir türlü söze dökülmüyor nedense. Zeynep’e inatçı keçi diyor ya Zeynep’in dediği gibi “kendisiyle henüz tanışmadığı” apaçık ortada. Ah o içindeki ego duvarlarını bir yıksa, Zeynep’in aşkı karşısındaki zavallılığını, çaresizliğini bir itiraf edebilse, korkularıyla yüzleşme cesaretini bir gösterebilse sorunlar çok daha kolay aşılacak ama…


  Çünkü sana güvenmiyorum…
  Alihan gerçekleri Zeynep’in ağzından duymak için zorlasa da Zeynep yine ödün vermez. Gelinen süreçte Alihan, kendisinin yeterince çabaladığını düşünerek yine ters psikolojiyle Zeynep’in inadını kırmak ister ama bana göre hiç beklemediği bir itiraf gelir. Evet Zeynep gerçeği itiraf eder. Bu itiraf Cem’e evet demesi değil Alihan’a olan zaafının, gereğinden fazla güvenmesinin ve bu güveninin her zaman kendisine acı olarak dönmesinin itirafıydı. Ne demişti Zeynep; “Çünkü sana güvenmiyorum. Çünkü sana her güvendiğimde çok üzüldüm. Çünkü çok pişmanım. Seni tanıdığım için, sana inandığım için çok pişmanım. Bütün hatalarına rağmen ve bütün korkunç kararlarına rağmen seni sevmeye devam ettiğim için çok pişmanım.” Bundan sonra Alihan ateşli bir öpücük kondursa bile Zeynep’in dudaklarına, hatalarını telafi etmek için yeterli olamadı. Zeynep’in ardından bakan Alihan’ın öfkesi ise gözlerinden okunuyordu. Evet bir kez daha yenilmişti o güçlü, kimseye yenilmeyen Alihan minnağına…


  Bir kez daha üzülmek…
  Zeynep mümkün olduğunca kaçmaya çalışsa da patronunun ayartan kadın yaftasından bu sefer kaçmayı başaramıyor. Yine tüm bu olanların sorumlusu elbette Alihan Taşdemir olmakta. Zamansız ve yersiz bir anda Zeynep’le yaptığı konuşma her şeyin berbat olmasına ve Zeynep’in daha çok üzülmesine sebep oldu. Alihan sebep olduğu bu durumu telafi etmek için bir şeyler yapar mı bilinmez ama Zeynep’in tüm bu olanlarda sonra Alihan’a daha çok kızacağı ve daha da kendini kapatacağı kesin. Fragmandan anlaşılacağı üzere Alihan, Zeynep’in kendisini reddetmesinden dolayı hala kızgın ve bu kızgınlığı Zeynep kendisine dönene kadar geçmeyeceğe benziyor. Burada tek suçlu olarak Alihan’ı görmemek lazım. Zeynep’e jest yapacağım derken olur olmaz yerlerde sürekli açıklama yapan Cem de, en az Alihan kadar suçludur.

  İşin en kötü tarafı da olmayacak yerde, olmayacak zamanda, olmayacak kişinin ağzından ifşa olmaları. Hani bir söz vardır ya “dinime söven müslüman olsa bari” diye. Zeynep’e laf söyleyenler de masum olsalar bari. Kim kimin karısını/kocasını baştan çıkarıyor hızlarına yetişilmiyor ama yine de bir başkasını rezil etmekten geri durmuyorlar ki bu sıralamaya dahil bile edilmemesi gerekirken. Kim, nasıl ve ne şekilde sebep olursa olsun, olayın bu şekilde açığa çıkması Zeynep gibi hassas bir kız için çok yıpratıcı ve üzücüdür orası kesin.


  Şer cephesinde değişen bir şey yok…
  Geçen haftalarda diziye yeni katılan Kemal karakterini ben çok sevdim. Diziye, şer cephesinde yeni bir ivme kazandıracağı kanaatindeyim. Kemal bir çok sırla geldi diziye, Acaba bu sırları neydi? Genel yargı; Kemal’in zamanla zengin olduğu ve fakir olduğu için kendisini terk eden Yıldızdan, intikam almak için geri döndüğüdür. Konuşmasında Kemal Yıldız’a, ” senin cezan sevmediğin bir adamla evli olup her gün beni görmek” diyordu. Belli ki intikam alması için elinde güçlü kozları var.

  Ender cephesine gelecek olursak. Ender; “amaca giden her yol mübahtır” sözünün vücut bulmuş hali adeta. İnsan sormadan edemiyor. Bir insan kaybettiği tahtını, ki o da ne kadar önemli bir taht tartışılır geri alabilmek için daha ne kadar alçalabilir? Bu arada Ender herkesi bir şekilde kendisine mecbur edecek hamleleri çok güzel yaptığını da belirteyim. Halit’i başka erkek yalanıyla ayartması, Zehra’ya değinmeme gerek bile yok, Zerrin’i ise Alihan üzerinden etkisi altına alması… Zerrin demişken ona da bir çift lafım olacak doğrusu. Zerrin’in Halit’i ve Alihan’ı kız kardeşlere kaptırmamak adına, yuvasını yıkan kadınla işbirliğine gitmesi daha da rezilce bir hareket. Zerrin’in bu Halit ve Alihan takıntısının sonu akıl hastanesinde bitecek gibi görünüyor.

  Ne izleyemedik…
  Diziyi sabırla izleyen sevenleri olarak haftalardır beklediğimiz ama bir türlü görmeye erişemediğimiz sahneler var. Bunlar neler mi? Sayayım; Alihan’ın bir yerlerde unutulan travmaları. Ona ne oldu? Neden bir daha göremedik? Ayrıca geçmişine dair izler, annesiyle olan meseleleri neden işlenmiyor arada bir. Alihan’ın bu hale gelmesindeki aşamalar, karakter ve ruh halinin değişimi gayet güzel işlenebilecek iken hem de. Ha bir de bir görünüp bir daha görünmeyen psikolog arkadaşı da var daha göremediğimiz. Sahi ona ne oldu? İnsan arkadaşını hiç merak etmez mi? Arayıp sormaz mı? İş yerinde rahat rahat dolaşan Alihan eve gittiğinde neden iç hesaplaşma yapmıyor, neden monolog konuşmalar olmuyor ya da sesli düşünme gibi şeyler, atak geçirmenin kıyısına gelip de ilaç aldığını neden göremiyoruz mesela? Ve neden Zeynep’le Alihan, geçmişte yaşadıklarına dair küçük ipuçlarıyla karşılaşıp hatıraları canlanmıyor gözlerinin önünde…

  Ayrıca hikayenin ilerleyişinde hayati öneme sahip konular da, altı iyice doldurulmadan sağlam temellere oturtulmadan veriliyor. Buna örnek Alihan’ın randevuya gidememe nedeni ve Zeynep’in Cem’e evet demesinin altında yatan sebep. Sizler için bilinen ve bundan dolayı önemsiz görünen bu tür detaylar, izleyicinin diziye motive olması açısından önemli olduğu kanaatindeyim. Çok da alakası olmasa da unutmayın ki “şeytan ayrıntıda gizlidir”. Dizinin sağlıklı ilerleyebilmesi için bu tür ayrıntıların kısa ama öz bir biçimde sunulması zorunludur.


  18. bölümün fragmanı…
  Yukarıda da bahsettiğim gibi Zeynep iki kişiyi idare ediyormuş gibi bir duruma düşürdüğü için Alihan’a çıkışıyor ama anlayana. Alihan ise yenilginin getirdiği öfkeyle yine Zeynep’e, hala kendisini sevdiği üzerinden vurmaya devam ediyor. Burada asıl sürprizi Cem yapıyor. Geçmişini bildiği Alihan’ın; değer verdiği kadını yaralayan kişi olmasından dolayı, Alihan’a hem hesap soruyor hem de meydan okuyor. Bakalım bundan sonra da Alihan böyle rahat davranabilecek mi? Alihan’ın Zeynep’i gerçekten kaybedeceği ve bu düşünceyle deliye döneceği günleri görmeyi dört gözle bekliyorum.

  Bu haftalık yorumum da bu kadar. Zahmet edip okuyacak arkadaşlara şimdiden kolaylıklar diler ve teşekkür ederim. Hatalarım var ise affola.
  Kalın sağlıcakla… @zmrdnk001

  *Şarkı/ Seni severdim, Yıldız Usmanova&Yaşar/ Söz: Burcu Tatlıses, Müzik: Phoebus Tassopoulos 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!