tds_thumb_td_300x0
Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü? Film Yorumu

Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği aynı adlı tiyatro oyundan uyarlanan Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü?, 9 Nisan’da Netflix’te seyirci ile buluştu.

Tiyatro oyununu çocukken televizyonda izlemiştim. O zamandan beri aklımda yer eden, çok sevdiğim bir iştir. Tabii çoğu sahneyi unutmuşum aslında ama genel olarak çok beğendiğim aklımda kalınca, filmine de karşı koyamadım ve izledim. İyi ki izlemişim. Benim gibi oyunu beğendiğini hatırlayanlar veya daha önce izlememiş olan, mutlaka bu filme de bir şans versinler.

Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü, 1999

Benim en büyük tereddütlerimden biri oyunculardan yanaydı. Eski kadroyu düşününce… Ama görüyorum ki Ecem Erkek, Demet Akbağ’ın rolünün altından başarıyla kalkmış.

Konusu

Film, üstün zekalı ve çocukluğundan beri yaşama oldukça farklı bir gözden bakan Gülseren’in anılarına odaklanıyor. Gülseren ve ailesinin yaşadığı konak ve mahallede, birbirinden farklı karakterlerdeki aile üyeleri ve mahalleliyle birlikte Cumhuriyet’in ilk yıllarından 2000’li yıllara kadar Türkiye’nin geçirdiği değişime ve siyasi geçmişe de ayna tutuluyor.

Gülseren, farklı olduğu için genellikle kabul görmeyen bir konumda, zaten insanları pek de anlamıyor. İnsanların her şeyi neden bu kadar ciddiye aldığını, mutluluğa neden bu kadar düşman olduklarını anlayamadıkça iyice yabancılaşıyor yaşadığı topluma ve insanlara. O da böyle olunca, ateş böcekleri ile daha iyi anlaşıyor. Bir de kendi gibi ateş böceklerini gören insanlarla. Ama onlara da pek rastlayamıyor. Babası, halası bir de Dündar görüyor sadece ateş böceklerini. Ne ateş böceklerini ne de Gülseren’i görmeyi başarabilen annesi ile ise kavgası hiç bitmiyor.

Güçlü replikler yine hayran bırakıyor kendine. Diyaloglar, oyun ile birebirdi çoğu zaman zaten.

Bkz:

”Anlamadım.”
”Kıymetini bil. Anlasaydın yalnızlık çekerdin.”
”Tanrının neyi niçin yaptığına aklımız ermezmiş bizim, öyle diyorlar. Senin adına konuşan ne çok insan var, hiç dikkatini çekti mi?”

”Ya yanında olsaydım da kalbinde olmasaydım?”

Nasıl Bir Uyarlama Olmuş?

Hikaye, çok güçlü ve kıymetli anlayacağınız. Bu nedenle filmi yine çok severek izledim izlemesine de, zaten oyunu da film gibi hazırlanıp 1999’da sunulmuş bir hikayeyi, yeniden filme uyarlıyorsanız keşke bu kadar tiyatro oyunu havasında değil de biraz daha sinematik uyarlasaymışsınız. Tek eleştirim bu olacak. Dekor, kostümler, ateş böceklerinin parıltısı her şey bir filme göre çok yapaydı. Bu özensiz duruş biraz ön yargı yapmıştı bende açıkcası, oyunu bozmuşlar mıdır diye ama oyunun kendisi bu kadar başarılı olunca, film de hikayeye sadık kalınca tabii ortaya yine de güzel bir iş çıkmış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!