tds_thumb_td_300x0
Sen Anlat Karadeniz’e Gelen Eleştiriler

Geçtiğimiz kış, sezonun ortasına bomba gibi düşerek son yılların en iyi çıkışını yapan Sen Anlat Karadeniz, yayınlanan ilk bölümüyle çok izlenmekle kalmayıp aynı zamanda da izleyicilerinin beğenisini kazanmayı başarmıştı. Kadına şiddete karşı farkındalık yaratmayı amaçlayan dizinin ilk bölümleri, bu amaç doğrultusunda verdiği mesajlarla olumlu eleştiriler alsa da; ilerleyen haftalarda kendi izleyici kitlesi tarafından eleştirilere maruz kalmıştı. Peki, Sen Anlat Karadeniz’e olan bakış açısını sonradan değiştiren sebepler nelerdi?

Sen Anlat Karadeniz’in amacı çok açıktı; izleyenler Tahir’i örnek alsın, Nefeslere hemnefes olsun; Asiye’yi örnek alsın, onlara dost olsun; belki Vedatlar tükenmez ama Nefesler ne yapacağını bilsin. Bu anlamda senaristlerin yarattığı iyi karakterler kadar kötü karakterlerin de hikayeye katkıları vardı. Fakat bir noktadan sonra işler çığrından çıktı. Hikayeye katkı vermesini beklediğimiz, sözüm ona olaya sonradan dahil olan hiçbir karakter, hikayeye katkı vermedi.

Dizi, on altı yaşında evlendirilen, yıllarca tecavüze uğrayan ve şiddet gören bir kadının, bu şiddete boyun eğmemesini anlatıyor. Nefes, bu durumdaki kadınlara umut olacak olan karakter. Bundan dolayı Nefes’in bir noktada hukuk yoluyla Vedat’la mücadelesini izlemek istedim. Fakat senaristler Nefes’in dava açmasının önünü o kadar güzel kapattılar ki hepimizin eli kolu bağlandı. Gerçek hayatta maalesef Tahirler, Vedatlar kadar çok değil. Bu yüzden biz kendimizin Tahir’i olmak zorundayız. Biz kendimizi, şayet böyle bir durumda olan bir kadınsak, Vedatlardan korumak zorundayız. Hukuka başvurmalıyız.

Tecavüze uğrayan kadınlar için hayat, bu travmayı yaşamadan önceki gibi devam etmez. İnsanların günlük hayatlarında sürekli olarak yaptıkları şeyler, onlar için korkunç eylemler olabilir. Örneğin; toplu taşıma gibi kalabalık yerlerde bulunmaktan; insanlarla temas halinde olmaktan; karşı cinsle iletişim kurmaktan çekinebilirler. Elbette, günlük hayatlarına psikolojik anlamda daha sağlıklı devam etmeleri gerekir. Bunun için ise bir psikologdan yardım almaları gerekir. Biz, Sen Anlat Karadeniz’de, Nefes’in iyileşme sürecini izleyemedik. Zaten onun için yeterince zor olan hayatı, insanların zindana çevirmelerini izledik. Sen Anlat Karadeniz günün sonunda bir dizi, farkındayım. Fakat, madem Nefes, kadınlar için bir umut; madem kadınlara biraz olsun ilham olacak bir karakter yaratıldı, o zaman Nefeslere gerçek bir çıkış yolu gösterilmeliydi. Toplumumuzda Türkan gibi, psikoloğa gitmeye sıcak bakmayan bir sürü insan var. Bu önyargıyı yıkmak, önemliydi.

Dizi başlamadan önce vaadedilen asıl hikayeden sapılması, Sen Anlat Karadeniz’in eleştirilmesine sebep oldu. Hikayeye sonradan dahil olan Ceylan’ın kilit bir isim olduğu ve hikayeye katkısı olduğu söylendi fakat Ceylan, Tahir’in Nefes’ten Ceylan’ın onun kızı olduğunu saklaması sebebiyle oluşan gerilimden başka bir amaca hizmet etmedi.

Sen Anlat Karadeniz, kadının rızasının önemine parmak bastığı için; çocuk gelinleri yüzümüze vurduğu için; kadına şiddeti daha konuşulur hale getirdiği için; izleyip cesaret alan kadınlara öncü olduğu için; Nefes gibi güçlü bir kadın karakter yarattığı için; hiçbir şeyden haberi olmamasına rağmen daha önce gelmediği için özür dileyen Tahir için; hurafelere din dendiği olayların doğrusunu anlatan Osman Hoca için büyük bir teşekkürü de hak ediyor. Sezon boyu dizide emeği geçen herkesin emeklerine sağlık! Yolları açık olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!