tds_thumb_td_300x0
Barış Ozansoy ile Sınırları Zorlamak

İlk olarak bu yazıyı tamamen diziyi baz alarak yazdığı belirtmeliyim sanırım çünkü kitapta etek ve topuklu ayakkabı olayının çok farklı ve özel bir hikayesi var ben dizi içindeki olayları yorumladım.

Dizide Barış Ozansoy ile tanışmamız Yaprak’ın okula geç kaldığı bir gün otostop çekmesiyle gerçekleşti. Barış’ın ukala tavrı yüzünden motoruna binmeyi reddeden Yaprak “Etek giyerim de buna binmem!” şeklinde bir cümle kurdu. Belli bir süre geçtikten sonra Yaprak inatlaşmanın kendisine bir yararı olmayacağını anlayıp Barış’ın motoruna bindi. Aynı gün içerisinde Barış Yaprak’ın teknede düşürdüğü kolyesini buldu ve bunu Yaprak’a karşı kullanmaya karar verdi. “Yarın okula etekle geliyorsun.” Yaprak kolyesini geri alabilmek için Barış’ın dediğini yaptı ve hayatı boyunca hiç giymediği eteği giydi. Ailesi,arkadaşları,nam-değer “çete” mahallesindeki insanlar herkes çok şaşırdı çünkü Yaprak kendisine çizdiği bir sınırı ihlal etmişti,kendisinden hiç beklenmeyecek bir şey yapmıştı. Muhtemelen daha önce hiç kimse Yaprak’ı etek giymeye ikna edememiştir. Aslında burada olay etek de değildi bence Barış Yaprak’ın değer verdiği bir eşyası için ne kadar ileri gidebileceğini merak etti ve onu tartmak istedi. “Asla yapmam!” dediği bir şeyi yaptırdı.  

Son bölümde odaya giren doktorun sevgilisiyle bebek taklidi yaparak konuşmasını ilk eleştiren de Barış’tı Yaprak da ağır bir şekilde tepki verince Barış “Hayatta yapmam diyorsun yani?” dedi Yaprak “Hayatta yapmam!” dedi. Barış benim için daha ne kadar ileri gidebilir diye düşündü ve Yaprak’a kendisi için bebek taklidi yaptırdı, hayatında ilk defa kendisine değer veren biri olduğunu dibine kadar hissetmek istediği için belki de… 

“Benim kalp standart. Milletinki seviyor filan benimki anca kan pompalıyor. Özetle ben Yaprak Ayvaz aşk buradan çekmiyor.”  

Yaprak’ın kendi kendine çizdiği keskin sınırları var ve Barış gelişi ile birlikte bu sınırları zorlamaya başladı. Yaprak Ayvaz kendini kolla kızım çünkü Barış Ozansoy her an aşkın çekmediği kalbinin yanı başına bir hat çekip,baz istasyonu kurabilir!

Bir Masal Prensi Barış Ozansoy

Öncelikle herkese merhaba bu bir Barış Ozansoy tanıtım yazısıdır. Belki bazılarımız bu serüvenin yeni başladığını düşünebilir ama bu serüven aslında çoook eskiye dayanıyor gelin birlikte tanıyalım sırıkların efendisini.

Bir Ozansoy veliahtı olan Barış oyun oynamayı çok sever özellikle içinde rekabet olan oyunlardan büyük zevk alır. Motosiklet tutkunu aynı zamanda başarılı bir basketbolcu. Basketbolda en değerli oyuncu seçilerek çitayı arşa çıkarıp tescillemiş bir kaptan aynı zamanda.
Bu hikayenin kötü çocuğu gibi görünse de özünde kötü biri değil aslında. Sadece eğlenmenin boyutunu biraz abartıyor olabilir. Belki biraz da serseri, belki birazcık da gıcık. Tamam tamam biraz değil birazdan bi tık daha fazla?

Pekii gelelim Yaprak meselesine;
Bir amazon kızı,
Bir yara,
Bir kopartamadığı takvim yaprağı,
Belki de oynamaktan en çok zevk aldığı oyun.
Her konuşmaları bol atar, bol laf sokma içerse de bu aralarındaki çekimin tuzu biberi. Biraz haşin anlaşıyorlar bu da onların serseri serbest stili diyelim.

Biraz da kitaptan bahsedecek olursak YapBar’ın hikayesi çok daha derinlere dayanıyor. Barış’ın türlü oyunlarının yanında Yaprak’tan tek istediği kalbindeki yaraya biraz merhem olmak. Sadece biraz sevgi istedi amazon kızından. Belki Yaprak’ın masalının beyaz atlı prensi olamadı ama Yaprak’a çok şey kattı. Ona bir kalbinin olduğunu, aşkı hatırlattı. Ona aslında içinde neler olduğunu, bir etek, bir elbise ile ne kadar güzel olduğunu hatırlattı. Hep çok naif sevdi, Yaprak’ı ona aşık olmadığı için suçlamadı. Hep masumca öptü, masumca sarıldı. Farkında olmadan hayatının bir parçası oldu ve gitgide daha çok aşık oldu sırık oğlan amazon kızına.
Ve hayatının en zor, kalbini en çok ezen o şeyi yaptı. Amazon kızının mutluluğu için onu aşık olduğu adama gönderdi…

Bir Barış Ozansoy kolay yetişmiyor arkadaşlar.
“Barış gibi” motosiklet kullanmak,
“Barış gibi” basketbol oynamak,
“Barış gibi” eğlenmek,
“Barış gibi” yaşamak,
Ve
“Barış gibi” sevmek..

İşte bizim masalımızın fedakar avcısı Barış Ozansoy’un yaralı hikayesi.
Bakalım bu serüvende Barış’ın hikayesi nasıl işlenecek merakla bekliyoruz.

Bu yazıya da bir Barış Ozansoy repliği ile noktayı koyuyorum;

“Geceyi avuçlarıma aldım, gidiyorum..”

error: Korunan İçerik!