Yargı 2. Sezon İlk Bölüm Yorumu | Olumlu ve Olumsuz Yönler

Yargı ikinci sezon açılışını yaptı. Hem de ne açılış!

Evli ve mutlu bir Ceylin ve Ilgaz ile başladık. Bir de yeni bir cinayet. Hem de bu defa İnci’nin öldürülmesindeki gibi bir olay da değil. Seri cinayet gibi görünen bir vaka idi. Sonunda tanıdık ceset de Neva Hakim’e ait çıktı. Pars Savcı’nın acısı şüphesiz bölümün en yaralayıcı sahnelerindendi.

Bölüm yorumuna gelirsek önce yeni sezonun ilk bölümünde sevdiklerimle başlayayım. 

1- Ceylin’in doğum gününün kutlanması şüphesiz en sevdiğim şeylerdendi. Geçen sezon Ceylin doğum gününde eve geldiğinde babası kızının doğum gününde evde bile değildi. Annesi, ablası ve yeğeni hem pastaya yaşını yanlış yazmış, hem de pastayı yemişlerdi. Annesi doğum gününü bile kutlamadan söylenip gitmişti. Kız kardeşi ablasının doğum gününde sevgilisiyle olmayı tercih etmişti. Kimse hediye almamıştı bile. Sonra da kardeşinin öldürüldüğünü öğrendi.

Ama ikinci sezon açılış bölümünde yaralarımızı sarmak ister gibi Ceylin sevdiği adam tarafından sevgiyle uyandırıldı. Hem çiçek hem de hediye bekliyordu onu. Ilgaz’ın geçen sezon Ceylin’e hiç özel jestler yapmaması, hep eleştirmesi ve bir kere bile çiçek almamış olması çok dikkatimi çekiyordu. Elinde birkaç tane de olsa çiçek görmek iyi geldi.

Özenle Ceylin için bir pasta hazırlanmıştı. Ona özel bir kutlama yapıldı. Ceylin’e sevildiği ve özel olduğu hissettirildi.

2- Ceylin’i avukatlık yaparken izlemek…

Avukat Ceylin’i izlemeyi nasıl seviyorum anlatamam. Tüm bölüm sadece onu avukatlık yaparken izleyebilirim.  Enerjisi insanı alıp götürüyor. İlk sezonda o kadar izleyemedik ki, onu bu sezonda iki davayla meşgulken görmek beni mutlu etti. Yeterli değil elbette. Çünkü cübbesini giyip davalar kazandığını izlemek istiyorum. Bu sezon artık Avukat Ceylin’i fırtına gibi eserken izletin bize lütfen.

3- Yeni sezona ait gizem…

Öncelikle bölüm özetini saymazsak yeni bölümde şu 6 ay sonraya ait tutuklu ve suçlanan Ceylin’i ve düşmanca Ceylin’in ruhunu hiç gerçekten görmediğini belli ederek ona saldıran Eren’i görmediğim için mutluyum.

Yargı bu sezon önümüze çok daha fazla ceset ve daha canice bir olay koydu. Cesetlerden birinin Neva çıkmasını bekliyordum bu defa ama bu olayın gizemini ve heyecanını bozmadı. Zaten asıl beklenmedik ve heyecan verici şey de bölüm sonundaki nottu. Hepimiz neden Ceylin diye sorduk. 

Gerçekten birçok teorim ama hangisinin doğru olduğuna dair fikrim olmadan yeni bölümü bekliyorum.

Gelelim sevmediklerime…

1- Ceylin’in ofisindeki Atatürk tablosunun eksikliği

Bu konuda uzun uzun açıklama yapmaya gerek yok. O ofisteki en güzel ve anlamlı, ofise ruh veren şeydi o tablo. Döner yerine umarım. Atam mavi gözleriyle özgür ruhlu, kariyer sahibi, baskılara boyun eğmeyen ve güçlü bir Cunhuriyet kadını olan Ceylin’e bakıyordu ofiste. Bu hep daha anlamlı yapmıştı her sahneyi.

2- Ilgaz’ın bu bölümdeki davranışları, tutumu ve kullandığı dil 

Ilgaz ile ilgili en sevdiğim şey zaman zaman sert oksa da sakin ve yumuşak üslubu oldu hep. Her zaman biraz Metin’den aldığını düşündüğüm ve savcılığın verdiği yetkiyle beslediği bir kibir ve ego vardı alttan alta karakterde ama bu çok rahatsız etmiyordu. Fakat bu bölüm Ilgaz’ın üstten bakan, kibirli ve kaba sahneleri çok göze battı.

a) Eve yerleşemeyen Ceylin’e tavrı ve dedikleriyle başlayayım. Ceylin’i o eve yerleşemiyor diye eleştirmek ve artık yerleş diye buyurmak yerine yardım etmeyi öneremez miydi? Zaten Ceylin, Metin ve Çınar’a rağmen o eve Ilgaz ve Defne için gelmiş. O eve yerleşmek de onun için kolay olmasa gerek. Bu fedakarlık karşısında “Biliyorum bu eve yerleşmek senin için çok zor. Birlikte yapalım.” demek çok mu zordu? Kimse için sessiz fedakarlıklar yapmayacaksın demek ki. Böyle bir de azar işitiyorsun.

b) Mehmetcan davası… Ilgaz kesişen dava olayını benim için daha en başta kullandığı “Sessizce uzaklaşabilirsin buradan” (Sinirden iki kez izlemedim o sahneyi. Cümle böyle bir şeydi.) cümlesini söylediği anda kaybetti. 

O nasıl bir kabalık, nasıl bir üstten bakış ve kibir?

Ilgaz’ın kendini avukatlardan üstün görme gibi bir yanılgısı var. Bu yanılgı dizide de var. Her defasında bu yanılgıya başvurup Ceylin’in haksızmış gibi gösterilmesi artık çok yorucu olmaya başladı. Üstelik Ilgaz o tavrı için özür dilemedi bile. Savcı ve avukatlar arasında böyle bir şey yok. Biri daha güçlü ya da diğerinin amiri değil. Avukatlar da savcılar da adaletin ayaklarından biri. Yani Ilgaz, Avukat Ceylin ile o şekilde konuşamaz. Eş Ilgaz da eşi Ceylin ile o şekilde konuşamaz. Konuşursa sonrasında Pars yüzünden mi diye sorulduğunda kırıcı olmaktan bahsedemez.

Davaya gelirsek kadın da çocuk da Ceylin’in müvekkilleri. Ceylin’in nasıl mesleğine bağlı ve iyi bir avukat olduğunu bize anlatan, şiddet gören bir kadına para beklentisi olmadan yardım ettiğini gösteren de bir geçmişleri var. Yani Ilgaz sonradan gelen kişi. İlk sezondaki gibi davadan isteğiyle çekilebilir. Başladığı işi bitirme bahanesi de gayet saçmaydı. İşe daha o sabah başlamış. Kadın yıllardır Ceylin’in müvekkili, çocuğu günlerdir arıyor ve çocuğu tanıyor. Başka biri de gayet davayı çözebilir. Yoksa Ilgaz kendini diğer tüm savcılardan da üstün mü görüyor?

Böyle davranacaksa Ceylin’e emir verir gibi uzaklaşabilirsin dedikten sonra, onun o davayı almak için çabalamasına ve saklamasına da şaşırmayacak.

Ayrıca artık lütfen herkesin karşısında çatır çatır konuşan Ceylin’i sırf Ilgaz haklıymış gibi göstermek için susturmayın. Ceylin’in Ilgaz’ın o sahnedeki birçok yanlışına verecek çok güzel cevapları vardı.

3- Ceylin ve karanlık olma mevzusu…

Ceylin’in Pars ile olan sahnesinde duygulandım. Çok duygu dolu bir sahneydi. Oyunculuklar çok güzeldi. Ama çok daha başka olmasını beklerdim. Pars, Ceylin’in kardeş acısıyla nasıl gözü bir şey görmeden katili bulmak için çabaladığını biliyor. “Sen nasıl dayandın?” temalı bir konuşma olsun isterdim. Pars’ın acısına veriyorum. Ama bu karanlık mevzusu canımı sıkıyor.

Herkes ak pak da Ceylin mi karanlık? Girdabına kapılmasaydınız o zaman. O mu hayatına davet etti sizi? Ilgaz dahil herkes bile isteye girdi hayatına. O girdap dediğiniz şey kızın acıları farkında mısınız? Kime ne oldu ki şikayet etsin? Ceylin’e yapılanların hangi birisi cezasını buldu? 

Ilgaz’a bir şey mi oldu mesela? İki kez ailesinin adını cinayetten kurtardı, iki kez kardeşini kurtardı Ceylin. Şimdi Metin de Çınar da özgürler. Hangisi cezasını çekti? Çınar uyuşturucu satıp gençlerin hayatını karartan biriyken mağdur gibi dolanmadı mı? Metin kendi geçmişine bakmayıp kaç kere Ceylin’e onur doğruluk dersi verdi. Ilgaz desen ailesi yanında yaşıyor. 

Pars Ceylin’in girdabına kapıldı da ne yaşadı ki? Kendi karanlığı ne olacak? Bu dizide karanlık yanlarıyla yaptıkları yanlışlarını bir kez bile vicdan tartısına koymayan karakterler, Ceylin’i karanlıkla suçladı hep. Onu en tanıması gereken Ilgaz bile yaptı bunu. Halbuki Ilgaz ve Pars ilk sezon iki suçun üstünü kapattılar. Ilgaz babasının suçunu kapayıp Zafer Erguvan davasını yeniden açmadı. Eski nişanlısı Neva’nın suçunu örtbasa ortak oldu. Pars, kendi sırrı açığa çıkmasın diye Yekta’nın delilleri karartmasına soruşturma açmadı. Kardeşinin suçunu örtbas etti. Ceylin darda ve zordayken Pars onu göz altı süresini bile kullanmadan avukatsız sorgulayıp, yaralı şekilde içeri attı.

Şimdi onlar ak, Ceylin karaymış gibi konuşulması çok yanlış. Bu karakterlerin hiç biri kendini vicdanen sorgulamadı bu suçlarına dair.

4- Ceylin’in Kaya apartmanında kalması başlı başına yanlış. Oraya yakın bir yerde bir ev tutabilir ve Defne’ye de yakın olabilirlerdi. Ceylin teklif etse bile Ilgaz’dan Ceylin’i Metin ve Çınar ile aynı apartmana sokmamasını beklerdim. O adamlar kıza babası hakkında yalan söyleyip, ailesini sahte umutlarla kandırdılar. Onlar yüzünden bilmeden bagajında babasının cesedinin olduğu araca bindi Ceylin. Şimdi o insanlarla aynı yerde ne işi var?

5- Eren ve Pars’ın hediye sorunsalı…

Ceylin’e hediye seçemeyip ona soran Eren ve Pars’a edecek sözlerim var. Yani şunu yapacağınıza almasanız daha iyi. Zaten elinde paketle gelmedi ikisi de. Eren’e bu kadar zaman boşuna arkadaş deyip içini açmış Ceylin. İnsan ufak bir şey düşünebilir. Pars da aynı şekilde. Ona sordukları için ikisinde de üzüldü Ceylin. İşin garibi Ilgaz’ı da bu konuda emin görmedim. Hediyesi konusunda emin değildi. Neden o kolyeyi seçtiğine dair bir konuşma bekledim gelmedi. Eren ona sorduğunda da “sen kankasısın daha iyi bilirsin” dedi. Pardon ama sen de kocasısın? Sanki tuttuğu takımı bile bilmiyordu.

Buradan şu sonuç çıkıyor. Eren de Pars da Ceylin’in arkadaşı değiller. Ceylin’e acilen geçmişten filan bir arkadaş gelsin lütfen. İnsanlara değer veriyor, seviyor ama gördüğü muamele bu olmamalı.

Sanırım sıralayacaklarım bu kadar. Üstte yazdığım eleştirilere rağmen Yargı’nın umduğumdan iyi bir giriş yaptığını tekrar edeyim. Heyecanla ikinci bölümü bekliyorum.