tds_thumb_td_300x0
Vatanım Sensin’in Unutulmaz Çifti: Leon Gibi Sevmek Hilal Gibi Sevilmek

Her sonun ardından geriye güzel şeyler kalır. Vatanım Sensin dizisinin ardından da bizlere Hileon’un dillere destan aşkı kaldı. Bu aşkı bir de bizden dinleyin. İyi okumalar!

Savaşın en acımasız ve en sert döneminde kesişmişti Hilal ve Leon’un yolları. Hilal, vatanı için her şeyi göze alan cesur ve dikbaşlı bir Türk kızıydı. Leon ise, hayatı boyunca babasının gözüne girmek için ve onu memnun etmek çabalayan bir Yunan Teğmeni.

Savaşın en zor dönemlerinde her şey Leon’un İzmir’e gelmesiyle başlamıştı. Başlarda Hilal onun için sadece isyancı bir Türk kızıyken sonrasında ona hayran olmuştu. Cesaretine, korkusuzluğuna ve yaptıklarına… Tabi bunu kendine bile açıklayamazken bu hayranlık zamanla vazgeçilmez tutkulu bir aşka dönüşmüştü. Öyle bir aşk ki duygularıyla savaşında mağlup olup aşkına direnememişti. İlk kez duygularına yenik düştüğünde, her ne kadar bunu kabullenmese de, Hilal de düşmüştü bu kaçınılmaz aşkın girdabına.

Leon’un aşkı öyle büyüktü ki aşkı uğruna başta Hilal olmak üzere bütün engellerle savaştı. Bu aşk elbet iki tarafı da kavurmalıydı. Hilal ise engellerin en büyüğüyle sınanmıştı. Leon’u vurmak zorunda kaldığında sanki kurşun Leon’un vücuduna Hilal’in de ruhuna saplanmıştı. Gizlediği duyguları acıyla harmanlanmıştı.

Belki de duygularını ve kendini dinleyebilmesi için Leon’un yokluğuyla sınanmalıydı. Öyle ki Hilal ilk defa bile isteye tutmuştu Leon’un elini hiç bırakmamak üzere. Ama engeller iki yüreği de kavurmaya başlamıştı bir kere. Henüz aşklarının yüceliğinin farkında olmasalar da onların aşkı bütün engellerin üstündeydi.

Hilal’in gözünde Leon; aşkına rağmen çok yanlıştı. Yanlış olması için taşıdığı üniforma bile yeterliydi. Çünkü  ülkesini, şehrini işgal eden bir teğmene sevdalanmayı kendine yediremezdi. İlk olarak da bununla sınadı Leon’u. ‘Üniformanı benim için çıkartabilir misin, aşkın uğruna bunu yapar mısın?” dedi fakat Leon hayatı boyunca babasına o üniformayı hak ettiğini göstermek için yaşamıştı. Buna rağmen silahları görmezden gelerek üniformasına ihanet etmişti Leon ama bunu kabullenememişti. Kendine öyle yedirememişti ki hayatına son vermek istedi. Fakat Hilal buna izin veremezdi. Orda en büyük engelleri  olan kendileriyle yüzleşmişlerdi bir nevi.

Hilal bu aşkın ilk itirafını, haykırışını Leon namlunun ucundayken yapmıştı. Onu vuracaksan önce beni geçmelisin dedi. Çünkü Leon olmadan Hilal artık yarımdı. Leon da şaşırmıştı bu duruma çünkü Hilal, ilk defa alenen haykırmıştı aşkını. Leon olmadan Hilal artık yarımdı. Kopmaz bağlarının en güçlü ilk düğümünü orada atmışlardı.

Aşkları büyüdükçe önlerindeki engeller de büyüyordu. Engeller yürüdükleri yolu yavaşlatsa da sonunda  hep birbirlerini buluyorlardı. Fakat artık engelin en büyüğüyle karşı karşıyaydılar. Leon babasını kaybetmişti. Üstelik bunun sorumlusu Hilal’in babasıydı. Aşkları elbette bunu da yenebilecek güçteydi. Fakat ayrılığa dayanabilir miydi yürekleri? Leon gitmek zorundaydı. Annesini yalnız bırakamazdı ama Hilal’i de geride bırakmak istemiyordu. Ancak ne Hilal onunla gidebilirdi ne de Leon kalabilirdi.

Ve son olduğunu düşünerek baktı Hilal. Gözyaşları gitme dercesine akıyordu. Çünkü biliyordu Leon gidince yarım kalacağını. Aşkları ayrılığın gerçeğiyle sınanıyordu şimdi.

Aylar geçmişti ayrılıktan ve özlemden onlar da nasibini almıştı. Ve her şey gibi ayrılık da son bulmuştu. Leon Hilal’e kendini bir açelyayla  hatırlatmıştı. Aylar sanki yıllar gibiydi tam da bu yüzden kavuşmak en çok onlara yakışmıştı.

Zaman geçiyordu olaylar gelişiyordu ama artık  ne olursa olsun aşklarına gölge düşmüyordu. Çünkü dil, din, ırk teferruatlarının ötesindeydi onların aşkı. Gizliden gizliye yeşeren bir açelya gibi…

Hilal ve Leon, teğmen ve hemşire, Halit İkbal ve Andreas Zakis… Onlar her halleriyle birbirlerinin bir parçasıydı. İnatla, zorluklarla  başlayan bu sevda birbirlerine verdikleri sözü tutarak veda etti bizlere. Savaştan sonra Kordon’da…

Bu Hafta Ne İzledik? (4-10 Haziran)

1.Serenay Sarıkaya ve Jabbar’dan Düet!

Serenay Sarıkaya, Magnum için hazırlanan ‘Haz’ adlı şarkı için sanatçı Jabbar’la stüdyoda girmiş ve çok güzel bir iş çıkarmışlar.

2.Fazilet Hanım ve Kızları Final Yaptı,Oyuncularını Hemen Kaptılar!

2 sezon süren Fazilet Hanım ve Kızları dizisi geçtiğimiz gün 50.bölümüyle ekranlara veda etti. Dizinin vedasının ardından Egemen kardeşleri canlandıran Alp Navruz ve Çağlar Ertuğrul’un yeni projeleri belli oldu.

Sadullah Celen’in yöneteceği TRT1 dizisi ‘Elimi Bırakma’ adlı dizide Cenk Çelen rolü için Alp Navruz’la anlaşıldığı açıklandı.

Çağlar Ertuğrul’un ise başrolünü Meriç Aral’la paylaşacağı Yanımda Kal isimli film projesini kabul ettiğini öğrendik. Bu ikiliyi biz çok sevdik,sizce nasıllar?

3.Ufak Tefek Cinayetler sezona veda etti!

Senaryosunu Meriç Acemi’nin yazdığı Salı akşamlarının sevilen dizisi Ufak Tefek Cinayetler akıllarda soru işareti bırakan bir sezon finali yaptı. Dizinin başından beri kimin öldüğünü merak ediyorduk,Edip’in ölümünü öğrendik, şimdi de kimin öldürdüğünü öğrenmek için bekleyeceğiz 🙁

Dizinin yeni sezon treaserı da hemen yayınlandı. Çekimleri dev bir havuzda tonlarca suyun kullanılmasıyla gerçekleştirilen tanıtım yeni sezonun da iddialı olacağını gösteriyor.

4.Yaz Dizilerinin Tanıtımları Yayınlandı!

Başrollerini Demet Özdemir ve Can Yaman’ın paylaştığı Erkenci Kuş’un, Elif Doğan ve Mehmet Ozan Dolunay’ın oynadığı Darısı Başımıza’nın ve Gülper Özdemir’le Berkay Hardal’ın başrolde olduğu Meleklerin Aşkı dizilerinin tanıtımları yayınlandı.

5.Eslem Akar, 4N1K’da!

Eslem Akar, Avlu dizisinde canlandırdığı Ecem karakterinin ölmesiyle diziden ayrıldı. Yeni neslin yetenekli oyuncularından olan Eslem Akar’ı Fabrika Yapım hemen kaptı. Genç oyuncuyu 4N1K dizisinde Fox ekranlarında izleyeceğiz!

6.Gökçe Bahadır’a Ödül!

Ufak Tefek Cinayetler’in Oya Toksöz’ü Gökçe Bahadır, Mimar Sinan Ödülleri gecesinde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü almaya hak kazandı. Ödülünü de dizide kendisinin gençliğini canlandıran Büşra Gündüz’den almış 🙂

7. Netflix dizisine yeni transferler!

Çağatay Ulusoy’un başrol olduğu Netflix’in ilk yerli dizisinin 2. sezon çekimleri önünüzdeki hafta başlıyor. Projenin yeni oyuncuları arasında Burçin Terzioğlu, Boran Kuzum,Yurdaer Okur ve Saygın Soysal’ın da olduğu söylentileri yayılmaya başladı. Umarız bu söylentiler doğrudur 🙂

8.Vatanım Sensin’e Veda!

Kanal D’nin milli mücadele dönemini anlatan dizisi Vatanım Sensin ekranlara veda etti. Her güzel şeyin sonu olduğu gibi Bergüzar Korel ve Halit Ergenç gibi asil ve yetenekli bir çifte de bu diziyle veda ettik. Onları bir daha hangi projede bir arada görürüz kim bilir…

Ve efsane çift Hilal ve Leon… Emeklerinize sağlık Miray ve Boran,yolunuz açık olsun!

Vatanım Sensin: Final Bölümünün Unutulmaz 5 Sahnesi!

Vatanım sensin 2 sezon, 59 bölümden oluşan ekran macerasını bu perşembe izleyicileri göz yaşlarına boğan muhteşem bir finalle sonlandırdı. Hem ters köşelerle dolu hem de oldukça duygusal bir final izledik. Bu ekranlardan bir Miralay Cevdet geçti… Vatan ,çin yapılan fedakarlıkları, çekilen acıları en çarpıcı haliyle anlatılırken bir yandan da ”vatanım sensin” sözleriyle dolu çok güzel aşk ve aile hikayeleri izledik bu yolcuk boyunca… Finalde yazar olan Hilal’in, anne ve babasının hikayesini anlatıp romanının adına ”Vatanım Senin” demesi de boğazları düğümleyen detaylardandı… Biz bilmeden en başından beri Cevdet kızı Hilal’in kitabını okuyormuşuz meğer. 

Sezon finalinin en unutulmaz 5 sahnesi ile sizi tekrar baş başa bırakıyoruz!

1)Cevdet’ten muhteşem ters köşe ve Cevdet ile Azize’nin vedası…

 

2) Anne ve babanız şehit oldular… Hilal Ve Yıldız’ın Cevdet ile Azize’nin kurşuna dizildiğini öğrendikleri, göz yaşlarına boğan sahne!

 

3) Leon’un Cevdet’e vedası!

 

4) İzmir’in kurtuluşu! İzmir’in dağlarında çiçekler açtı…

 

5) Hilal’in ”Vatanım Sensin” kitabı! Savaş bittikten sonra kordonda buluşacağız demişlerdi…

 

En Beğenilen 10 Boran Kuzum Performansı

Geçende en beğendiğim Miray performanslarını sıralamıştım. Bugün de en beğendiğim Boran Kuzum performanslarını sıralamak istedim. Leon da Hilal gibi dizinin en çok harcananlarından fakat bizim aklımızda daima aşkına aşık olduğumuz, zarif, kadınlara değer veren adam olacak.

10) “Peki sen hain değilsen kötü de değil misin?”

Hepimizin en çok kızdığı 48. bölüm Leon’undan babasının mezarı başındaki konuşması… Leon o sahnede belki de ilk kez babasıyla içinden geldiği gibi konuşabiliyor ama babası hayatta değil. “Peki sen hain değilsen kötü de değil misin?” derken ki titreyen sesi o düştüğü ikilemi ne yapması gerektiğini bilemeyen o hali, babasının intikamını alamadığı için ona duyduğu mahcubiyeti fakat intikam da almasının yanlışlığının farkındalığını, kimin haklı kimin haksız olduğuna dair yaşadığı karmaşayı, Hilal’e ne söyleyeceğini bilemeyişi ve yüz yüze gelmekten korkuşu ile verdiği o yanlış karar, Atina’ya döneceğini söylemesi. Boran bunların hepsini çok çok güzel yansıtmış. 

9)”Siz hâlâ abimin yasını tutuyorsunuz ama ben kanlı canlı karşınızdayım!”

Kükreyen Leon. Hepimize sinir krizleri geçirten nişan sonrası Leon’un babasına ilk karşı çıkışı. “Siz hala abimin yasını tutuyorsunuz ama ben kanlı canlı karşınızdayım!” Bugüne kadar babası ne derse onu yapmış Leon, sırf onun gözüne girebilmek için. Fakat babası onu hiç görmemiş, hâlâ abisinin intikamı peşinde. Annesi ise Leon’a bakıyor ama görmüyor, onu seviyor ama anlamıyor; o da hala Dimitri’nin yasını tutuyor ve Leon ilk defa bu durumu yüzlerine vuruyor. Boran da harika oynuyor. 

8)”Çok özlemişim…” ♥

Cepheden dönen Leon’un biricik sevgilisi Hilal’le kavuşması… Bu kavuşma da tıpkı ikinci sezonun başındaki kavuşma gibi buram buram özlem ve sevda kokuyor. Öyle özlemiş ki Leon sevdiğini, yüzünün her yanını defalarca öpüyor; her seferinde de derin nefeslerle sevdiğinin kokusunu içine çekiyor. Tutkuyu, aşkı bu kadar iyi yansıtan çift bir daha gelir mi? Hiç sanmam. Miray nasıl ilk kavuşmada biraz daha öndeyse Boran da bu sahnede bir adım önde. Aşık bir adam ancak bu kadar güzel oynanırdı.

7) Leon Annesine Hilal’i Anlatıyor

Veronika ve Leon Hilal’i konuşuyor. Veronika-Leon sahnelerin tadı her zaman bir başka oluyor ama bu sahne benim içlerinde en beğendiğim sahne. Çünkü Leon annesine karşı ilk defa bu kadar açık. Ve Veronika da Leon’a. Babasının yaptığı zulümleri de Hilal’e olan aşkını da açık açık konuşuyor ve Hilal’i anlatırkenki yüz ifadesi o kadar güzel ki… Sadece sevdiğinden ve onu asla bırakmayacağından bahsetmesi bile onu mutlulukla doldurmaya yetiyor.

6) “Yalnız değilsin, bunu bil yeter.”

Leon-Spiro sahnesi. “Yalnız değilsin, bunu bil yeter.” Leon’un her şeyden ümidini kesmiş bir adama ümit olduğu o sahne. Belki de Leon Spiro’yla o gün konuşmasaydı Spiro intihar edecekti. Sadece bir iki satırla bir insana umut olmayı yansıtan harika bir sahne. Boran da Germinal alıntısını o kadar güzel okuyor ki sahneyi izlediğinizde siz de içinize o umudun, yaşama sevincinin dolduğunu hissediyorsunuz.

5) Patlama Sonrası Leon ve Hilal Konuşması

Patlama sonrası Leon ve Hilal’in konuşması. Bu sahnede Leon hem patlayan bomba sonucu ölenler için üzülüyor, hem de Hilal’in kendisini suçlayışının altında eziliyor. Biz koymadık bombayı diyor fakat daha önce yapılan zulümler yüzünden aksini ispatlayamaz. Sevdiğinin yanında olmak, acısını paylaşmak istiyor ama sadece onun nefreti görüyor. Elinde de bunu değiştirebilecek hiçbir şey yok. O an gözünden bir damla yaş düşüyor. Ve Leon’un acısını derinden hissediyoruz.

4) “Vururdum seni Teğmen!”

Evet bu sahneyi çok seviyorum.Bu sahne gözlerle oynamanın zirvesidir çünkü bana göre.Hilal “Yapamazsın, vuramazsın” dediğinde yapamayacağının bilincinde olmanın verdiği kabulleniş ve “O silah bende olsaydı bir an bile tereddüt etmeden vururdum sizi Teğmen”dediği anda Leon’un gözlerinde beliren acı direk kalbinize saplanıyor. Sonrasında ise verdiği şeref sözünde titreyen o ses ve daha ağzından çıkarken bile yapamayacağının farkındalığı,Hilal dönüp gidince çöken omuzlar ile yansıttığı o yıkım. Gerçekten muazzam bir oyunculuk.

3) Hilal’in Kaçırılması ve Leon’un Acısı

Leon’un matbaaya gidip çalgıcılarla ve Mehmet’le olan konuşması. Mehmet onun üstüne yürürken bile hiçbir şeyin umurunda olmaması sadece Hilal’den bir haber alma umuduyla yaşlı gözlerle onlara Hilal’i soruşu… Ve sonrasında karargahta elindeki açelyaya bakıp ağlayışı… Bu sahnede öyle bir hüzün ve özlem var ki. Boran gerçekten de o yavaş yavaş içten içe acı çekişi çok güzel canlandırıyor her seferinde.

2) Smyrna Sahnesi

Hepimizin Leon’un libidosunun büyüklüğüne inandığı o an… Bu sahne o kadar çok incelendi ve irdelendi ki çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Buradaki çoğu insanı HiLeon’a ve diziye bağlayan sahne… Aradaki tutku ve elektrik zaten muazzam ama Boran’ın kaşına kirpiklerine kadar mimikleriyle sergilediği oyunculuk şovuna şapka çıkarmak lazım. 

1) Leon’un Depresyonu ve İntihar Girişimi

24. bölümdeki Leon’un tüm sahnelerini bu sıraya koyabilirim sanırım. Hem Boran’ın devleşen performansı hem de bölümün çekim açılarının çok güzel olması sonucu çoğumuzun favori bölümlerindendir 24. Bölümün başında odasında üniformasına bakışı, kendisini artık o üniformayı giymeye layık görmeyişi, Cevdet’le olan konuşması, sonrasında karargahta Azize’nin ona teşekkür edişi. Gittikçe vatanına ihanet edişi ve kendi askerlerini ölüme göndermenin verdiği yükün altında ezilişi. Yalnızlıktan meyhanede Ali Kemal’le dertleşmesi… Ve “Kimseye Etmem Şikayet”in hikayesini acıyla anlatışı… “Demek ki kardeşçe yaşamanın bir yolu var.” 

Halit İkbal yazısını okuyamaması ve mumda yakışı. Çünkü yazıda kendisiyle ilgili yazılanları görmeye kalbinin dayanmaması ya da okursa yapacağı şeyden vazgeçme korkusu belki de. Hilal’i kurtarmakla kendi askerlerini ölüme gönderişinin arasında kalan düşünceleri,Tanrıdan dilediği af ve hissettiği kimsesizlikle Tanrısına sığınışı. Annesiyle vedalaşma anı. Onu son kez görmenin bilinciyle acı acı gülümseme çabası ve annesinden af dilemesi Ve son olarak her zaman Hilal’le buluştuğu tepeye gidip canına kıymaya kalkışı. Annesi ve babasına yazdığı mektup ve onlardan af dileyişi. Hilal’in gelip onu kurtarışı üzerine yine de ısrarla onu gönderip kendini öldürmek istemesi, hâlâ Hilal’in tüm bunları kendisi için yaptığını ve çektiği vicdan azabının sebebini anlamayışına olan kırgınlığı… Ve Hilal sonunda her şeyi anladığında ve birlikte ölmek istediğinde ise bunu yapamayacak olmanın acısı ve Hilal’in ona sarılışıyla kendi bırakması ve ağlayışı… Her şeyiyle harika bir bölüm ve Boran’ın dizide çıtayı en tepeye koyduğu sahneler. Tüm 24. bölüm birinci sırada olmayı hak ediyor. 

BONUS: Leon’un Hilal’e Mektubu

Aslında bu sahnenin kanal videosu var fakat koymama sebebimi anlarsınız video başlığı ve devamındaki saçma sahneden. Bu sahnede Boran yok ama mektubu gerçekten çok güzel okuyor. 

Türk dizilerinde güçlü kadın çok azdır ama Leon gibi idealize edilmiş mükemmel erkek tiplemesi çoktur aslında. Fakat toplumun çoğuna göre mükemmel olan o erkekler aslında pek de mükemmel değillerdir. Çünkü neden aşık olduklarını anlamadığımız o saf/salak kızlara sürekli ne yapması gerektiği söyler bazen açık açık bazen alttan alta emir verirler. Leon’sa tüm bunlardan farklı olarak kadına gerçekten değer veren biri. Hilal’in fikirlerini küçük görmeyen saygı duyan biri. Haklı bir işgale geldiğini düşündüğü ülkede düşman kızına aşık olup, işgalin haksızlığını farketmeye başlayan ve savaşın bitmesi için elinden geleni yapan barış yanlısı bir insan.Sanırım Leon gibi derin bir karakteri bir daha zor görürüz Türk televizyonlarında. 

Son olarak Boran Kuzum umarım bundan sonrasında da Leon gibi özel karakterleri oynamaya devam eder ve başarısına başarı katar, tabii ki kıymet bilen profesyonel yapımlarda. Buraya bir tane de Leon videosu bırakıyor ve bitiriyorum. ♥

 

 

 

 

 

 

Genç Yıldız Aka’dan Dopdolu Yeni Röportaj!

Kısa sürede yeteneğiyle yükselen Vatanım Sensin’in Ali Kemal’i, Çukur’un Celasun’u Kubilay Aka Haziran sayısında Cosmo Man dergisine konuk oluyor. Sorulara verdiği birbirinden güzel, onu tanımamıza yardımcı olan cevapları ve yapılan çekimin fotoğraflarını sizlerle buluşturuyoruz.

En sevdiği oyuncular sorusuna erkek olarak James Mcavoy derken, kadınlardan ise Jennifer Lawrence cevabını veriyor. En etkilendiği filme “Babam ve oğlum” yanıtını veren ve defalarca izlemesine rağmen her seferinde etkilendiğini söyleyen Aka güncel olarak takip ettiği dizilerin Game Of Thrones ve Peaky blinders olduğunu söylüyor.

Karanlık fobisi olduğunu belirten genç oyuncunun Hollywood favorisi ise Al Pacino. Şarkısından ve müzik hayatından konu açılınca ilgili olduğunu söyleyen Aka “Amatörce gitar çalıyordum şarkı yapacağımı hiç düşünmemiştim. Hobi olarak devam edeceğim. Kafam dağılıyor, dinleniyorum.” demiş.

Halihazırda canlandırdığı karakter Celasun ile ortak yönü sorulunca “İkimiz de aileye ve sevdiklerimize çok bağlıyız” yanıtını veriyor. “Aşk sizin için ne ifade ediyor?” denildiğinde ise sevenlerini tebessüm ettirecek tatlı bir cevap görüyoruz. ” Aşk; insanı insan yapabilecek bir kavram bence. Biyolojik olarak kalbin hızlı atması, avuç içlerinin terlemesi, göz bebeklerinin büyümesi, karnına küçük ağrılar girmesi bir kenara; aşk insana iyilik katmanın,hayatını rayına sokmanın yolu..”

Gayet fit oluşu ve spor düzeni sorulunca evinin bahçesine spor için alan kurduğunu, sporu deşarj olmanın en iyi yolu olarak gördüğünü söylerken konu mutfağa gelince de beyefendinin boş olmadığını görüyoruz. Buzdolabını açınca raflardaki sodaların varlığından ve kesinlikle göreceğimiz soğuk kahve çeşitlerinden söz ederken bardak mısırı çok sevdiği için bulundurduğunu, sık sık yapıp yediğini söylüyor. Çok iyi yemek yapmasına sıra gelince ise ” Aslında tamamen doğaçlama yapıyorum ama soteler ve makarna soslarımda çok iddialıyım. Mangal başında da başarılı olduğum söylenir” cevabını veriyor.

Röportajda öğrendiğimiz bazı diğer şeyler ise; kadınlarda koyu renk ruj ve oje sevmediği, daha önce çok evcil hayvan beslediği, kadınlar için en güzel kombinin jean, beyaz tişört ve deri ceket olduğunu düşünmesi, kız kardeşine ve ailesine çok düşkün olduğu.

 

error: Korunan İçerik!