tds_thumb_td_300x0
Suskunlar’ın 5 Duygusal Sahnesi!

Suskunlar’ı özleyenler burada mı? Bir daha onlar gibisinin gelmeyeceğini bile bile yeni dizilere başlayıp hayal kırıklığı yaşamaya devam mı?  Ecevit Oran’ı, Ahu Kumral’ı, Bilal Tutkun’u,İbo’yu, Gurur’u ve diğerlerini hatırlayıp biraz geçmişe gitmeye ne dersiniz?  Sizler için en duygusal 5 sahne derledim. Ancak beşten fazla sahnenin bizlerde derin bir yer ettiğini biliyorum. ‘Bi seni sevdim çok saçma’ sahnesi gibi hepimizin dilinde olan çokça sahne var. Benim sizin için seçtiğim sahneler işte burada!

1-Ferhat’ın Hapishane Günleri!

Ecevit yıllar sonra Kuyudibi’ne döndüğünde herkes geçmişle yüzleşmeye başlar. Zeki ve Ecevit kendi yollarına bakmış, Bilal,İbo ve Ahu birbirlerini bırakmayarak ayakta kalmışlardı. Ecevit’in gelişiyle geçmişin intikamını almaya karar veren ekip küçük çocuklara ulaşarak kanıt bulmaya karar verir. Her şeyin kolay olacağını düşünürler ama dinledikleri hikaye onlara kendi hikayelerini hatırlatınca çok zor bir yola girdiklerini farkederler. Bilal’in Ferhat’ı sorguya çekmesiyle arkadan giren Ahmet Kaya parçası sahnenin acısını en derinlerde hissetmemize neden olmuştu. Bilal’in sorduğu sorulara aldığı cevaplar herkesin içini sızlatırken merdiven başında olanları duyan Ahu da gözyaşlarına engel olamaz. Bilal sinirlenip bağırmaya başladığında Ferhat’ın ‘abi nolur vurma’ diye iç çekmesi ise sahneye noktayı koyarak gözyaşlarımızın dökülmesine sebep olmuştu. 

2-Geçmişten Bir Kaset!

Planlarının bir parçası olarak bu sefer de kasetleri bulup kanıt olarak kullanmak istediler. Kasetleri alıp kaçmak varken oturup izlemek gibi yanlış bir seçim yapıyorlar maalesef. Görüntüye Zeki’nin Sait tarafından işkence gördüğü anlar gelince olanlar oluyor. Arkada yine bir Ahmet Kaya parçasıyla gözyaşları sel oluyor. Ecevit’in inandığı,öğrendiği yolu,yani hukuku tercih ediyor olması Bilal’i oldukça rahatsız ediyordu. Kasetleri izleyince Ecevit de düşündü,acaba Sait’in adaletini hukuk verebilecek miydi? 

3-Bin Kere de Beni Seçsen Aşk Sizi Seçmiş!

Ecevit’in dönüşüyle Ahu’nun duyguları değişmişti. Bilal olanların farkındaydı zaten uzun zamandır. Ama kabul etmiyordu,etmek istemiyordu. Ahu’ya bağırarak ‘Sevinsen ona gidiyosun,üzülsen ona gidiyosun’ dediğinde kendi de kabul etmiş oldu bu aşkı. Ahu’nun kendisini sevmediğini kabullendiği o anda bile ‘ağlama nolur kıyamam’ diyerek Ahu’suna kıyamamıştı. Bilal ona git demesine rağmen arkasını dönüp gitmek çok zor oldu Ahu için. Çünkü yıllardır yanında olan Ecevit değildi,Bilal’di. Bir tarafı Ecevit derken diğer tarafının Bilal demesi zora sokuyordu ya Ahu’yu. Bilal bulmuştu çözümünü işte. İstemeye istemeye git dedi Ahu’suna. Biz sahnenin duygusallığına kapıldık,üzüldük sonra hayatımız devam etti. Bu bir diziydi evet ama yıllar geçmesine rağmen ben hala düşünürüm. Bir insan için sevdiğini başkasına,kardeşine göndermek o kadar zor olmalı ki… Bilal bu zorluğu yaşayan karakterlerin başında geldi hep. Tüm acısını,tüm aşkını o kadar güzel yaşadı ki çok sevdik bu yüzden onu. O yüzdendir bütün Ecevit-Ahu-Bilal sahnelerinin bizleri ağlatması.

4-Unutma,bir umut öldürür insanı,bir de vicdan!

Küçükken işledikleri suç için,hakim karşısına çıkarılan kişi Ecevit’ti. Arabayı kullanan o olduğu için. Tek başına içeri girmeye hazırdı Ecevit. Tüm suçu kabul ediyordu,kardeşlerini de yakmaya gönlü razı değildi. Ama babası buna izin vermedi. O yaştaki bir çocuğun aklına girmek çok kolaydı ne de olsa. Hakim sorunca diğerlerinin ismini de verdiğinde başlarına bunların geleceğini bilmiyordu Ecevit. Sonra farketti acı gerçeği. Kardeşlerinin de hayatını karartmıştı Ecevit,bilmeden. Yıllar geçse de vicdanı onu rahat bırakmayacaktı. Kimse bilmezse bir şey olmayacaktı,intikamlarını alacaklardı. Ancak beklenen olmadı ve Bilal’le İbo gerçeği öğrendi. Bilal ‘benim hayatımı çalan senmişsin meğer’ diye haykırdığında yine Ahmet Kaya girdi arkadan. Sarı’nın öfkesi,İbo’nun kırılmışlığı,Şerif’in yıkılmışlığı… Yıllar sonra bir araya gelen üç kardeşin tek bir gerçekle dağılışı hepimizi etkilemişti. O bölümden sonra tekrar bir araya gelmeyecekler sanmıştım. Ama kader bu,yazılmıştı bir kere…

5- Bizim sonumuz en başından belliydi…

Uzun uğraşlar,kavgalar,gözyaşları,ayrılıklar,mutluluklar… Hepsi yaşanmıştı. İntikam alınmıştı sonunda. Herkes yoluna gidebilirdi artık. Olmadı ama. Poyraz’ın da dediği gibi tarih yalnızca mutsuzları yazmıştı yine. Ecevit’in Ahu’nun kollarında can verişi hangimizin canını yakmadı? O kadar şeyin üstüne çocukluk aşkına kavuşmak paha biçilemez olmalıydı. Yaşayamadı Suskunlar mutluluğu. Son sahne her şeyin boş olduğunu gösterdi bize. Bir şeyleri sürekli erteleyip,anı yaşamayı unutuyoruz. Ecevit ve Ahu da düştü bu hataya. Aşklarını arka plana attılar hep. Mutsuz sona yakalanacaklarını bilmeden…

İki sezon devam etti Suskunlar. Kısa bir maceraydı bence. Tek sezonda bitirseler daha iyi biterdi belki. Murat Yıldırım,Aslı Enver,Sarp Akkaya,Güven Murat Akpınar… Çok güzel anlattılar bize kardeşliği,dostluğu,sevmeyi,sevilmeyi… Reha Özcan,Mehmet Özgür,Berk Hakman… Ekranların en kötüleriydi onlar bir zamanlar. Kötü de olsalar emek veriyorlardı bu rollere. Onlar da oynamadılar,yaşadılar resmen. Hepsinin emeklerine sağlık! Sizi çok özlüyoruz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!