tds_thumb_td_300x0
Supernatural 14. Sezon 14. Bölüm: ”Ben Lucifer’ın Oğlu, Avcı ve Winchester’ım”

Supernatural, 300. bölümün ardından verdiği 1 aylık aradan sonra 7 Mart akşamı The CW ekranlarına döndü. Hem de sezonun en heyecanlı bölümlerinden biriyle. Lafı çok uzatmadan, direkt SPOILER‘lı bölüm yorumuma geçiyorum efendim.

Çünkü; uzun zamandır beklediğim bir şey gerçek oldu ve Jack sonunda Nephilim güçlerine kavuştu. Geçtiğimiz sezon Jack’in evrendeki en güçlü varlık olmasına aşık olmuş biri olarak söylüyorum ki bu sezon Jack’in sadece insan yanının kalması ve birden sadece 18 yaşında bir çocuğa dönüşmesi hevesimi kursağımda bırakmıştı. Dengeleri alt üst edecek güce sahip bir karakterin ve Lucifer’ın oğlu/Nephilim gibi müthiş bir konuyu daha uzun izlemek isterim şahsen. Nihayetinde Jack’in özüne kavuşmasını bekliyordum tabii de, sonunda o bölüme gelmiş olmak sevindirdi. 

Dean bir av sırasında başından yaralanıp beyin sarsıntısı geçirince Michael, Dean’ın zihninden kaçmayı başarmış, sığınaktaki bütün avcıları öldürmüş, Rowena’nın bedenine girmiş herkesi tehdit ederken Jack’in süper güçleri ile eskisi gibi ortaya çıkması ve Michael’i adeta yerle bir etmesi efsane bir andı. 

”Ben çocuk değilim. Lucifer’ın oğluyum, avcıyım ve bir Winchester’ım.”

Jack, Nephilim olduğu için baş melekler ile Tanrı arasında bir güce sahip. Yani baş meleklerden güçlü olduğunu biliyoruz. Tanrı’dan sonraki en güçlü varlığın dengeleri nasıl değiştireceğini düşünsenize. Michael’in özünü içine çekip yeniden güçlerine kavuştu Jack. Bir de bölümde Jack’in ne olduğu anlaşılmaya çalışılan bir ikilem yaratıldı. Bu da Jack’in doğası gereği güçlerini kötü tarafta da kullanabileceği ya da geçen sezon gibi istemeden de olsa zarar verebileceği anlamına mı geliyor göreceğiz. 

Önce kendi ruhundan tükettiği büyü, şimdi de Michael’in özünü alması derken; kendi özünü almadığı için yan etki durumu olur mu bilmiyorum ama güçlerini kullanırken sarf ettiği sözlere bakılırsa hala bizim bildiğimiz Jack. Çünkü avaz avaz  ”Ben Bir Winchester’ım” diye bağırdı. Hatta bir de avcıyım dedi. Zaten Jack’i kendini yok etmek pahasına güçlerini kullanmaya iten şey de Winchester’lara duyduğu sevgi ve bağ oldu. Bu kadar aileden olmuş bir karakterin yalvarırım ayarlarıyla oynamayın ve ilk defa güç bizden yana olsun, elimizde Jack gibi bir karakter kozu olsun! Sonra isterse yüzlerce Michael’a karşı savaşalım.

Şimdi Michael konusunun sezonun ortasında böylece kapandığına inanmak zor. Buradan bir şey çıkacak ama ne? İkinci konu ise Cass‘in, Jack’i kurtarırken verdiği sözü hatırlayalım. Jack’i öbür dünyadan kendi ruhunu satarak getirebilmişti. Rahatladığı ve mutlu olduğu anda Cass’i alacaklardı. Cass, Michael problemi varken bundan endişe etmeye gerek yok diyordu ve hatta bizimkilere söylememişti bile ama Michael yok olmuşken, bu anlaşmanın işlenme sırası mı geldi diye teoriler dolanıyor etrafta. 

Sezonun ikinci yarısına girmişken bizi nasıl bir konu bekliyor ya da izlediğimiz konu evrim geçirerek mi devam edecek göreceğiz. Michael bittiyse sıradaki ne? Yoksa henüz bitmedi mi? Bunlara kafa yormadan önce Jack’in dönüşüne sevinmeye devam edeceğim kimse kusura bakmasın! 🙂

Haftaya ”Peace of Mind” adlı bölümde sorularımızın ne kadarının cevabını alacağız yoksa bir süre eskisi gibi ana konudan bağımsız stand alone tarzı bölümlerle mi devam edeceğiz bakalım. Promoya bakılırsa ana konudan bağımsız bir av bölümü bizi bekliyor ama yaşanan olaylar da kıyısından köşesinden konuşulabilir tabii…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!