Supernatural’ın, Jack’in güçlerini geri kazanıp yeniden Nephilim olduktan sonraki ilk bölümünden merhaba!
Bölüm stand alone tarzı bir bölüm de olsa Jack ile ilgili bazı ipuçlarını da takip ettiğimiz bir bölümdü aynı zamanda.
Cass ve Sam, avlanmak için buldukları bir vakanın peşinden giderken Cass de, Dean’den, Jack ile ilgilenmesini ve “Ruhunun ne kadarını tükettiğini” öğrenmesini istedi. 6. sezondaki ruhu olmayan Sam’i hatırlarsınız ya da 11. sezonda insanların ruhlarını emen Amara’yı. Yani ruhunu kaybetmek, Supernatural sözlüğünde sık karşılaştığımız bir durum.
Jack’in Dean’ı örnek almasının tatlı detayının yanı sıra biraz da Donetello sahnesinden bahsedelim. Daha da önemlisi Donetello’nun yorumundan:
“Ben elçiyim. Jack ise evrendeki en güçlü varlık. Aklından ne geçtiğini kim bilebilir?”
Michael’i alt etmek ve özünü yutmak için kendi ruhundan harcayan Jack’in ruhundan geriye ne kaldığı Dean, Sam ve Cass’in aklındaki en büyük soru. Çünkü şöyle bir sorun var ki, Jack, evrende Tanrı’dan sonraki en güçlü varlık ve eğer ruhu kaybolduysa oldukça zararlı ve yıkıcı bir şeye dönüşebilir.
Şuan içi ruhu yokmuş gibi hissetmediğini sadece farklı hissettiğini söylüyor. Hala Winchester’ların oğlu gibi görünse de zaman geçtikçe bir şeyler de değişecek mi göreceğiz.
Evcil hayvanı gibi baktığı yılanını, sahibini çok özlediği için cennete sahibinin yanına göndermesi Jack’in hala iyi olduğuna işaret ediyor gibiydi ama bölüm sonunda onu kapıdan izleyen Cass’in bakışlarında da bir şüphe vardı. Sonuçta Jack’in içinde hala iyi niyet olsa da o yılanı öldürüp toza dönüştürmesi gerçeği de var elbette…
Biraz da işin standalone yanlarına bakalım. Sam ve Cass’in maceraso oldukça eğlenceliydi. İnsanlara yeni bi kimlik verip, 50’lerdeki gibi yaptığı bir kasabada yaşatan bir büyücü av konumuzdu. Bir ara Sam’i bile ele geçirdi ki Jared Padalecki’ye gülmekten koptum o sahnelerde. Supernatural bittikten sonra kendisini bir komedide izleyebiliriz bence! 🙂
Hoş, bu sözlerim kadronun tamamı için geçerli. Supernatural ile öyle aile gibi olduk ki, insanı bazen komedi dizisinden daha çok güldürebiliyorlar!
Uzun lafın kısası, uzun bir Michael maratonundan çıktığımız nefes aldıran, çok güzel bir bölüm izledik. Yeni bölüm yorumunda görüşmek üzere! 👋