tds_thumb_td_300x0
Bu Hafta Ne İzledik? (21-27 Mayıs)

1.Elçin Sangu’dan vampir pozu!

Merakla beklenen ”Yaşamayanlar” için Elçin Sagu bizi biraz daha heyecanlandırmak istemiş olacak ki bu fotoğrafı paylaştı. Fotoğrafı çeken ise Kerem Bürsin. 🙂

2.Serenay Sarıkaya Film mi Oluyor?

Serenay Sarıkaya, kendi hayatını film yapmak istediğini dile getirdi. Güzel oyuncu filmde kendi gençliğini ise daha önce Medcezir’de kardeşi rolünde oynayan Miray Daner’in canlandırmasını istemiş.

3.Dip Final Yaptı!

İlker Kaleli ve Neslihan Atagül’ün başrollerini paylaştığı Dip dizisi 25 Mayıs Cuma akşamı yayınlanan son 2 bölümüyle sevenlerine veda etti. Dizinin bitişi özellikle İlker Kaleli ve Neslihan Atagül fanlarını oldukça üzdü. Ancak en baştan 8 bölüm olarak anlaşıldığı için bu duruma biraz da hazırlıklıydık diyebiliriz. En kısa zamanda yeni projelerinde kendilerini görmek istiyoruz!

4.Birce Akalay’dan LÖSEV’E Destek!

Hem Siyah Beyaz Aşk dizisi hem de ‘7 Kocalı Hürmüz’ oyunuyla bu sezon hiç ara vermeden çalışan ünlü oyuncu Birce Akalay, yıllardır lösemili çocuklara umut olan ve bu sene 20’nci yaşını kutlayan LÖSEV’in elçisi oldu. Kendisini bu güzel davranışı için tebrik ediyoruz. 🙂

5.Tolga Sarıtaş ve Kedisi!

Star Tv’nin ilgiyle izlenen dizisi Söz‘de rol alan Tolga Sarıtaş’ın kendi gözleriyle aynı mavi rengi taşıyan kediyle çekilip paylaştığı fotoğraf sevenlerinden çok sayıda beğeni aldı.

6.Alp Navruz’dan Haber!

Alp Navruz, yeni sezonda Fazilet Hanım ve Kızları devam edecek mi sorusuna “Şu an net değil, net bilgi verilmedi bize ama sanırım sona doğru gidiyoruz.” cevabını verdi.

7.Jennifer Aniston Ekranlara Dönüyor!

Jennifer Aniston, lezbiyen bir ABD Başkanı’nı konu alacak yeni Netflix dizisi First Ladies’in başrolünde olacak. Güzel oyuncunun sevenleri bu habere oldukça sevindi. 🙂

8.Doctor Who Severlere Müjde!

BBC ve Twitch, 1963 ve 1989 yılları arasında arasında yayınlanan Doctor Who’nun 500 bölümünü, uygulamada tekrar ekrana getirecek.

9) Katherine Langford 13 Reasons Why’dan Ayrıldığını Açıkladı!

Geçtiğimiz hafta 2. sezonu yayınlanan 13 Reasons Why’ın baş rollerinden Katherine Langford, Hannah Baker rolünü tamamladı. Dizinin olası bir üçüncü sezonunda Katherine Langford yer alamayacak.

Dr. Sahir Kaan’dan Hayata Dair 7 Söz

Dr. Sahir Kaan’dan Hayata Dair..

“Ya ölümü ya da yaşamı ciddiye al.”

Ölmeyi beceremiyorsan eğer, yaşamaya çalışmalısın. Herhangi birinde kalmalısın işte.. Sonsuza dek arafta kalıp salıncakta sallanır gibi bir oraya bir buraya sallanamazsın.. İnsanoğlu yer değiştirirse, düzen kurulmaz.. Bir yere ait olmalı insan. Ya yaşamda kalmalı yada ilelebet göçüp gitmeli..

“Aklından çıkmayan, hayatından da çıkamaz.”

Aklı olan, hiç bir şeyi unutmaz.. Geride bırakmaz. Hayatını aklındakilerle yaşar. Sen ne kadar hayatımdan çıkardım desende, çıkarman gereken yer ilk önce akıldır.. Önemli olan, unutmayı becerebilmektir. Zaten bunu beceremediğimiz için “yarım” kalmadık mı?

“Atlamayacak adam aşağı bakmaz.”

İntihar etmek istiyorsan, her şeyi göze almışsın demektir. Yüksek, alçak, sert, yumuşak ne fark eder? Sen zaten gitmeyi kafana koymuşsun şartların ne önemi var? Eğer varsa zaten intihar etmek değil, dikkat çekmek istiyorsun demektir. Her şey, tek bakışından anlaşılabilir. En azından Sahir tek bir bakıştan bile anlayabilir..

“Ve her vazgeçişten geriye, sana da yaşamak için bir sebep kalır.”

İntihardan vazgeçmek, yeni bir kapı açmak demektir. Bir yoldan dönmek belki de bir hatayı engellemektir. Yaşamaya bulunan sebepleri kabullenmektir.. Kendini yaşamaya değer görüp, hayatın iplerinden tutmaya karar vermektir.

“Sıra her zaman, sıra kimde diye sorandadır. “

Hakkını ararsın, bazı şeylerin dönüp dolaşıp sana gelmesini merakla beklersin. Kendine güvenerek işte şimdi benim sıram diyebilmeyi istersin. Bu yüzden sorarsın sıranın kimde olduğunu. Bazen kurtulmak için, bazen kendini göstermek için beklersin sıranı. Sıra elbet sana gelir. Sen yeter ki sıra sana gelince ne yapacağını bil..

“Biri ölünce, kalan daha çok ölüyor.”

Acıyı unutmak ne mümkün. Acı hiç unutulmamak içindir. Kalpte bir delik açtığı yetmiyormuş gibi, sürekli su sızdıran sürahi gibidir.. Nereyi kapatırsan kapat, sızmak isteyen illa ki sızar.. Acı da böyle işte.. Ne kadar kapatırsan kapat, açılmadan duramaz.. Çünkü acının açtığı yara, hiç geçmeyen yaradır. Biri ölünce, hiç geçmeyen bir yarayla baş başa kalırsın.

“Şu dünyada sitem kadar faydasız hiç bir bokuma yaramayan bir şey daha yok.”

Bu hayat, konuşup çene yormaya değecek kadar uzun değil.. Sen konuşana kadar, akıp gider beklediklerin.. Üstelik ruhun bile duymaz. İsyan ettiğin hiç bir şey geri gelmez.. Çünkü isyan, her şeyin bittiğini farkına vardığında edilir.. Biten hiçbir şey, tekrar başlasa bile eskisi gibi olmaz.. Sitem, geri getirmez. Sadece zaman kaybıdır..

Gerek sözlerin, gerekse acını yaşayışın kadar bizde var olduk Sahir.. Biz de senin çemberinden geçtik.. Ölmeye çalışmadık belki ama , anlamaya çalıştık seni. Sadece konuşurken değil, öylece baktığında da anladık, gördük biz seni. İçindeki çürümüş ağacı sevdik, karalanmış, çizikler içindeki duvarını sevdik. Sigaranla içkini içerken beklediklerini geri veremedik belki ama acına merhem olmayı denedik.. Şimdi nasılsın, bilmiyoruz.. Ama umarım iyisindir.. Biz hep buradayız. Kendine iyi bak. Unutma, her şeyi tamir etmek zorunda değilsin.. Biz seni böyle de sevdik. Hoşçakal Sahir..

Teşekkürüm var..

Çok sevgili İlker Kaleli’nin canlandırdığı Doktor Sahir Kaan karakterini çok sevdik derinimize, içimize işledi. Şiir gibi bir karakter çıkarmış.. Çok büyük teşekkürüm var. Çıkardığı her karakterde en ince ayrıntılara kadar dikkat eden İlker Kaleli işini öyle ciddiye alıyor ki dip dizisi için uzun bir psikolog eğitiminden geçmiş.. İzlerken dikkat ettiğim ve çok hoşuma giden bir detay vardı ki gurur verici..  Hiçbir karakteri bir öncekine benzememek ile birlikte, sahir  karakterinin  silah tutması bile poyraz ile  farklıydı.. İnce eleyip sık dokuduğu yeni karakterini sabırsızlıklarımı kontrol altına almaya çalışarak  bekliyor olacağım…

Günün Adamı İlker Kaleli!

Ekranların en derin adamlarından birisi İlker Kaleli. Bulunduğu konuma gelebilmek için ciddi anlamda emek vermiş birisi İlker Kaleli. Londra hikayesiyle pek çok kişinin rol modeli olmuş, ‘hayallerinizden vazgeçmeyin’ mottosunu en güzel şekilde anlatmış birisi İlker Kaleli. Belki bazılarına göre sadece bir oyuncudur İlker Kaleli. Bazılarına göre de her kelimesi özel mesajlar,derin anlamlar taşıyan ‘özel’ bir oyuncudur İlker Kaleli.

Poyraz Karayel replikleriyle hala aklımızdan çıkmayan, şimdi ise Sahir Kaan’ın gizemli dünyasında kaybolmamızı sağlayan özel adam doğmuş bugün.1984’ün 11 Mayıs’ında İstanbul’da. Boğa burcu erkeklerinden 🙂

İstanbul Kültür Üniversitesi’nde Sanat Yönetmenliği bölümünü bitirmiş.Ardında da herkesin bildiği gibi London Academy of Music and Dramatic Art’ta oyunculuk eğitimi almış. Yaşamını yurtdışında sürdürüp National Theatre’a seçilmişken İstanbul’dan gelen dizi teklifi ile 2012’de Türkiye’ye dönüş yapmış. Ama ne dönüş!

Kendisi aynı zamanda 2003-2007 yılları arasında Lucca adlı bir mekanda dj’lik yapmış. Müzikle içli dışlı bir yaşam sürmesinin yanında aynı zamanda tüplü dalış hocası!

Kayıp Şehir’de canlandırdığı İrfan karakteriyle tanıdık onu ardından Kayıp dizisinde de Falko’ya hayat verdi.

2014 senesinde ise Silsile İlker’in oynadığı ilk filmi olmuştu.

En büyük çıkışını bence Poyraz Karayel’le yaptı. Üç sezon boyunca bizi ekranlara kitlemeyi başaran dizide duygusallığın,deliliğin,manyaklığın dibine vurduk Poyraz’la beraber. Kah güldük kah ağladık (genelde ağladık kabul ediyorum) bazen kızdık bazen biz de onlarla kırıldık ama çok sevdik Poyraz’ı,Poyraz’ın Ayşegül’ünü,Sinan’ı,Albay’ı…

Yüreğimizde buruk bir hüzün bırakan vedasından sonra çok bekledik İlker’i. Yüzümüzdeki acı gülümsemeye rağmen keşke devam etse Poyraz’ın manyaklıkları dedik. Film olsa ne izlerdik be! Film de oldu aslında ama umutlarımızı yıkan bir film. Bu konuda bize laf düşmüyor, biliyorsunuz İlker söylenebilecek her şeyi söylemiş,yine hayattan bir ders almamızı sağlamıştı.

 

Neyse ki İlker ondan başkasının oynayamayacağı bir proje ile döndü ve beklediğimize,üzüldüğümüze değdi gerçekten.

Dip’in Sahir Kaan’ı bizi uzunca bir süre etkisi alacak gibi diyorduk ki dizinin 8 bölüm olduğunu öğrendik. Ve asıl üzücü taraf ise finale sadece 2 bölüm kalmış olması…

İlker Kaleli Mavi markasının reklam filminde oynadığı dönemde de çok beğenilmiş ve kendi başarı öyküsünü reklama aktarmış olmasıyla da epey konuşulmuştu. Dönüp baktığınızda belki çok yoğun bir dizi-film geçmişi yok İlker’in,belki mankenlikten çıkma bir oyuncu değil ama alın teri dökerek geldiği bu noktada her işiyle gurur duymamızı sağlamış birisi. Hayatına,hayallerine,işine kendini ‘adamış’ birisi.

İnsan ne oldum değil,ne olacağım demeli gerçekten. Sahne aldığı mekanda bir anda bu hayata bir kere geldiğini hatırlayıp hayallerinin peşinden gideceğini kendisi de bilemezdi. Bugün burada oyunculuk,insanlık ve adanmışlık hakkında konuşulacak birisi varsa o da İlker Kaleli’dir. Bu hayata bir kere geldin İlker Kaleli,iyi ki geldin! Koskoca 34 yıl verdin bu hayata. Bir 34 yıl daha geçtiğinde de burada olup şu hayatta uğruna emekler verdiğin işler hakkında konuşabilmek dileğiyle…

‘Bugün ne güzel bir gün, iyi ki gördüm iyi ki sevdim seni

Sanki unutmuş gibisin, iyi ki doğdun senin doğum günün bugün

Ne güzel bir gün bir dilek tut o güzel kalbinde…’

İlker Kaleli’den Dip Sürprizi: ‘Yarım’

İlker Kaleli başrolünde oynadığı “Dip” dizisi için yeni bir şarkı besteledi. Müzik konusundaki başarısını daha önceki projesi “Poyraz Karayel” de  gördüğümüz başarılı oyuncu bu defa kendi şarkısını yazmış, seslendirmiş.

Sözü, müziği, bestesi ve vokali kendisine ait olan şarkının adı “Yarım”.


Dün akşam saatlerinde üç yeni bölümü verilen dip dizisinin 5. bölümü biter bitmez duyulmaya başlayan şarkının sözleri oldukça anlamlı.

Kendisine böyle güzel ve anlamlı bir şarkıyı paylaştığı için teşekkür ediyoruz. Umarız ki hep böyle güzel şarkılar duyarız ondan. Emeğine ruhuna sağlık İlker Kaleli..

Şarkıyı puhu tv 5. Bölüm sonundan dinleyebilirsiniz.

 

‘’Geceler sonsuz, içime anlatır

Susarım en derin ,sayarım o yılları

Geceler endişe kalır hep yapayalnız

Geçerim kendimden geceler içinde

Geceler yabancı, bakar hep derbeder..

Yarım’’

İçimizdeki ‘Dip’

“Yüksekte olduğun an bile dibe  yaklaşıyorsun.”

Hayatta herkesin içinde bir dip noktası vardır. Ama onu çıkarmak için mutlaka çok büyük bir acı gerekir. Hayat sebeplerde gizlidir, sebepsiz olmayan hiçbir şey yoktur. Vazgeçmek için de sebeplerimiz vardır. Yüksek bir binanın tepesinde beynimize hükmedip vazgeçebiliyorsak hem bir sebebimiz hem de içimizdeki dibi görmemiz gerekir. Dip dizisi, içimizde göremediğimiz ama var olduğunu hep bildiğimiz sonumuza dışarıdan baktırıyor. Biz de böyle olabilirdik diyoruz izlerken. Olsaydı ne olurdu, olmasaydı ne yapardım yada ben neden böyle oldum gibi sorular ile gizli ama aslında her şeyi açık açık gördüren.. Yaşamın kıyısında gezinen ama intihar arabuluculuğu yapan Sahir, hayatından kayıp gidenleri bulmak için zekasını ve bilgisayar kodlarını kullanan Bilge. Ve Sahir’i yokluğuyla yaşamın kıyısında gezdiren Ekin..

“Acı geçiyor.

Acı Elbette geçiyor.

Acı çekmiş olmak geçmiyor.”

İlk bölüm başlarken ekranın alt köşesinde gördüğümüz bu replikler aslında dizinin minik bir özeti gibi sanki. Çünkü acı çekmenin izlerini taşıyan insanları izliyoruz biz.. Aynalardan kaçan , insan görmekten korkan Sahir insanlığa yardım etmeye çalışıyor.. İntihar. Tek kelime ama bir sürü yok oluş. Ölmüş eşinin hayalini gören , onu gördüğü  için bu hayattan çekip gitmeyen Sahir. İçinde oluk oluk akan kanla yaşamaya çalışırken vazgeçişleri kazanmaya çeviriyor yada çalışıyor..

Karakterler nasıl bir yola sapacak, hikayeleri aslında nasıl, kimin nesi hepsi? Kafamızdaki gizemler ne zaman çözülecek bilemem ama Bilge teknolojik zekasıyla, Sahir ise insan psikolojisi bilgisiyle her şeyi ortaya çıkarabilecek güçte. Yeter ki iyi ile kötüyü görebilsinler.. İkisi birbirinin yaralarını nasıl saracak bilmiyorum, bilmiyoruz ama birbirlerinin uzak kıyılarına dokunacakları kesin.. Bilge, babasını arıyor. Bir saatten bile geçmişinin şifresini çözmeye çalışabilecek kadar kararlı ve zeki. Hayatı boyunca kırılan güvenini kim toparlayacak yada kendine ördüğü duvarları kim yıkacak? İlelebet böyle yaralı kalmayacaksın Bilge.. Elbet kafandaki şifreleri çözeceksin ve seni böyle yaralı bırakanlara bedelini zeka ile ödeteceksin.

Peki ya Sahir? O bulabilecek mi aradığı cevapları? Ekin’in hayaline değil de kalbine tutunmayı ne zaman başaracak? Yada ne zaman intihar etmeye çalışanlar dışındaki insanlarla konuşabilecek? Ne zaman bir yeri hep kanıyor gibi değil de yaralarından kurtulmuş bir adam gibi bakacak gözleri?

İnsanları tek bakıştan anlayıp kurtarıyor sahir.. Kurtaramadıkları da olmuyor değil.. Ona göre ölüme çare yok ama intihar için belki bir yol bulunabilir.. Oturulur vazgeçişlerin kıyısında şu çivisi çıkmış dünya hakkında konuşulur ve her seferinde yaşamaya bir sebep bulunur..  

VE İNTİHAR..

“Arayı bulmak için gidersin. Hayatla ölümü, insanla kaderi, dünyayla kendini barıştırmak için. İntihar edenin eti kemiği kendine fazladır. Acısını alırsın. Sıradanlaştırırsın. İnsanın insana benzeyen bir tarafı yoktur. Yalnız olmadığını anlatırsın. Hayatın farkına varsın diye. Ona, ölümün genzini yakan acı havasını solutursun. Kapıları çalıp kaçan çocukları düşün. Sende aynı öyle ölümün kapısını çalıp orda intihar edenle beraber kaçarsın. Sonra yenisi gelir. Sonra yenisi.. Ve her vazgeçişten geriye sana da yaşamak için bir sebep kalır.”

SAHİR KAAN.

Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum sevgili diptekiler.. Hayatta her zaman göremediklerimizi göstermeye devam edin. Daha çok farkında olalım hayatın.. Ruha, insana, ölüme, acıya ve vazgeçişlere sizin pencerenizden bakmak çok güzel olacak..

error: Korunan İçerik!