tds_thumb_td_300x0
Sıfırıncı Gün’ün Ani Vedası: Tepkiler Büyük!

https://twitter.com/pheomelanin0/status/1629426216389210116?t=Et-H4qRTmkB0qqXpVIqeeQ&s=19
https://twitter.com/yeolphere/status/1629406465227210753?t=Et-H4qRTmkB0qqXpVIqeeQ&s=19
https://twitter.com/dintrais/status/1629376919912185856?t=Et-H4qRTmkB0qqXpVIqeeQ&s=19
https://twitter.com/miiiraa17/status/1629265309394714624?t=Et-H4qRTmkB0qqXpVIqeeQ&s=19
Sıfırıncı Gün 2. Bölüm Yorumu | Savaş Başladı!

Biraz durgun, aslında olaylar olsa da çok yokmuş gibi görünen ama yine de fena olmayan bir bölümdü. Kadir’in ölümüyle ilgili sahneleri, cenaze dahil hızlandırarak izledim ağlamamak için ama gelin görünki “bizim babamız öldü lan” sahnesi beni mahvetti. Özgür’ün başta kendini tutmaya ve normal davranmaya çalışması, meşgul olacak bir bahane araması ama sonra dayanamaması.. 🥺 Onlarla beraber biz de döküldük malesef..

Gönül’ü canlandıran oyuncumuzu çok beğeniyorum, rolünün hakkını veriyor ve izlemek çok keyifli kendisini. Ufak bir parantez açmak istedim. Fatih’le ekip arasındaki ilişki hoş, seviyorum o atışmalı laf dinlememeli işbirliği halini. Can ciğer olacakları günü de iple çekiyorum denebilir şimdiden.

Şimdi çok kişisel bir şeyden bahsetmek istiyorum. 1:27:12 – 1:27:15 arasındaki o an ne kadar faciaydı öyle ya. İnanılmaz mekanik, robotik, doğallıktan uzak ve komik. Valla cringe oldum özür dilerim. Engin’i de Aybüke’yi de seviyorum. Engin bana en pozitif vibe veren, gördükçe gülümsediğim ve sempatik bulduğum yerli isimlerden, Aybüke de HYS döneminde Selin’le birlikte kalbime girmiş birisi. Nisan’la Özgür de gayet sevilesi yani bi garezim yok asla, onu demek istiyorum. Ama o sahne.. Hiç olmamış hiç. Çok garip bi havası var böyle bi kasıntı desem değil, fazla “direktife uyulmuş” gözüküyor anlatabildim mi bilmiyorum. Ay neyse çok uzattım ama kısa olmasına rağmen aşırı dikkatimi çekmişti göze batma olarak o yüzden söyledim.

Avukat Selin’in ultra normal ve sıradan davranışlarından, bi haltlar yediği barizdi. Tahmin ettiğimiz gibi de çıktı. Kötü adamların hukuk alanındaki iş bitiricisi. Dümdüz Mert’e partner olsun diye yazılmamış yani karakter. Aşk yine olur, ama belli ki çok krizler çıkacak. Salih’in hareketlerini ne yazık ki Sıcak Kafa’daki Özgür gibi çok karikatürize buldum, aşırı yapay o delilik halleri, replikler, abartılı beden dili falan. Oyuncu kaynaklı mı senarist/yönetmen tercihi mi bilmiyorum ama sonuç pek başarılı değil, bizden söylemesi.

Bilge karakteri pek ilgimi çekmiyor. O ikisine yazılacak romance de aynı şekilde. Benim için şimdilik “olmasa da olur” tadındalar. Dizi güzel ama baştan aşağı klişe kokmasını pek sevmiyorum. Son olarak, bölümün en can alıcı yönlerinden biri elbette Ejder’in çocuğu mevzusu. Bence kast olarak iyi bir tercih değil, o adam hiçbirinin babası olacak yaşta durmuyor. Çocukların hepsi kazık kadar. 😂 Ama n’apalım öyle tercih edilmiş, mecbur yemiş gibi yapacağız.

Güzel hazırlanmış fragmanların aksine, dizinin kendisi o kadar da iyi değil. Bir süre daha takip ederim gibi gözüküyor vakit geçirmelik olarak, bir de sevdiğim isimler var diye ama kalite biraz artmazsa ömrü çok uzun olmayabilir. 🙁 Sosyal medyaları da pek güçlü değil şimdilik, gerek aldığı etkileşimler gerek takipçi/abone sayısı olarak. Bakalım, hayırlısı.

Önceki Bölüm Yorumu burada 👇, gelecek bölümden sonra tekrar görüşmek üzere. ❣

Sıfırıncı Gün Nasıl Bir Dizi? İlk Bölüm Yorumu!

“Büyük zaferler kazanmak için küçük savaşlar kaybetmek gerekir.”

Etkili hazırlanmış fragmanlarıyla izleyicide heyecan uyandırmayı başaran Sıfırıncı Gün, geçtiğimiz günlerde yayın hayatına başladı. Sevdiğimiz isimleri bir araya getiren ışıl ışıl kadrosuyla, aktif operasyon anı dışında sürekli goygoyda olan neşeli bir polis ekibinin hikayesini anlatan dizi bolca takdir topladı.

Zaten beklenen ve bildiğimiz şekilde, yaşadıkları büyük bir acıdan sonra dağılan ve adeta aile olmuş bu insanların toparlanma/intikam hazırlığı sürecini izledik birinci bölümde. İlk dakikalar çok cazip olmasa da, dizinin yaklaşık otuzuncu dakikasında başlayan sekans işleri değiştiriyor. Konteynırın suya gömüldüğü malum sahnede tüylerimin diken diken olmasıyla ağlamaya bir başladım, başlayış o başlayış. Zor sustum denebilir. Zaten hemen ardından gelen şehit haberi verme kısmı da..

Gidişat olarak fena değildi. Süre sonraki bölümlerde biraz kısalırsa şahane olur diye düşünüyorum. Oyunculuklar güzel. En önemlisi de MÜZİKLER oldukça başarılı. Dizinin atmosferinde en önemli unsur bana göre, her şeyi inanılmaz değiştiriyor çünkü çok büyük bir etki gücüne sahip. O yüzden mutluyum.

Fatih’in bizimkilerle işbirliğine başlaması güzel oldu. Öncesinde Özgür’le Mert’in Efkan’ı almak için gittiklerindeki sahneler de iyiydi. Kadir’in ölümü beklenmedik ve üzücüydü. Acı yönü bir yana, adam ekibin maddi manevi yöneticisi, en tecrübeli ismiydi.. .Bunlar haricinde yeni bölüm fragmanlarında başta Nisan gerçeği öğreniyor sandım ama yanılmışım.. Planın ondan hala saklanmasını ve kızın bunca kırgınlık ve üzüntüyle baş etmeye çalışmasını anlamsız buluyorum.

Uzun lafın kısası güzel bir açılış bölümüyle başladı Sıfırıncı Gün, ekran macerasına. Dileriz keyifle ilerlemeye devam eder ve bizler de seve seve izleriz. Her hafta bölüm yorumlarında görüşmek üzere!

error: Korunan İçerik!