tds_thumb_td_300x0
Vuslat’ta Neler Oluyor? | Genel Bakış

Çok farklı bir konsepte sahip dizimiz Vuslat’tan bahsedeceğiz bugün. Tarz olarak herkese hitap etmeyebilir ancak kurgusu da işlenişi de  izlerken kesinlikle keyif veriyor diyebilirim. Aslında bu dizi, takip etmeye başlamadan önce tanıtım yazılarını ufak bi okumak gerektiren, temelini oturttuktan sonra başlaması doğru olacak bir dizi. Çünkü dizideki sırlarla dolu sahnelerin anlamı oralarda kapısını açıyor. Salih Baba’nın ve deli denilen Abdullah Efendi’nin ilminin Aziz gibi şaşkınlıkla değil de kısmen olağan karşılanabilmesi için mesela, bir takım bilgi edinmeler şart.

Dedikten sonra, son bölümlerde yaşanan birkaç olaya değinmek ve yorumlarımı paylaşmak istiyorum. Mevzuya pat diye giriyor gibi olacak ama Sultan’la Feride daha şimdiden çok güzel gelin görümce olmadılar mı ya? 🙂 Şaka bir yana, zaten iyi kalpli olan bu kızın Feride’ye olan davranışları ve ikilinin iyi anlaşması çok hoşuma gitti. İşler ilerlediğinde bu çiftin büyük destekçisi olacak hissediyorum. Aziz’in Yalçın’a takındığı tavır ve özgüvenli duruşu da güzeldi. O, kendi kendine triplere girip Aziz’i kovmaya çalışırken, içeri davet eden Salih babaya burdan teşekkürlerimi sunuyorum.. Sadece girişi değil, içerideki sahneler de çok güzeldi. Salih’in Aziz’den istedikleri ve onun karşı çıkmadan yapmak durumunda kalması.. Ve tabiki o anlar yaşanırken gözümüzden kaçmayan Feride’nin bakışları.

Sen var ya, hep sen. Ortalığı sen karıştırıyorsun! diye seslenmek istiyorum şu Kerem’e. Planları kötülükleri asla bitmiyor. Bir de bu yetmezmiş gibi zekasını hep haince kullanıyor. Biliyorum ki abisine açtığı savaş çetin geçecek ama mağlup olacağı günü dört gözle bekliyorum.

Üstüne üstlük şu saatten sonra tek derdi babası, iş güç, abisi, intikam falan değil, aynı zamanda Feride de olacak. İkili arasında kocaman bir zaaf çarpışması bizi bekliyor. Ruh sağlığı düzgün olmayan bi adamın abisinin aşık olduğu kadına saplantısını izleyeceğiz. Kim bilir neler gelecek başlarına!

Açgözlü kompleksli Hasibe’den bir kez daha nefret ettik. Şu zavallı adama yaptıkların yetmedi mi? Bırak artık diye isyan edeceğim ama tabii ki yok. Bu karakterin kolay evrilmeyeceği açık. Kocasına da, üvey kızı Feride’ye de etmediğini bırakmayacak. Çevresinde ne kadar iyi, masum insan varsa onun gazabına uğramaya mahkum gibi. O kadar fazla kötü duygu barındırıyor ki, gerçek hayatta böyle insanlar bu kadar kirle nasıl yaşar inanın bilmem.

Bu ikilinin sahnelerini seviyorum. Aralarındaki bağ çok güzel ve iletişim şekilleri gülümsetiyor. E şimdi işin içine ufaktan Feride de girince, değmeyin sahnenin güzelliğine! Abisine sorduğu imalı sorular, değişen halinin gözünden kaçmayışı.. Ayrıca başı sıkıştığında, ihtiyaç duyduğunda güvenecek sağlam birine sahip olması da çok hoş bir tarafı. 

Bu kadına hala neden “anne” dediğini anlamamakla beraber, bu sahnede Feride’ye çok üzüldüm. Asla haketmediği bu kötü davranışları ona nasıl etki edecek merak ediyorum. Umarım daha fazla incinmeden kurtulmanın bir yolunu bulur. O böyle üzülüp çaresizce ağladıkça biz de üzülüyoruz. Gerçi babası ve Fırat’ı bırakamadığı gibi kız kardeşini de bırakamayacaktır ama.. Gitmek istedikten sonra elbet bir şekilde çözülür diye düşünüyorum. 

Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar, Aziz ve Feride’ye başka bir yazıda daha detaylı değiniyorum.

Çifti seviyorsanız umarım karşınıza çıkar, görüşmek dileğiyle. ❤ 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!