Yabancı dizi önerisi: The End Of The F***ing World

The End Of The F***ing Wolrd, yirmişer dakikalık sekiz bölümden oluşan bir dizi. Tek bir konu etrafında dönmesi ve bölümlerin birbirini izlemesi sanki sekiz parta bölünmüş bir film izliyormuşsunuz hissi veriyor. Süresi nedeniyle izlemesi kolay olsa da bıraktığı etkinin sert olduğunu söyleyebiliriz. Ailevi sorunları olan ve her genç gibi kendilerini yaşadıkları dünyaya ait hissetmeyen Alyssa ve James’in evden kaçmasını konu alıyor ancak sahnelerin sertliği ve çalan şarkılar diziyi kesinlikle sıradan bir gençlik dizisi olmaktan çıkarmış. Bence sevilmesinin en büyük nedenlerinden biri burada yatıyor. Kara komedi olması dizinin kalitesini ortaya koymuş. 

Alyssa’nın önerisi sonucu iki gencin evden kaçmalarıyla ‘’Kahrolası Dünyanın Sonu’’ başlıyor. Yolda karşılarına çıkan pedofililer, cinayetler derken ikili kendilerini geri dönülemez bir yolculuğun içine sokuyor. Açıkcası gençlik problemlerinin ve buradan hareketle de dünyanın sonu mesajlarının en son Freaks and Geeks dizisinde bu kadar iyi işlendiğini görmüştüm. İkili evden kaçmakla başlarını büyük belaların içine soksalar da çoğunda karşılarına çıkan insanlar o kadar kötüydü ki olayların onların dışında döndüğünü görüp kızamıyorsunuz bu da sizi diziye ve karakterlere bağlıyor.

Konuyu şöyle bir toparladıysak biraz da karakterlere bakalım. James 17 yaşında, hiçbir şey hissetmeyen bir psikopat olduğunu düşünen bir genç. Bir şeyler hissetmek için çocukken elini fritöze sokmaktan tutun da hayvanları öldürmeye kadar her yolu denemiş. Sonunda bir insanı öldürmeye karar verdiği gün karşısına Alyssa çıkıyor. James’in hiçbir şey hissetmemesinden bunu hayvanlar üzerinde test etmesine kadar karakterine dair çoğu şey Dexter’ı anımsatıyor. Sanki Dexter’ın liseli zamanlarını izliyormuşuz hissine kapılsanız da bu his çok uzun sürmüyor. İki dizi tür olarak birbirinden çok ayrı sonuçta.

Alyssa’nın anne ve babası boşanmış. Annesi, onun yeni eşi ve ikiz bebekleriyle yaşıyor. Öz babasından her sene aldığı doğum günü kartlarına bir de babasından kalan bir deri cekete tutunmuş yıllarca. Annesine ve onun kocasına bu sayede katlanıyor ancak annesi tarafından o kadar umursanmıyor ki ona üzülmemek ve davranışlarına hak vermemek elde değil. Alyssa, James’e göre daha gözü kara ve daha ağzı bozuk. Bu da içine kapanık bir psikopat olan James’i etkiliyor. Dexter’ın zamanla gösterdiği karekter gelişimi bu kısa macerada James için de geçerli. Alyssa’ya hissettiği duygular James’e psikopat olup olmadığını sorgulatıyor.

Son olarak oyunculukların çok başarılı olduğunu söylemeliyim. Özellikle Jessica Barden (Alyssa) ve Alex Lawther (James) bizi oynadıkları karakterlere çok güzel inandırdılar. Aralarındaki uyum da izlemeye değer olunca dizi daha da iyiye taşıdılar.