tds_thumb_td_300x0
Sen Anlat Karadeniz’in 2018 Yılına Damga Vuran Sahneleri

Merhabalar efendim!🎉 2018 yılını geride bırakmamıza sayılı günler kala vazgeçilmez dizim Sen Anlat Karadeniz’in, ruhumuzun her bir zerresine işlemiş sahnelerini sizin için derledim. O kadar güzel an var ki, hepsini buraya birkaç satıra sığdırmak ne mümkün! Ama olabildiğince her duyguyu harmanladım. Bir göz atalım, buyurun:

1- Nefes ve Tahir’in İlk Karşılaşması

Hiç şüphesiz gönlümüzde, aklımızda yerini almış zirve sahnelerden biri karşınızda! Tahir’in yirmi dokuz yıl sonra ilk ve son gönül kapısını bir kuş çaldı. Yaralı bir kuştu, ruhuna bedenine kazınmış onca acı vardı. O kuştu işte Nefes. Yeşil gözlü yaralı kuşun, aydınlıkla yolları ilk kesiştiğinde… Kendisini, yaralarını ilk gören Tahir oldu. Kısacası İstanbulda altın bir kafesin, birbirine şifa olacak iki insanı karşılaştırdığı saniyelere yansıyan kare bu. Nefes’in beyaz elbisesi, merdivenlerden inerken topuklu ayakkabısının çıkardığı ses, eşsiz o fon müziği ve Tahir’in başının çevrildiği, nutkunun tutulduğu an…

2- Nefes’in Geçmişe Yolculuğu

Yayla evinde kütüğün üzerinde birbirine dökülen iki yürek… Tahir Nefes’in kırık parmağına elinden geldiğince pansuman yaparken, “canını çok mu yaktılar?” diye soru yöneltir. Birkaç dakika sessizliğin ardından yaralarının büyük bir kısmını Tahir’e tek tek açar Nefes. Geçmişe yaptığı bu kısa yolculukla kendini kaybeder ve ormanın içine dalar. Tabi Tahir de peşinden. Nefes’i yakalayıp sıkıca sarılır. “Özür dilerim, özür dilerim Nefes. Daha önce gelemediğim için.” der ve o sırada arka fonda “kaya olsam sis olsam” çalmakta. Of of! Belki de bu sevdanın dillere destan olacağını ilk hissettiğimiz an diyebilirim.

3- Gelino Sahnesi
Eyşan’ın güvenlikçi sevgili yalanının göbeğine düşer Nefes. Başta Tahir olmak üzere Kaleliler’e bir şey olmasın diye bu yalanı içi yana yana Tahir’e bakarak doğrular. Tahir ise önünde arkasında bir şey vardır şüphesine hiç düşmez ama çok dellenir. Nihayetinde de Deli Tahir’in kıskançlığı ağır basar ve Nefesle Yiğit’i tek başlarına Rusya’ya yollamaya karar verir. İşte Batum da İdris’in ayarladığı teknenin oraya gelirler. Tahir’in içini kavuran pişmanlık dile dökülür ve Nefes den özür diler. Nefes desen Tahir’in merhametine bir kez daha vurulur içten içe. Yiğit için acayip yenilmez takımın ayrılması, Denizden Gelen Kaplansız yeni maceralara atılmak çok üzücü. Nasıl savaştı o küçücük bedeniyle ayrılıkla, söz verdi ağlamayacağına. Gitme vakti geldi, kıyıdan uzaklaşan tekne ve gelino parçası. Ciğer kalmamıştı bu anı izlerken hâlâ aç hâlâ gözyaşları seldir izleyenin…

4- “Oğlumu bulacağız, şüphen olmasın!”

Tahir Nefes’i Vedat’ın elinden kurtarır lakin bu kez Yiğit ellerinden kayıp gitmiştir. Tahir’in yaptığı planla Yiğit’i kurtarır ve abisine kendileri gelinceye dek Yiğit’i emanet eder. Lakin Mustafa Vedatla anlaşarak kardeşinin emanetine hıyanet eder. Nefes ve Tahir aralarındaki geçen son anlaşmazlığı bir kenara bırakıp beraber Yiğit’i bulmaya çalışırlar. Onca aramaya rağmen bulunamayan Yiğit, hayal kırıklığına uğramış Nefes ve kollarıyla Nefes’i sarmalayan Tahir. O an Yüksek Baltacı’nın sesinden “Haram” parçası. Oy nenem! Kaplanın omzunda geyiğin gözyaşı, kalbinde ay ışığında uluyan kurdun sesi; tam bu söze ait bu kare bence.

5- Dalgalan Karadeniz Sahnesi:

O fotoğraftaki kişinin Nefes’in abisi olduğunu öğrenen Tahir, bir anlık kıskançlık ve öfke ile parmağına taktığı alyans ruhuna pranga olur. Asiye Yengesiyle üzerine Nefesle ilgili konuşması, doğduğu toprakların Nefes’in canını yakma ihtimalini de düşündükçe iyice dellenir. Kendini Çivra’ya atar ve uzun süredir kendiyle savaş verdiği sevdasını haykırır asi dalgalara. Ne sahneydi ama! Tahir’in içinde büyüyen sevdasını artık tek başına taşıyamaması, düştüğü çaresizlik çemberini bu role hayat veren Ulaş Tuna Astepe ile nasıl hissetmiştik be!

6- “Sesim çıksaydı bir tek sana söylerdim!”

Nefes’in elindeki alçının çıktığı; Tahir’in de Yiğit ve Nefes’in güvenliği için, Karadeniz de yaşayabilmeleri için uzak durma kararı aldığı vakitler. Birbirinden inat iki yürek Çivra’ya gelirler. Nefes’in hafiften kıskançlığı, Tahir’in Nefes’in alçıdan kurtulmuş parmaklarına öpmesi… Susan kadının yüreği belki de ilk kez bu derece gürdü. “O zindanda ne ses kaldı ne de nefes!” Eğer karanlık beni yorgun düşürmeseydi, benliğime olan inancım zedelenmeseydi benden o mucizevi cümleyi ilk sen duyardın Tahir demek istedi aslında. Bu sahneden sonra ileride bir gün Nefes’in “seni seviyorum.” diyeceğini hissetmek enfesti.

7- Deli Tahir’in Sevda İtirafı

Bu sevda hikayesini izlemeye başladığımız andan itibaren aklımızdaki sorulardan biri şuydu; Tahir den bir gün nasıl bir sevda haykırışı gelir? İşte o nefeslerimizi tutup beklediğimiz an, unutulmazlar listesine girdi bile. Nefes’in Karadeniz de kalmak istemesine karşılık Tahir de bir daha canının yanmamasını istediğini dile getiriyor. “Nefes de sana yar olmayacak.” Bu acı cümle karşısında Tahir de; “Geberiyorum ulan geberiyorum. Ama karşılığında bir şey bekliyor muyum? Yok! Yarim ol diyor muyum? Yok! Benimle yanmana razı mıyım? Yok! Sevda benim sevdam, ula sağa ne? Sen karışma!” Nefes’in duyduğu bu itiraf karşısında hem yüreği usuldan erir hem de bu sevdaya karşılık veremeyeceği için çok yıkık bir hale bürünür.

8- “Oğlumu bırak Vedat, oğlumu bırak!”

İrem Helvacıoğlu’nun zirve sahnelerinden biri. Nasıl iliklerimize işledi bu ana dair endişeyi, korkuyu. Helal sana be Helvacıoğlu! Yiğit’i almak için velayet davası açan Vedat ve mahkeme celbini alınca yıkılan Nefes tablosu bu. Tahir bir yandan sinirini kontrol altına almaya çalışırken bir yandan da Nefes’e destek olur. Ta ki Nefes Vedat’ın odanın içerisinde hayalini görünceye dek. Vedat’ın pis oyunu yüzünden halüsinasyon gören Nefes, oğlunu götüren Vedat hayaliyle çılgına döner. İşte bir annenin feryat çığlıklarının iliklerimize işlendiği dakikalar…

9- İmam Nikahı Sahnesi

O kadar sıcacık bir an ki burası. Evliliğin aslında iki insanın can cana gelmesi olduğuna işaret eden bir sahne. Allahın huzurunda Osman Hoca’nın önünde birbirine şifa, yar, yuva olmak adına iki sevdalı “kabul ettim!” dedi. Nefes mehir olarak Kaleli Kum’un eltisi gibi bir gemisini kaptı bu arada. Asiye Reis sağ olsun, halletti bu işi.🙃 Resmi nikah ne kadar Yiğit’i o zalimden kurtulmak için atılmış bir imza olsa da; imam nikahı hem Nefes hem bu sevda için iyileşme adımıydı.

10- “Gel Göğsüme Sığ Yarim”

Zamanında kalın kafamı senin yoluna koymuşum diyen adama, ben seni dizime yatırırım hamlesi geliyor Nefes’den utana sıkıla. En büyük iyileşme kanıtlarından biri bu sahne Nefes’e dair. Önce yaşadıklarını bir masala döküp Tahir’e anlattı sonra. Dizini sundu ardından. Tahir desen “yanmaya eyvallah demişiz zaten kül olalım mı istıysın?” diyerek başını koydu sevdiğinin dizine. Nefes saçlarını okşadı Tahir’in, o ara ikisi de uykuya dalar. Nefes bebeğini kaybettiğine dair gördüğü kabusla ağlar ve Tahir onu uyandırır. Sonra ortaya dökülen geçmiş, bu zamana dek bir yere sığamayan Nefes’e kolları açıp “gel göğsüme sığ yarim” diyen Tahir… Çok derin bir cümle ki bu ancak destansı sevdaya imza atan #Neftah ‘a yakışırdı zaten. Bu anlamlı söze ve gerçekleşmiş parçasına hayat veren Ayşe Ferda, Nehir Hoca’ya bin teşekkür; seslendiren Apolas Lermi’ye tabi…

11- Asiye Reis’in Saniye’ye Haykırışı

Mercan yoğun bakımda, hiç suçu günahı olmayan Nefes ve Tahir’e faturasını kesen Saniye. Ee haliyle Asiye Reis susar mı? Susmaz! Belki de Asiye’nin “dur!” dediği en iyi sahne, replik olarak da… Tahir vicdan azabı çeker, Nefes o sıra kapısında bekler. Saniye’nin dilinin kemiği her zaman ki gibi olmaz. O zaman Asiye; ” Oğluna yara değil, yar oldu kız. O kıza yara dersen oğlun kanar!” Hem insan olarak hem elti olarak hem yenge olarak sen biriciksin Asiye Kaleli!

12- Yüreği Omuzlarından Büyük Yiğit!

Vedat yine kural dışı oynar. Velayeti kazanabilmek için Yiğit’e psikolojik şiddet uygular. Nefes’in hapse girme ihtimalini öne atıp Yiğit’i korkutur. Yiğit’de annesi ve annesinin özgürlüğü için Vedat da kalmayı istediğini söyler. Kaybedilen velayet davasının çıkışında yaşanan o hüzünlü an. “Senin kaybetmene izin veremezdim anne, özür dilerim.” diyen Yiğit ve bu cümlenin altında ezilen Nefes. Kısacası Demir Birinci’nin yine oyunculuğunu konuşturduğu efsane bir sahne!🙈

13- Senin Karın Olmak İstiyorum Tahir!

Ayrılmanın getirdiği cesaretle Tahir’e karşı o vakte dek ki en büyük adımını atar Nefes. İyileşmeyen yaralarını gözardı edip, Tahir’e “kokun aklımda kalsın istiyorum” der. Ardından Tahir Nefes’in sırtındaki izlere tek tek dokunup öper, şifa niyetine. Tüm yaralarını saracağına dair söz verdi Nefes’e. Ayrılık vakti gelmeden hem sevdalarına hem de Nefes’in yüreğine yeniden umut tohumları ekti Tahir. 8 dakika olarak youtube sığdırılmış, ve izlenmeye doyulmayan bir sahne. Buram buram sevda kokuyor, ah!

14- Tahir’in Su Altındaki Yaşam Savaşı

Sezon finalinde Vedat’ın pis hamlesi sonucu suyu boylamıştı Tahir. Suyun altında gemide bıraktığı karısı ve oğlu için yaşam savaşı verdi. Osman Hoca’nın verdiği vaaz aklına gelir ve ardından “inşirah suresini” okuyarak ellerindeki düğümü çözer. Vücudundaki ağırlıktan kurtulur ve suyun yüzeyine çıkar. İnce işlenmiş sahnelerden biriydi gerçekten. Rabbimin izni, duanın gücü ile yeniden nefes almak.👌

15- Sarıl Bana Sahnesi

Vedat bu kez Karadeniz’e gömülen taraf olur daha doğrusu öyle zannedilir. Nefes zaliminden kurtulduğuna inanamaz, garip bir mutluluğun içine düşer. Şaşkındır, sonunda rahat bir yaşam süreceği ihtimaline karşılık. Tahir ise ” açılan kaç yaran varsa hepsini tek tek saracağım. Bu yaraları sarmanın bildiğim bir yolu var, sarıl bana!” der ve Nefes de kendine açılan kolların arasına girer yeniden can bulmak için. Bu parçaya hayat veren Osman Sınav’a, seslendiren Öykü Gürman ve Resul Dindar’a bin teşekkür! Bu sahneye cuk olmuş, hep burada kalsın.🙃

16- Yollar Senindir Nefes Kaptan!

Nefes’in benliğine olan inancı için, ayaklarının aydınlıkta da bastığını görebilmek için tek başına yürümek ister. Tahir başta bu isteğe şaşırsa da sevdiğinin yollarını açtı. Günümüzdeki yaralı Nefesler ve onların yanında destek olan Tahirler adına ne güzel sahneydi!🌹

17- “Hiç!” Sahnesi

Çivradaki kavgalarından sonra en güzel kavga sahnesi buydu bence #Neftah ‘ın. İmkansız iken “bu nefesi çekmeye ciğerin yetmez” diyen Nefesle “herkes haklı, bir tek ben haksızım” diye haykıran Nefes kapışır. Yine ailesi ve Nefes’i arasında kalan Tahir, suçu günahı yok iken Asiye’nin kaçırılmasından sorumlu tutulan Nefes. Ve yine birbirlerine inanarak ayakta kalan sevdalılar…

18- Nefes’in Vurulması

Tahir’in merhametini az kalsın gömeceği lakin sevdiği kadının kesilen nefesinin düştüğü mezar… Vedat’ın Nefes’i yanlışlıkla vurduğu, Tahir’in ise pişmanlık duygusuna büründüğü sahne. Arka fonda sarıl bana parçası, ha bak bir de buraya yakıştın sen!🙃

19- Hoşgeldin Sahnesi

Tahir kötü olan her bir anın yerine güzellerini koyma peşine düşer. Altın kafesteki akşam yemeğinin, velayet için alelacele kıyılan nikahın yerine gelen şahane sahneler. Önce herkes gibi edilen bir evlilik teklifi ardından yayla evinde eşi benzeri olmayan “benimle yan!” teklifi. Tahir Nefes’e şu cümleleri fısıldar; “Benimle bir ateş yakar mısın? Bu dünya çok soğuk, sen benimle yanar mısın?”🔥Böyle güzel evlenme teklifi bir daha gelmeyecek. Tahir Kaleli sen ne güzel bir adamsın be! “Beni ilk gören sen oldun, ilk ve son öpen de sen ol Tahir!” der Nefes. Sonra kulağımıza çalınan “Sil baştan” parçası…

20- Nefes’in İçinde Kopan Fırtınalar

Fatih’in vurulma olayına günah keçisi kesilen, oğluyla beraber kapı dışarı edilen ve uzun zamandır içinde birikmişliklerle Nefes… Bayadır hepimizin aklına binlerce soru işareti bırakmıştı Nefes, nasıl olur da hemencecik kollarını açtı ona eziyet edenlere diye. Meğer farklı şeyler yatıyormuş altında. Nefes den bastırdığı, gizlediği tüm hislerini tek tek duyduğumuz bu dakikalar ne ağlattı bizi değil mi? En çok da canını yoksayılmak acıtmış, kıyamam. Yalnız değilsin Nefes Kaptan!

21- “Benim Sensizliğe Vaktim Yok Nefes!”

Erdem Akın’ın “İsimsiz Türkü” şarkısının eşliğinde birbirlerine kavuşma hayaliyle yanıp tutuşan, biri pencere kenarında biri kapının dışında hüzne boğulan Nefes ve Tahir…

23- Kadın Gücü

“Sonra bir adam geliyor ve seni sarıyor. Onun sayesinde değil ama onunla birlikte iyileşiyorsun. Onun seni iyileştirdiği düşünürsen o senin doktorun olur, onunla iyileştiği düşünürsen o senin her şeyin olur.” Bu replik derim ve susarım.

Bu sahne dahil Sen Anlat Karadeniz yolculuğumuzda kadının güçlü olduğunu yansıtan, destansı sevdanın ilmek ilmek işlendiği, ekran karşısında kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da mutluluk çemberinde kalınan her an için yazan tüm senaristlerimize kucak dolusu teşekkürler. Yanı sıra yüreğiyle oynayan tüm oyuncularımıza, çeken yönetmenlerimize de…

Bu yıl mahrum kaldığınız güzellikler 2019 yılında sizi bulsun. Şimdiden mutlu yıllar, sağlıkla ve huzurla kalın.💙

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!