Eveet, bölümün adından da anlaşılacağı üzerine bol bol klostrofobi yaşamalık bir bölümdü. Biryandan nefes almaya çalışarak başlıyorum bu yoruma anlayacağınız!
Dean’ın, Michael’la kendisini kapatacağı, başmelekleri hapis tutan kutuyu bu bölüm tekrar gördük. Bu kez hapsedilecek kişi Jack’ti. Yorumlamaya en başından başlarsak meleklerin ağırlıklı olduğu bir bölümdü. Melekler, Cass’ten önce Jack’i buldu ve dünyada Tanrı’ya inanmayan ya da yollarına çıkan herkesi İncil’de yazan sözleri uyarlayarak cezalandırmaya başladılar. Tabii Jack’in asıl amacı Dean ve Sam’le arasını düzeltmekti. Melekler, bunu yaparsa hala iyi biri olduğunu gösterirsin diyerek Jack’i manipüle ettiler. Cass ise meleklerin niyetinin farkında ve Jack’i kurtarmak için bir yol bulmaya niyetli. Ama aynı şeyi Dean ve Sam için söyleyemeyeceğim. Özellikle de Dean…
Tamam, Mary’nin ölümü az bir şey değil tabii anlıyorum. Ama yinede Jack’in ruhu olmadığı için bunun olduğunu biliyor. Kendileri de bunca zaman neler yaşadılar. Jack o kadar uzun zamandır aileden yazıldı ki, bi anda böyle izlemek içimi parçaladı. Resmen Jack’i o kutuya sokmak için plan kurdular. Ruhunu iyileştiren büyüyü bulana kadar bir süreliğine diyerek Jack’i o kutuya koydular ama çok önemli bir şeyi atladılar. O kurj başmelekler için. Jack ise başmelek değil Nephilim. Yani başmeleklerden daha güçlü. Başmelekler ile Tanrı arasında bir güce sahip. E yani kutunun işe yaramama ihtimali yüksekti. Saçma bir risk aldılar. Ve Jack kutudan çıktığımda tam olaral evil görünüyordu… Cass de Sam ve Dean’ın yanında duruyordu o sırada ama aslında kutu planının içinde Cass yoktu. Tam tersi öğrendiğinde onu çıkarmak için uğraşıyordu. Ama Jack bunu öğrenebilecek mi ya da kurtulabilecek mi bilemiyorum…
Dean’ı da bi yerde anlıyorum. Dean kendini bile hapsedecekti o kutuya. İçinde çok duygusal olsa da zor ve mantıklı olanı yapmaya çalışır Dean hep. Bir de duygusal yanı da annesi için acı çekmekle meşguldu… Ama aynı gün Mary’i yanlışlıkla öldürürken Sam’im de hayatını kurtardığını da mı hatırlasalar acaba? 🙁 O kadar da umutsuz değil işler Jack için aslında. Hala iyi olmak istiyor.
Yani Dean ve Sam, ikisini de anlıyorum ama benim kabullenemediğim şey Jack’i hapsettik, yolumuza bakıcaz demeleri oldu. Keşke kurtarmak için gerçekten bir yol arasalardı. Sam, Jack’i hapsedip yoluma devam edemem dedi gerçi. Ama Dean’ın bir yol aramaya niyeti yoktu. Sezonun başlarında Jack ölümle burun burunayken geri döndürmek için her şeyi yapmışlardı ama bu kez Dean kızgın olduğu için denemedi. En çok da bu üzdü. Araya neden Mary’i soktunuz ki şimdi? Sevilen karakterleri harcama ustası Julie Plec mi yazmaya başladı bu diziyi?
Neyse, biraz da iyi yanlara bakalım… Tahmin edeceğiniz ve yukarda da bahsettiğim üzere Sam için çok daha zordu. Cass içinse plan her zaman Jack’i kurtarmaktı aksini bi an bile düşünmedi. Özlemişim ikisi arasındaki bu baba oğul bağını… Bozulmamasının bir yolu olsa keşke. Cass’in geçen bölüm Tanrı’yı araması ve kolyeyi bulması anahtarmış gibi geliyor. 20. bölüm sezon finali olacak ve olayların geldiği şu noktada özellikşe bu kadar çok meleklerim ve cennetin geçtiği bölümden sonra Chuck geri dönecekmiş gibi göründü bana. Tanrı, Jack’e ruhunu da geri verebilir. Bi umut? Sezon finalinde görüşmek üzere!