Siyah Beyaz Aşk’ın Unutamadığımız Replikleri

Haftalarca imkansızlığın içerisindeki imkanı ilmek ilmek işleyen; Aslı ve Ferhat’ı aynı masalda buluşturan Siyah Beyaz Aşk’ın unutamadığımız altı repliğini sizler için derledik. İyi okumalar!

1- “Abi, küçük babadır.”

“Bir kız çocuğu için abi; çekindiğin korktuğun ama o yanındayken hiçbir şeyden korkmadığın adamdır. Sevgilini öğrenmesin diye çırpındığın, öğrenirse gider çatar diye endişelendiğin ama öğrenip de sevgiline göz dağı verdiği an tuhaf, kendine bile itirafta zorlandığın, sahiplenme ve sevilme hazzını sana yaşatan adamdır. En umutsuz anında birden bir köşeden çıkıp; ‘İyi misin kardeşim?’ diyendir abi. Elinde avucunda ne varsa cömertçe sana verendir. Seni paylaşmakta zorlanan; sana kızdığında bile kırmayan ama kırılandır. Abi, babanın bıraktığı yerden, baba olandır. Abi, küçük babadır.”

IMG_4430.jpeg

2- “Babalar ölmez çünkü o babadır.”

“- Sen baban öldüğünde ne hissettin?”

“Dizlerinin üzerine çökmüştü; ‘dizi acıdı’ dedim. Yan devrilmişti; ‘omzu acıdı’ dedim. Kıpırdayamadım ben. Öyle kalakalmıştım. Sanki benim de böyle dizlerim acımıştı, omzum acımıştı. Çocuksun tabi… Ama hiç babamın öleceği aklıma gelmezdi. Hangi çocuğun gelir ki? Değil mi? Ama annesi için düşünür, üzülür yani. Onun öleceğinden korkar ama babası için düşünmez. Babası ölmez çünkü o babadır. Babalar güçlüdür.”

IMG_4431.jpeg

3- “…Masal bitti mi?”

“Biz birbirimizde kaybolmadan, birbirimize karışalım istedim. Göz gözeyken de aynı yöne bakalım istedim.”

IMG_4418.jpeg

4- “O iyilik dediğin şeyin altındaki bencilliği gördün mü doktor?”

“Bak ben kötüyüm tamam mı? Ben karanlığım. Eyvallah, sıkıntı yok yani, hiçbir şeyde sıkıntı yok anladın mı? Rahatladın mı şimdi ben kötüyüm. Rahatladın mı? Sen, hatta herkes çok iyi biliyor musun? İyi olmak kolay doktor, hem de çok kolay. Seni kullanmalarına izin ver; tepene çıkmalarına izin ver; elinden ekmeğini, içinden umudunu söküp alsınlar her şeyi sineye çek bak bakalım senden iyisi var mı? Sen iyi misin doktor? Çok mu iyisin? Beni bıçaklarken ne kadar iyiydin? Hastaneden neşteri çalarken ne kadar iyiydin? Çok mu iyiydin? Düşünsene, tek bir neşter; hastanede kalan son neşter ve o an hastaneye gelen beş yaşında bir çocuk ameliyat olmak zorunda… Tek bir neşter var. Orada çocuk, burada abin. Çalmaz mıydın? Çocuk yaşasın, abim ölsün mü derdin? Seçim yapmak zorunda kalmayışın seni iyi yapmaya yetiyor mu doktor? Ama seçim yapmak zorunda kalmak beni kötü yapmaya yetiyor.”

“- Aradaki farkı anlamayacaksın değil mi? İnsan hayatta kendi tercihleriyle yaşar.”

“Ben de tam bundan bahsediyorum işte. Ben tercihimi yaptım. Sen de yapabilirdin. Beni orada ölüme terk edebilirdin. Kurtarmayabilirdin. Kabusun biterdi. Niye yapmadın? Niye beni sırtında taşıdın, ameliyat ettin? Niye doktor? Pardon… Sen çok iyi birisin. Orada beni bırakıp gitseydin ve ben de ölseydim, yıllar sonra bile vicdanın seni rahatsız edecekti. Beni kurtarmak için yapmadın, vicdanını rahatlatmak için yaptın. O iyilik dediğin şeyin altındaki bencilliği gördün mü doktor?”

IMG_4414.jpeg

5- “Yarayı açandan derman beklemenin adıdır; aşk.”

“Bu ifade sadece kardeşi içeride olan bir ağabeyin ifadesi değil.”

“- Neyin ifadesi peki?”

“Sevdasıyla başı dertte olan bir adamın ifadesi. Ben bunu nerede görsem tanırım. Uzunca bir zaman önce, aynaya her baktığımda görüyordum. Sevdanın çaresi neden yoktur biliyor musun evlat? Sevda, hayatın çaresidir de ondan. Yarayı açandan, derman beklemenin adıdır; aşk. Elimdeki köze elini bastırdığında kılın bile kıpırdamadı. İşte o zaman anlamıştım ben evlat, sen çok önceden yanmışsın zaten. Dağı delmekte ne var? Sapı kırık bir kazmayla koskoca bir sevdan olduktan sonra… O ateşe düşmekte ne var? Çölü geçmekte ne var? Düşmanla boğuşmak da sorun değil… Yeter ki, kendinle savaşma. Savaşırsan, kaybedersin.”

IMG_4419.jpeg

6- “Git, git hadi yoksa bırakmam.”

“Git, dokunduğun yerler acıyor, git.”

IMG_4435.jpeg

Bonus: Aslı’nın gece ona sarkıntılık yapan adamın başını taşla yarıp söylediği bu sözler de hala aklımızda. Her yerdesiniz.

“Her yerdesiniz be; dağda, bayırda, şehirde… Her yerdesiniz. Leş gibisiniz, defol git.”