tds_thumb_td_300x0
Keşke Geri Dönse Dediğimiz Diziler

Diziler ve filmlerle, ömrümüzün kısıtlı zamanlarını keyifli hale getirmeye çalıştığımız şu dönemde, bu sektör bizi hem mutlu etme hem de üzme gücüne sahip. Kimi zaman oldukça başarılı işler çeşitli sebeplerden yarım kalıp tarihe karışırken, kötü diyebileceklerimiz sezonlarca sürebiliyor. Onca elemelerden geçirip vaktimizi ayırmaya karar verdiğimiz bu güzel diziler, güzel atlara binip gidiyor. İşte müdahele edemedeğimiz, istesek de düzeltemediğimiz bu konuya biraz duygusal yaklaştık ve son zamanlarda “Keşke Geri Dönse” dediğimiz dizileri sizin için topladık!

Şahin Tepesi

Şahin Tepesi ile ilgili görsel sonucu

Senaryosunu Melek Gençoğlu’nun yazdığı dizi, başladığı günden itibaren çok sevilmiş ve sürükleyici havasıyla izleyiciyi kendine bağlamıştı. Baş rollerini Zerrin Tekindor, Ebru Özkan, Boran Kuzum ve Aybüke Pusat’ın paylaştığı Şahin Tepesi, kısa süre içinde reyting savaşına yenik düştü ve ne yazık ki ekranlara erkan final ile veda etmek zorunda kaldı. Başarılı kadrosu ve güzel hikayesiyle, uyarlama olan bu dizi bitmesin diye sevenleri uğraştı ancak çabalar bir sonuç vermedi. İkonik ve vurucu sahneleri izleme fırsatı bulduğumuz Şahin Tepesi, keşke geri dönse dediklerimizden. Emek dolu içeriğiyle, yayınlanmayı kesinlikle hak ediyordu. 

 

Bir Deli Rüzgar

Bir Deli Rüzgar ile ilgili görsel sonucu

Son zamanların belki de en çok içimize oturan bitişi bu diziye ait. Etkileyici senaryosuyla her hafta bizleri ekran başına kitleyen Bir Deli Rüzgar, her sahnesiyle özel ve kıymetli bir işti. Pınar Deniz, Ömer Berk Cankat, Hatice Aslan, Kanbolat Görkem Arslan, Almila Ada gibi isimlerin yer aldığı kadrosuyla gönüllerimize taht kuran dizi, dram dolu öyküsüyle, herkesin kendinden bir parça bulduğu, dönem sahneleriyle insanı mest eden ve, Melike Candan, Reşat Batur, Kemancı Ali gibi karakterleri hayatımıza sokan bir efsane haline geldi. Dizi, izleyenler ve istemese de çabuk veda etmek durumunda kalanlar için, hep hatırlanacak, yeri ayrı kalacak bir yapım. Gökçe ve Uğur’u çok özlüyoruz. Daha göreceğimiz çok şey vardı.

8. Gün

8. gün ile ilgili görsel sonucu

 

Muazzam bir anlatım ve nihayet farklı bir konu dediğimiz, efsane oyuncu kadrosuyla Burcu Biricik (Bahar), Musa Uzunlar (Hayati), Buğra Gülsoy (Ozan), Ceyda Düvenci (Şehnaz), Cem Davran (Aziz), Yiğit Kirazcı (Ahmet ) gibi isimleri bize sunan 8. Gün Ay Yapım’ın en büyük ayıplarından biri olarak tarihe geçti. Toprak Karaoğlu, Savaş Korkmaz ve Seda Çalışır’ın yazdığı, Çağrı Vila Lostuvalı ile Ender Mıhlar’ın yönettiği dram/aksiyon dizisi, yalnızca birkaç bölüm karşımıza çıkabildi. Böylesi bir işin harcanması yalnızca izleyiciyi değil oyuncuları da üzerken, büyük beklentilerimizin karşılıksız kalışı ve ne kanalın ne de başka birinin diziye sahip çıkmayışı herkeste büyük hayal kırıklığı yarattı. Yeni başlayan hikayalerinin sonunu getiremediğimiz için her ne kadar kafamızda kurmaya çalışsak da, devam etseydi fikrinin yarattığı “acaba” lar hep kalacak.

Şahin Tepesi 1. Bölüm | Geçmişin İzleri

Ekranlara gelen birinci bölümüyle izleyiciden tam not alan Şahin Tepesi’ne gelin birlikte göz atalım. 

Öncelikle Melek’ten başlamak istiyorum. Ebru Özkan zarafeti karaktere çok güzel yakışmış, aynı şekilde davranışları ve mimikleri de gayet dozunda. Tuna’ya karşı olan bu gereksiz sessizliği ve boyun eğmesine anlam veremezken, geçmiş sahnelerinin parça parça gösterilip içinde yaşadığı pişmanlıkların ve acının açığa çıkması çok güzel oldu. Aynı zamanda babasının mektubuna ulaşması ve kardeşiyle konuşurken gerçekleri haykırıp sonra da küstah ve pişkince konuşan Tuna’yı duyduktan sonra verdiği karar çok yerindeydi. Başından beri kestirilebilecek bir sonuçtu ama yine de keyifliydi. Dizinin son sahnesini böyle seçmek gayet makul olmuş.

Tuna. Kızına söylediklerini asla samimi bulmadığım, tek derdi para, makam ve kocasının konumu olan kötü karakterimiz. Neden kötü diyorum çünkü hırsı için yaşıyor. Mevzu sevgisizliğe bağlanır mı, başka şeyler çıkar mı henüz bilemiyorum daha çok yeni tanıyoruz. Ancak, kızını susturması, olayı örtpas etmesi bile ona olan sevgisinden değil ona eminim. “Akdora” ismine gelecek lekeden endişe duyuyor. Kıskanç, saldırgan, kaba, küstah. Açıkçası hem kaynağı belirsiz yaraları var hem de kibirli bir medeniyetsiz 🙂

Efe. Hafiften şmarık çocuğumuz, çapkın gencimiz, geçlik rüzgarını üstünden atamamış ve anladığım kadarıyla evden uzak olmayı seven bir Akdora. Kız kardeşine düşkün gibi, ailesinin bazı davranışlarından sıkılmış ve başka telden çalıyor şimdilik. Verda’yla olan ilişkisi hikayeyi nasıl etkiliyor bekleyip göreceğiz. Kızımız inşallah biraz çektirir, dişli gibi 🙂 Aslında söylemeden edemeyeceğim hikayeye daha güçlü bi yerden girmesini tercih ederdim. Hatta ilk bölümde olmayıp sonra aniden dahil olması daha vurucu olabilirdi. 

Şaşırtıcı biçimde iyi oynadığını düşünmekle beraber, Cem karakterini de sevdim gibi. Annesini koruyan tavrı özellikle fevri değil gayet yerindeydi. Zengin hayatına olan bakış açısı ve söyledikleri biraz salakça olsa da, bir şeyler yapmaya çalışan, kendi çapında hayalleri olan biri. Tuna’yla girilen savaşta inşallah istemeden köstek olmak yerine sağlam bir destekçi olur.

Yıllar sonra üzerinde durgunluk yaratan aşkına çok önceden sahip çıkacaktın Demir efendiii. Yaşadığın hayatı kabullenmiş, etliye sütlüye çok karışmadan geçip gidiyorsun belli ki. İpler zaten karısının elinde, ama Melek’e olan zaafı yüzünden işler karışacak. Daha şimdiden belli etti. Birileri kızacak, birileri şaşıracak. Ama bilmiyoruz, olan kime olacak.. Muhtemelen günah keçisi Melek olur, bütün yük ona yüklenir.

Gizli ilişkisinden daha çok, amcanın öldüğü gece onu ve annesini kimin kayda aldığını merak ediyorum.

Ev fena halde tehlikeli. Zaten her yer ateşle barut konumundayken bu mevzu çok güzel fitilleyecek gibi. 

Beklenen geri dönüş.. Ait olduğu yere, binevi geçmişine dönen Melek’in neler yaşayacağını, özellikle neler yapacağını çok merak ediyorum. Artık açığa çıkacak sırlar azaldığı ve artık Tuna’nın art niyetinden emin olduğu için hiçbir şekilde pasif kalmayacağını, geri adım atmayacağını düşünüyorum.

Verda’yı sevdim. Zeki davranıyor, lafını esirgemiyor. Annesine şimdilik en çok yararı dokunan kişi oldu.

Pekçok şeyi halledebilecek kapasitede görünüyor. Mektubu alması beni çok rahatlattı, Tuna’ya da hakettiği şekilde karşılık verecek gibi.

error: Korunan İçerik!