Nefes Zorlu Kaleli…
Ekranlarda gördüğümüz en başı dik kadınlardan biri o. Çiçeklerle bezeyip kurduğu dünyası daha 16 yaşında iken başına yıkılmış, bir zalimin ocağının içine atılmış, hapsedildiği acı dolu sekiz seneye rağmen yaşama tutunmuş güçlü bir kadın karakter kendisi. Ekranlarda buluştuğumuz ilk andan bugüne dek hep gurur duyduk onunla. Kaçtı, savaştı, direndi, bir kere olsun pes demedi ya helal olsun sana! Şu anda günümüzde nerdeyse birçok çatının altında Nefesle aynı kaderi paylaşan kadınlarımız var. Ha bi de Yiğit gibi annesinin savruluşuna şahit olacak bir sürü çocuk. “Ben senin karın olmayı geç hiçbir şeyinim” diye yıllarca bağırdı zalimine bu kadın. Oğluna, o karanlığın içine bir fener ışığı gibi doğan Tahir’i ile yeni bir dünya kurdu sonunda. Önce rabbine sonra kendine inancı ile yoluna devam etti. Yüreğine ekti bir bir umut tohumlarını ve asla o umutların avcunun içinden kaybolmasına izin vermedi. Tahir’in ve oğlunun sonsuz sevgisi ona en büyük ilaç oldu, her geçen anda usuldan iyileşti. Ruhuna kazınmış yaralara sevdikleri ile birlikte zamanla veda etti. Aslanlar gibi ayakta kaldı, ağladı ama içine içine. Zalimine boyun eğmedi, kimsenin eğmemesi içinde ne fedakarlıklar etti değil mi? 24 yaşına adının hakkını vere vere gelmiş bir kadın o. Şimdi kurduğu yeni dünya sayesinde yüreğinin bir köşesinde yaralı olan 16 yaşını da iyileştirecek. Vaktinde çocukluğu, gençliği, hayalleri çalınan genç bir kadının “yeniden burdayım!” deyiş hikayesiyse eğer bu proje sen çok güzel bir örnek oldun Nefes! Haydi tüm Nefeslerin sesi ve tüm Türkiye’nin umudu olmuş bu güçlü kadının aklımıza yer etmiş repliklerine bir göz atalım. Buyurun, gelsin yürekten vuran replikler…
• “Sesim çıksaydı bir tek sana söylerdim. Ama o zindanda ne ses kaldı ne de nefes.”
• “Arada eve uğrasan… Olmaz mı? Teheccüd vaktinde falan…”
• “Tahir ben sekiz sene işkence görmüş, umutsuz bir enkazım. Kurtarılacak bir masal prensesi değilim. Bizden masal olmaz. Olmaz Tahir, imkanı yok olmaz.”
• “Osman Hoca dedi ki; belki bu benim imtihan değilmiş. Belki ben onların imtihanıymışım.”
• “Kurtulduk annecim kurtulduk!”
• “Sadakat ve vefa talep edilmez, hak edilir.”
• “Sen nasıl bir manyaksın!”
• “Deli Tahir ezilmez, Karadeniz geçilmez.”
• “Sayende… Sen inatsın ben de umudum işte.”
• “Sen benim en büyük şansımsın.”
• “Beni ilk gören sen oldun, ilk ve son öpen de sen ol!”
• “Beklettim, özür dilerim.”
• “Yıllarca kaçmak istediğim yerde zorla tutuldum, şimdi de kalmak istediğim yerden kovuldum.”
• “Umudum tuttu!”
• “Gerçekten sevmek, sevdiğinin göğsüne sığmaktır. Sığınmak değil.”
• “Cılız bir ırmak olsamda, sabırla akmaya devam edeceğim. Ve o büyük kayayı deleceğim.”
• “Ecel ne zaman nerde nasıl gelir bilmiyorum ama geldiğinde ben senin yanında olmak istiyorum, senin kollarında…”
• “Benim gibi kadınlar aya bakın! Yiğit gibi çocuklar aya bakın! Umudunuzu kaybetmeyin. Aya bakın!”
• “Cama kim taş attı diye bakıyorum.”
• “Tahir o kızı da kurtaralım mı? O da benim gibi kurtulsun mu?”
• “Biz accayip yenilmez bir ikiliyiz, unuttun mu?”
• “Ve sizde hoş geldiniz.”
• ” Ne zaman güçlü olmak tek çaren olarak kalır, o zaman ne kadar güçlü olduğunu anlarsın.”
• “Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar ama ayrı ayrı.”
• “Sekiz sene bir şeytan çukurunda yanarsan, kül olmadan çıkamazsın demek.”
• “Ben hiçbir şey bilmiyorum. Bildiğim tek şey; Tahir’i çok sevdiğim. Onun dışındaki her şey o kadar karanlık ki… Düşe kalka yürüyorum ama hiçbir şey göremiyorum.”
• “Özgürüm özgürüm!”
• “Nefes’ten Tahir’e yar olmaz. Tahir için son nefesimi veririm ama ben onun yari olmam, olamam.”
• “Sen bu sıralar fazla mı özür diliyorsun?”
• “Katillerde uyurken masum görünüyorlar. Ama masumlar katil olunca uyuyamazlar.”
• “Tahir, benim kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrenmem lazım.”
• “Birine sarılmak için kollarına ihtiyacın yokmuş. İnsan sözleriyle de, gözleriyle de sarılabiliyormuş.”
• “Sen gözcüsün daa!”
• “Vedat beni sevdiğini iddia etti, beni kesti. Sen Tahir’i sevdiğini iddia ediyorsun, kendini kesiyorsun. Sevgi böyle bir şey mi? Değil ki… Sevgi kesmez, sevgi kanatmaz, sevgi can almaz; sevgi hayat verir.”
• “Büyük konuşma Deli Tahir. Bir gün biri sana bu sözlerini yedirir.”
• “Gittiğim, kaçtığım, sığındığım sendin.”
• “Yıllar sonra kocaman bir delikanlı olduğunda sana bunları yaşatan anneni affedersin dimi ay ışığında uluyan kurt?”
• “Benim adım Nefes ve ben ait olduğum bedeni terkettim, özür dilerim.”
• “Tahir’im, aşkım, canım, hayatım, umudum ve oğlumun babası…”
• “Sen ne güzel bir adamsın.”
• “Mazim kirli diye kurtarılmayı hak eden bir prenses değil miyim artık?”
• “Yangın görseler akılları gider, sorsalar hepsi ateş.”
• “Tanıdığım için şanslı olduğum tek kadınsın.”
• “Zamansız bir sevdanın zamana yenildiği nerde görülmüş.”
• “O kuşları kalbime sen soktun, şimdi de parçalayarak çıkartıyorsun!”
• “Sen sadece Tahir’i öldürmedin, benim umudumu da öldürdün.”
• “Biz senin adını yanlış koyduk. Altın kalpli hödük demeliydik sana.”
• “Tahir bana söz verdi; beni bırakmaz, bizi bırakmaz, bizde onu bırakmayız.”
• “Bir enkaza sevdalanıyorsun. Kıyamıyorum.”
• “16 yaşından beri beni saran hiçbir dört duvara, başımın üstündeki çatıya benim diyemedim. Hep başkasının eviydi.”
• “Tahir, oğlumuz için!”
• “Beni göğsünde uyutur musun?”
• “Bir zalime bile kıyamayan merhametini o kadar çok seviyorum ki…”
• “Sen benim oğlumu bir canavarın insafına teslim ettin. Seni Allah affetsin abi, ben affedecek kadar büyük değilim.”
• “O yaralar sayende çiçek açtı.”
• “Tahir ben seni çok seviyorum, sadece sevgiye açlığımı doyurduğun için değil. Seni Tahir olduğun için seviyorum.”
• “Keşke seni on altı yaşında iken tanısaydım; bu can, candan sayılırken…”
• “Sensizliğe nasıl alışılır ki.”
• “Ben o Deli Tahir’e ölürüm.”
• “Dokunduğun yere iyi geliyorsun.”
• “Önce bize vurulduklarını söylerler, bizsiz yaşayamayacaklarını. Sonra bizi vururlar, yaşatmazlar. Ölesiye sevdiklerini söylerler aslında öldüresiye severler. Sahip olmanın hazzını aşk, kışkırtılmış arzuları tutku sanarlar. Yanılırlar. Onlar yanılır biz yanarız.”
• “Ağlaya ağlaya olsa da gideceğim.”
• “Seni sevmedim sevmiycem ve ben senin asla karın olmadım, olmıycam!”
• “Tahir ben yürümek istiyorum. Başım dik yürümek istiyorum, korkusuzca. Herkes için sıradan bir yürüyüş olabilir ama benim için çok büyük bir anlamı var. Hem benim başımı dik tutabilmek için buna ihtiyacım var.”
• “Usanmam. Hiç usanmam.”
• “Ben yirmi dört yıl boyunca ilk defa seninle nefes aldım. Bunu kesip atacak mıydın?”
• “Keşke elimi ilk tutan sen olsaydın!”
• “Ama sonra onun seni karıştı dünyamıza, Tahir’in… Öyle güzel baktı, öyle güzel korudu ki…”
• “Teşekkür ederim bu çocukça oyuna katıldığın için.”
• “Tahir ben Vedat’a Nefes olarak değil, ecel olarak gittim. Çünkü ben senin Nefes’inim.”
• “Allah kimseyi sevgisizlikle sınamasın. Saçlarımdan sürükleyen Saniye Hanım’ın seve seve elini öptüm ben. Arkamdan neler söylediğini bilmeme halde Mustafa Abi’ye abim dedim. Hepsi sevgisizlikten işte…”
• “Seni çok seviyorum Deli Tahir.”
• “Merhametini sevdiğimi daha önce söylemiş miydim? Omzum, dizim sen ne zaman sığınmak istersen onlar senin biliyorsun dimi? Sakın unutma!”
• “Geç kaldığım için özür dilerim demiştin şimdi ben senden özür diliyorum erken gittiğim için. Özür dilerim…”
• “Benden değil, bizden konuşalım Tahir!”
• “Biz pes edersek kazananlar hep zalimler olacak. Belki zalimin sesi çok çıkar ama son sözü mazlum söyler!”
Ve daha birçok repliğe şahit oldu bu kulaklar… Nefes karakteri aslında oynanmadı, basbaya yaşandı. Bunda sevgili İrem Helvacıoğlu’nun payı büyük, burdan kendisine de selam olsun. Yüreğimiz dolup taştı onu izlerken… Dileğimiz başta Sen Anlat Karadeniz’in Nefes’i olmak üzere tüm Nefesler bi gün huzura kavuşsun, zalimi zeval bulsun, yüzlerinde sımsıcak gülüşleri ile sil baştan dünyalarına devam etsinler. Umarım repliklerle yaptığımız duygusal yolculuktan memnun ayrılıyorsunuzdur.
Yeni yazılarda görüşmek üzere, sevgiler❤