tds_thumb_td_300x0
Supernatural 15. Sezon 4. Bölüm İncelemesi: “Atomic Monsters”

Supernatural’ın en duygusal stand alone bölümlerinden birini izledik diyecektim ama bölüm sonlarına doğru Chuck’tan (Tanrı) öyle hamleler izledik ki; bölüm stand alone olmaktan da bir miktar evrildi sanki? Hatta finale doğru fitili ateşleyen ilk bölüm oldu diyebiliriz.

Öncelikle bölüm; Sam’in bir kabusu ile başladı ama kabus mu yoksa flashforward mıydı bilmiyorum. Gelecekten birebir bir kesit olduğunu söylemek de zor. Çünkü Sam’in, Dean’ı vurduğunu izledik. Castiel ise geçen bölüm Dean ile olan tartışmalardan sonra ortadan kayboldu. Bölüm boyunca ortada gözükmediği gibi gelecek sahnesinde de Cass’ten iz yoktu. Aynı şekilde Jack’in dönüşüne dair bir umut besliyorsak eğer Neohilim Jack’ten de bir iz yoktu; kabus mu yoksa gelecek mi bilemediğimiz o sahnede. Neden gelecek olduğundan şüphelendiğimize gelirsek; Sam’in Tanrı’nın kozmik silahıyla vurulmasının sonuçları olacağı ortada. O yaranın geçmediğini görmüştük. İlerde başlarına mutlaka bir iş açacaktır.
Bir diğer ip ucu ise bizzat bu bölümde Chuck’tan geldi. Chuck, yazar tıkanıklığını atlatarak hikayenin başına oturdu ve final okuyan hayranının tepkisi finalin çok karanlık ve umutsuz olduğu yönündeydi. Sam ve Dean’a korkunç şeyler olduğunu söyledi. Bu da bölümün başındaki atmosfer ile örtüşüyor gibiydi.

Supernatural Evreninin Tanrısı

Chuck’ı Tanrı olarak izlesek de aslında Chuck’ın sadece Supernatural evreninin tanrısı olduğu yönünde de bir ayrım var gibi. Tanrı bir hikaye anlatıcısı/yazarı olarak gösteriliyor ve Supernatural için de siz benim en sevdiğim şovsunuz şeklinde bir bakışı var.
Yani dizi son sezonda Chuck’ı döndürerek; Tanrı’dan ziyade dizinin yaratıcısını/senaristini dizinin içine koymuş gibi oldu. Karakterler son sezonda bizzat dizinin senaristi ile savaş halindeler ve senarist ne yazarsa odur. Bununla savaşılabilir mi noktasını izleyecek gibiyiz.

5. sezondaki cennet ve cehennemin savaşı gibi daha epik bir savaş görmek isteyenleri bu boyut tatmin eder mi bilmiyorum ama bence bu da özellikle 15. Sezonundaki bir dizi için son derece yaratıcı ve ilgi çekici bir hamle oldu.

Chuck, finali yazmaya koyulurken; Dean ve sam’in Funkolarının sallanması resmen dizide bir özgür iradenin kalmadığının, yazarla savaşmanın çaresizliğini resmeder gibiydi.
Tabii bunu sadece yazara karşı bir savaş olarak da düşünemeyiz. İşin arka planına bakarsak; Chuck’ın Tanrı’lığını bu şekilde göstermek bir nevi Supernatural’ın özgür iradenin varlığını da reddettiğini gösterir. En azından Sam ve Dean bunun aksini ispatlamazsa, hepimiz bir yaratıcının dünyasında rolümüzü oynuyoruz. Özgür irademizin olduğunu sanıyoruz ama aslında yok. Bu durumda amaç ne? Hayatlarımız, kararlarımız, hislerimiz, ne yaşarsak yaşayalım bir anlamı var mı yoksa hiçbiri zaten bize ait değildi bir oyunda sadece rol mü oynuyorduk? 

Matrix’ten tutun da birçok film bu konuyu ele almıştır. Supernatural’ın 15 sezondur çok tutarlı ve kaliteli bir hikaye anlattığını düşünen biri olarak bu sezondan beklentim oldukça büyük diyebilirim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!