Kötü bir şey yapıyorsanız ve diğer insanların bunu anlamasını istemiyorsanız eğer, bir şeyin ardına sığınmanız gerekir. Fakat bu öyle bir şey olmalı ki, kandırdığınız insanların dikkatini başka bir şey çekmesin… Başka bir deyişle ‘göz boyamak’…
Belediye başkanı Larry’nin yaptığı ise tam olarak buydu. Hawkins kasabası sakinlerinin dikkatini devasa lunaparka çekerek, yaptıklarının ardına sığınmıştı. Ve böylelikle bölümümüz renkli ve hareketli bir açılış yapmış oldu.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki Murray’in, Jim ve Joyce’un tartışmasını böldüğü sahnenin, bölümün en sevdiğim yanı olduğunu söyleyebilirim. Geçen sezon Nancy ve Jonathan’ın hislerinin açılmasına nasıl yardımcı olduysa aynı şekilde Jim ve Joyce’un da birbirlerine açılmaları gerektiğini söyledi. Sonrası… Uzun süreli bir sessizlik. (Ahahah)
En üzüldüğüm yanı ise Smirnoff’un vurulduğu andı. İki metrelik namıdiğer terminatörümüz geldi ve tek bir kurşunla sadece bir canı almadı, bir hayali de söndürdü. Smir… Aleksey’nin o ekipten en büyük düşmanı belki de Murray’di. Fakat yapmak istedikleri ve onlara yardımcı olması bir nevi onları iyi arkadaş yapmıştı ve kısa süreli olarak eğlenmek için sadece lunaparkı ziyaret etmek istemişlerdi.
‘Bir dakikalığına mısır kaplamalı sosis almaya gitmiştim. Aptal bir mısır kaplamalı sosis…’
O kadar üzüldüm ki o sahnede! Şurada sezon finaline bir bölüm kalmışken, özellikle sevdiğim karakterlerin başına bir şey gelmemesi için dua ediyorum. İnşallah gelmemiştir. N’olur gelmemiş olsun.
Çok sevdiğimiz bir diğer ekip olan Robin-Steve-Dustin ve Erica ise Rus ajanlarından kaçmayı başardılar fakat bu seferde alışveriş merkezine tıkılıp kaldılar. İlacın etkisinde olan Robin ve Steve arasında, sonunda beklediğimiz o konuşma gerçekleşti. Aslında hala ilacın etkisi altında olduklarını söyleyemeyiz fakat o kadarı bile yetmişti. Steve, Robin’e karşı olan duygularını itiraf etmiş ve Robin’in aslında hiçbir zaman ondan hoşlanmadığını öğrenmişti.
Zaten önceki bölümlerin yorumlarında belirtmiştim. Eğer bir çift oluşturmak isteselerdi tatlı tripler, atışmalar görürdük diye. Steveciğimin yine kalbi kırıldı ama olsun. Çok ama çok iyi bir arkadaş kazanmış oldu.
Bütün bunlar olurken çocuklar da Zihin Hırsızı’ndan kaçmaya çalışıyorlardı fakat çok da başarılı olduklarını söylemek mümkün değil. Değil, çünkü bölümün sonunda Eleven’ı can çekişirken gördük. Aslında her şey çok güzeldi. Lucas’ın havai fişek planı, Dustin ve Mike’ın birbirlerine seslerini ulaştırdıkları o ilk an! Özellikle o an! O kadar özlemişim ki… Fakat yanında her zaman pil taşı uyarısını ikinci plana atan Dustin’in yardım planı yarıda kaldı. Ruslar’ın onları sıkıştırdıkları o küçük an da Eleven geldi (itiraf etmeliyim aşırı havalı bir sahneydi) ve yine anı kurtardı. (İnşallah günü de kurtarır)
Kurtardı kurtarmasına fakat kendisini kurtaramadı. Zihin Hırsızı’nın ısırığı Eleven’a oldukça acı çektiriyordu. O ısırığın etkisini ise ancak finalde görebileceğiz.
Çocukları kurtarmaya giden Jim, Joyce ve Murray alışveriş merkezine ulaştıklarında, karşılaşacakları manzara çok iyi olmayacak. Son bölüm de olsa ekip sonunda bir arada!
İzlemek için sabırsızlanıyorum!