İyi akşamlar efendim! Çarşamba gününün vazgeçilmezi Sen Anlat Karadeniz’in yeni bölüm fragmanı geldi. Hemen yüzeysel bakarsak, Nefes ve Tahir arasında sular durulmuyor. Her iki yürek de ayrı ayrı yanmaya devam ediyor hâlâ. Vedat her zaman olduğu gibi en güçlü silahını kullanıyor, psikolojik yönden Nefes’i zorluyor. Yiğit desen anne ve babası arasında sıkışıp kalmış durumda anlaşılan. Hadi bakalım gelin, detaylara aşağıda inelim:
Fragman Vedat’ın Nefes’e kendince gerçekleri çarpmasıyla başlıyor. “Sığıntı gibi orada buradasın, kimsen yok, paran pulun yok, bir meziyetin yok.” vs. sıralıyor cümleleri tek tek Vedat. Hedefi; Nefes’in yüreğine bu cümleleri bir ok misali saplayıp hunharca kanatmak, ardından kendine gelmesini beklemek. Yalnız bu zehir aklı bir şeyi kaçırıyor yine. Nefes’e bu sözler sadece yeni bir başlangıç çizer, bir son değil. Nefes “Evet Vedat haklıymışsın!” deyip, o kaçmak için her yolu denediği zindana hiç geri döner mi? Dönmez! Ama artık Nefes’e “Yeter!” dedirtir. Tahir’e döküyor içinden geçenleri. Ayrılık sebebinin bir tek sevgisizlik olmadığını dile getiriyor. Aslında “Anla beni, izin ver ben bir kaybolmuş Nefes’i bulayım ardından sen gel benim yanıma.” diyor Nefes.
“Benim gidecek bir baba evim yok.” diye haykırıyor. Bu cümle ile Osman Hoca’yı yok saymıyor Nefes. Çünkü Osman Hoca’yı nasıl babası bildiğini, sevdiğini hepimiz biliyoruz. Sadece etrafındaki çoğu kişinin Tahirle var olduğuna, Tahir’in dünyasına girmesiyle kendisine yeni kapıların açıldığına dikkat çekmek istiyor. Kısaca kastettiği şu; benim dünyamı yıkan zaten öz babamdı, hayallerimi çalan oydu. Beni böyle bir cehennemin içine üç kuruş para için attı.Eğer benim arkamda kapı gibi bir ailem olsaydı, her şey farklı olurdu. Ne sen ne ben arada kalırdık demek istiyor aslında. Tahir de buna karşılık “Benim olduğum her yer senin yuvan, yüreğim senin yuvan değil miydi?” diyor. Tahir’in yüreği Nefes’in soyut yuvası, bu dünyadaki sonsuz sıcaklığı. Nefes bunun aksini iddia etmiyor zaten, istiyor ki bu kez dişi kuş olarak yuvayı ben yapayım. Her bir taşı bana ait olsun, olsun ki ben de o kaybettiğim sekiz yılın izini yavaş yavaş yok edeyim. Ayaklarım aydınlıkta da tek başına yolunu bulsun ki, zedelenmiş benliğim iyileşsin. Sen de bu süreç de bana sadece soluk ol ve bekle. Bu kez ben seni çekip alacağım, sil baştan kurduğum üç kişilik taptaze bir dünyaya merhaba diyeceğiz diyor aslında.
Bakalım Tahir, Nefes’e yeniden “yollar senindir, ben seni bekleyeceğim” diyebilecek mi? Nefes kendini nasıl bulacak, bu yolda atacağı ilk adım ne olacak? Yiğit bu uzun ayrılığa ne diyecek? Anne ve babasını bir arada kılmak için neler yapacak? Vedat yine mi kaybeden olacak? Yaptığı hamle aksine dönüşüp Nefes’in gücüne güç mü katacak acaba? Osman Hoca, sevdiği iki evladı Nefes ve Tahir’e yine pusula olabilecek mi? Kaleliler cephesinde neler olacak? Tüm bu sorular ve daha fazlasının cevabı için bu çarşamba Sen Anlat Karadeniz’i izlemeyi unutmayın.
Sevgiler…