tds_thumb_td_300x0
Sırılsıklam Aşık : AlEy

*Bak Yıldızlar Altında Gözlerimin İçine…

Kalp Atışı’nın geçtiğimiz bölümünde Eylül’ün aşka teslim oluşunu izledik. Ne kadar kaçarsa kaçsın yüreğinin bir şekilde geri döndüğü adamın aşkına teslim oluşunu…

Hayat Eylül’e başlarda pek iyi davranmadı. Zaten berbat durumda olan aile kavramını annesinin ölümüyle tamamen bitirdi onun için. Yıllar sonra kötü bir olay sonucu da olsa yeniden kavuştuğu sevilme hissini de aldı elinden. Babaanne erken gitti… Ve Eylül bir daha hiç kimse tarafından sevilemeyeceğine, kimseye güvenmemesi gerektiğine inandı. Sevdiğimiz herkes bir gün gidiyordu. Yalnız kendine tutunmalıydı insan. Bu nedenle Ali Asaf’ın aşkından da kaçtı. Sevmekten korktu, sevdiğini yine kaybetmekten… O gün Mehmet’in motoruna bindiğinde aslında kendisinden kaçtı Eylül. Bir daha asla kaybetmeyecekti.

Kaybedemezdi çünkü artık şu hayatta bir amacı vardı: Babaannesine verdiği sözü tutarak doktor olmak ve onun intikamını almak… Bu sebepten yılmadan çalışmaya devam etti. Ali Asaf’ın bir melek gibi hayatına soktuğu Selim’in de desteğiyle şuan bulunduğu konuma ulaştı. Her şey tam da istediği gibi gidiyordu ki beklenmedik bir şey oldu. Yıllardır aşkını boş bir krem kutusunda sakladığı adam karşısındaydı… Hem de bu sefer daha cesur ve aşk dolu…

Kalbi hâlâ her şeyi unutturacak kadar hızlı çarpsa da öyle hemen teslim olmadı kızımız. Çünkü hayatın ondan aldıklarını sonsuz bir dirayet ve güçlü bir karakterle değiştirmişti. Ali Asaf o gün ona yetişebilseydi artık aşka direnemeyecek olan genç kız gitmiş yerini kendi ayakları üstünde duran, güçlü bir genç kadın almıştı.

Yani Ali Asaf’ın işi artık daha da zordu. Buna rağmen o da yılmadı. Çünkü iki âşık da birbirinden inatçıydı. Zorlu mücadeleler ve oldukça hoş sahneler, bol didişme dolu bölümler sonucunda dün akşamki raddeye gelebildik nihayet:)

Bir ömür yatsan gıkım çıkmaz dedi ya adam ♥

Bölüm oldukça tatliş bir sahneyle başladı. Jenerikte gördüğümüz sahne yaşandı. Eylül’ün Ali Asaf’a güveninin bir göstergesiydi bu sahne ki bunu küçümsemeyin. Eylül gibi kadınlar için güvenmek sevmekten çok daha zor ve değerlidir. Yıllar önce sevmediğinden değil güvenemediğinden kaçmıştı hatırlarsınız.

**Gitme. Ne olur gitme. Sen gidince; üşüyor ellerim…

Ve kollarında daldığı kısacık uykuda gördüğü kâbus ile de onu kaybetmekten hâlâ ne kadar çok korktuğunu görüyoruz. Yani benim bile içim kötü oldu o kâbusta, kız nasıl korkmasın? Ama bu sefer Ali Asaf’ın gitmesinden değil hayatın onu almasından korkuyor. İkisinin arasındaki fark önemli ve değerli 😉

Ali Asaf şok! 🙂                                                                     “Huzurun Resmi” diye tablosu yapılmalı ♥

Bölümdeki favori sahnen neydi? Diye sorarsanız size yukarıya bakmanızı söylerim 🙂 Eylül’ün Ali Asaf’ın peşinden koşup arkadan sarılması kalp ben. Ali Asaf’ın yaşadığı şok sonrası karşılık vermesi, Eylül’ün çocuk gibi sevgi isteyen hâli, Esma’yı görünce utanıp kaçması… O kadar naif, o kadar güzeldi ki… Aşkın bu temiz hâlinin devamının gelmesini diliyoruz 🙂

Eylül Hoca oleeey!

Bölümün devamında hastaneye gelen ilginç vakayı görüyoruz. Açıkçası ben kızın taciz olayları falan yaşadığını, kafayı yediğini, ailesinin hiçbir şey anlamadığını falan düşünmüştüm. Evet, çok yaratıcı olduğumu biliyorum, teşekkürler ☺ Tabi ki de olay böyle değilmiş, her şeyin tıbbi bir açıklaması varmış. Kız vücudundaki organların sesini dahi algılayabilecek düzeyde hassas bir işitme duyusuna sahipmiş ve bu onu hâliyle çıldırtıyormuş. Bizim Samo bunu nerden bilsin? Dr. Eylül Erdem her zamanki gibi bunu da çözdü ve Ali Asaf daha da bir hayran oldu sevdiği kadına 🙂

Samet’in anlık heyecanla yaptığı hareket ona temiz bir hasta kayıt/rapor işi patlatırdı ama neyse ki sevdiği kadına sarılınca sakinleşti bizimki 🙂 Hastane de hastane yani. Sanırsın tüm şehrin en belalı olayları bizimkilere denk geliyor. İnsan geriliyor tabi. Bu arada Oğuz’un üvey kardeşinin psikopat çıkmasına ne demeli? Olaya gel, ben babasına dayakçı koca diye söverken bir baktım bizimki masum ve mağdur babaymış. Önyargı dediğimiz şey yakıyor bizi azizim.

Oğuz demişken, kendisi baya cesur ve dürüst çıktı. Helâl olsun! Buradan tüm artılarımı gönderiyorum. Oğuz naif yazılmış bir karakter. Bu nedenle “Sen başkasına evet diyene kadar…” dedi. Eğer Eylül başkasını seçerse (ki seçecek ☺) Oğuz içine ağlayarak aradan çekilecek gibi duruyor. Kıyamam. Bahar eğer numara yapmıyorsa şuan korkutucu bir biçimde iyiye evriliyor. Adam kafasında nereye vurdu da böyle oldu cidden bilmiyorum (evde denemeyiniz ☺) . Eğer Bahar sağlıklı bir biçimde evrilip cici kız olursa Oğuz’u ona verebiliriz bakalım 🙂

Geldik bölümün ultra romantik anlarına… İlk olarak Esma’nın Eylül’ü (Arkadaşının düğünü için ☺) hazırladığı sahnelerde kahkaha attığımı söylemek istiyorum. Hele şu yukarıdaki “Tam Bir Esma” hâline koptum :)) Tabi sonunda Esma bizi hayal kırıklığına uğratmadı ve bir mükemmellik abidesi olarak yolladı Eylül’ü ilk randevusuna 🙂

Bölümün gerisine yazacak çok bir şey yok aslında. Her saniyesi suratımızda kocaman bir sırıtma olarak iz bıraktı 🙂

Yalnız şu çok sevdiğim replikleri şuraya bırakıp gitmek istiyorum artık. Çünkü çok kaldım 🙂

“Senin ilkin olmak benim için o kadar özel ki…”

“Sen hep özeldin benim için.”

Gelecek bölüm Ali Asaf’ı kaybetme korkusunun Eylül’ün aşkına daha da sıkı sarılmasını sağlamasını umuyor, esenlik dolu günler diliyorum…

TV PERİSİ

*Biz Aşkı Meleklerden Çaldık/Şarkı/Erhan Güleryüz

**Ne Olur Gitme/Şarkı/Grup Nara

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!