tds_thumb_td_300x0
Sen Anlat Karadeniz 45.Bölüm: “Ander Sevdaluk”

Selamlar hanımlar, beyler!😌 Ruhumuzun NefTah açlığına dur diyen, son bölümlere göre daha doyurucu, keyifli bir bölüme hep birlikte kucak açtık. 45.bölüm, hazırlanmış fragmanlar eşliğinde heyecanla beklenilen ve yayın gününde de güzelce izlenen bir bölüm oldu benim nazarımda. Ama bölüme odaklanmakta o kadar zorlandım ki, ee tabi gittim 19.30’daki sevgili Ulaş ve İrem’in bol kahkahalı canlı yayını izleyince… Ya acayip keyifli bir yayındı, UlRem beklerken nerdeyse tüm ekip bizimleydi. Demem o ki, orada kaldım ben. Bölüme ancak verdim kendimi ama merak etmeyin sizlerle birlikte ben de güzellikleri kaçırmadım. Yazan, oynayan, çeken herkesin; tüm ekibin eline yüreğine sağlık. Bölüm gayet güzeldi, tek şikayetim var. Ama bu baya bir zaman dilimini kapsıyor, söylemezsem olmaz. Allah rızası için atlı koşturuyor gibi hızlı sahneler yazılmasın, duygu şelalem dolup taşıyor. Hop oradan oraya! Misal gelecek haftanın fragmanını gördüm, gel şimdi naif bir halvet görmeden hop hamileyim kısmına. Dilerim Nefes ve Tahir’in bu kararı alışları, birlikte olduklara ana dair naif bir görüntü olur da ardından teyze, hala oluyoruz diye sevinelim. N’olur? Bir yandan dua edelim, bir yandan da buyurun 45.bölüme yolculuğa çıkalım. En önemli detaylara, en özel sahnelere doğru…

Kimi insan vardır anca kafasına, yüreğine, alnına vurdukça anlar yaptığı hataları. Al işte bunun mükemmel örneği; Saniye Kaleli. Yaptığı hataları anladı dedim de, cidden anladı mı orası meçhul. Geçmişe dair bir sürü vukuatı olan ve her seferinde önce yanlışım ardından ben haklıydım davamda pişkinliğinde olan bir kadından bahsediyoruz. O yüzden Saniye doğruyu buldu, aman gel teyzem otur gönül haneme diyemiyorum. Nefes’i de ayakta alkışlıyorum, onun gösterdiği bu büyüklüğü bu merhameti kolay kolay kimse duymaz göstermez Saniye’ye. Sesini kısarak af dileyen bir Saniye ha! “Şimdide affeder misin?” sözüyle gözyaşları bir bir kendini koyan Nefes beni etkiledi ama her şeye rağmen. Bir an bile düşünmeden kalkıp elini öptü Saniye’nin, kezâ Saniye’nin de ilk defa Nefes’e sıkıca sarılması, saçlarını okşaması, ellerini tutması hoştu. Tabi Nefes gidip ana oğlun arasına da el atmaz mı? Atar. Alttan girdin, üstten çıktı ve Saniyeyle Tahir’i barıştırdı. Ha ne kadar doğru, tartışılır. Uzun zaman sonra gelen sakin ve huzurlu kahvaltının hatrına pek fazla çıt çıkarmıyorum.

Bu sezon sona erecekse bu hikaye, ne yazıkki gitgide öyle bir hal alıyor bence Fikret intihar edecek. Fikret, Vedat’ı öldürerek aslında yaşlı ve yıkık yüreğine son noktayı koydu benim gözümde. Onca yıl sırtında gençliğini, kıydığı iki canın vicdan muhasebesini taşıdı. Oğlu Vedatla bir baba olarak geç kalan kavuşması, ki ardından masum bir can yanmasın diye oğluna kıyması onun kalan tüm gücünü aldı çekti. Fikret, vakti saatinde Tahir’i bir kapı önüne ayazda koyarken; gel gör ki oğlunu toprağa gömmesi ile kendi de şu koca dünyanın kapısı dışında yapayalnız, ayazda kaldı. Şimdiden sonra hiç mümkünatı yok dirlikli uykunun, huzurlu sofranın. Tahir’de rabbinin adaletinin şemsiyesi altına sığındı, verdi sana vereceği en büyük cezayı dedi. O yüzden kalkışmadım bir an senin canına demek istedi aslında. Fikret’te, “evlat intikam istemedin ama rahat ol alındı intikamın” dedi. Hani şimdi üşüyorum, şimdi yanıp kavruluyorum, 30 yıldır çektiğim azap neymiş ki bunun yanında diyerek aslında iki vicdanın usuldan yüzleştiğini gördük.

NefTah önce bir hoş gelmiş ya! Şükür bu bölüm gözümüz gönlümüz açıldı biraz. Şöyle evli çift neymiş gördük, ufaktan yaşanamamış flörtlük vaktine yakışır atıflar tripler falan filanlar…  Tahir, Nefes’e öyle ince davranıyor ki hayranım ya. El üstünde tutuyor, ideal eş adayı tam vallahi. Sürekli Nefes’i nerede bulsa damardan vuruyor kızı, bir çıldırtıyor çünkü onunla uğraşmayı çok seviyor. Sonra munzurca gülüyor, Nefes kızımız desen Tahir’in iki gülüşüne iki bakışına tav. Hemen yelkenleri suya indiriyor, bak bu konuda haklı Asiye Reis. Birlikte yaptığınız düet çok hoştu, sesinize sağlık sevgili Ulaş ve İrem. Sadece biraz hızlı akıp geçti türkü, ee hadi ona da ilk deneyim diye ses yok. Görmedim geç geç😂 Nefes’in Asiye Ablası’na bakıp kavga çıkarması, hahahhaha Tahir ne olduğunu şaşırdı. “Birgül’e söyledin demek bunları ilk” diyen karısının şaşkınlığındaydı. Peşinden koştu Nefes’in, orada kesildi sahne demekki “adını söylemek hoşuma gidiyor” diyerek yine yırttı bu tripten Tahir Kaptan. Büyük eltilerin dayanışması iki bölümdür pek tatlı, aynen devam. Grevdeyuz yengeeem!  NefTah’ın birlikte Eren’i uyutması, ağlayışına birlikte koşması ay ay çok güzeldi. Burada gözümden kaçmadı Tahir Kaptan, abine yardım derken bildiğin o afilli sözlerle Nefes’ine koştun. Bak yürümedin diyorum, koştun anacım. Tekneyle gezerken tüm geçmiş anların âdeta ayaklanması, birbirlerine dönüp gururla bakmaları, dümenin üzerine ellerini kilitlemeleri oy naifti ya! Yalnız Nefescim haliyle çaylıktan sonra pek takık Birgül’e, ah gelecekti o düğüne de şık bir kıyafetle Birgül bakacaktık biz o vakit gırgıra şamataya. Neyse bir dahakine diyelim, tatlı tatlı kıskanmalara… 

Velhasıl genel anlamda bir izleyici olarak keyif aldım. Dilerim sizde de aynı etki oluşmuştur. Asmus’un o resturanttaki hali neydi ya, yıldım aman aman! NefTah gayet iyiydi, birçok sahnede duygu dozu tamdı. Nazarla Murat’ın hikayesi yılan hikayesine döndü resmen tövbe ya, haftaya  yazarız onlar için genellemeden bir şeyler. Yazacak, diyecek o kadar çok şeyim var ki ama vaktimiz yerimiz kısıtlı. Bu haftalık bu kadar yolculuğumuz. Tweetlerimde de ben bol bol sahnelere tekrardan düşeceğim, bana oradan da eşlik edersiniz. Her hafta yazıyorum bir şeyler, okumanız ve karşılığında güzel dönüşler almak harika.

İyi ki varsınız sevgili okurlar!❤ Haftaya yeni bölümde görüşmek üzere, hoşça kalın…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!