tds_thumb_td_300x0
“Savaşta kazan, aşkta yenil !”

Bir çifti neden severdiniz?
Hikayesi hoşunuza gider , karakterlerde kendinizden bi parça görürsünüz vs. İlk bölümlerden beri Eylem ve Fethi’nin farklı bi enerjisi , izleyiciye bi albenisi olduğu aşikar. Sebosuydu , Çolağıydı , Fethi’nin Eylem’i vurmasıydı , Eylemin ajan çıkmasıydı derken 1. Sezonu harala gürele bitirmiştik.

2. Sezonda ise kaderin mi yoksa senaristin mi cilvesi bilinmez ; Eylem ve Fethi aldığı her görevde birbiriyle sınandı. Olaylar artık bi kısır döngüye girmekle beraber dövüştüler , kaçak göçek görüştüler , azar yediler , bocaladılar , can çekiştiler lakin asla gün yüzü göremediler. Hal böyleyken ne savaşta kazanabildiler ne aşkta.

Ama geçtiğimiz hafta izlediğimiz 27. Bölüm itibariyle Eylem sadakat testini geçip Türk İstihbaratına resmi olarak katılmasıyla yeni bi döneme gideceklerini umuyoruz. Artık bizce de dümeni doğrultma vakti gelmişti. Aynı tarafta oldukları sürece savaşta kazanacaklarına zerre şüphem yok. Eh oğlan bizim kız bizim. Şimdi onlar düşünsün 🙂

Aşka gelirsek ; EyFet hiçbir zaman mıçmıç bi ilişki olmadı , olmamalı da. Biz onları hababam debabam laflarıyla , atarlarıyla sevdik. EyFet’in kendine has bi romantizmi zaten var. Onları salacaksınız çatır çatır çatışacaklar , birbirleri için endişe edecekler , sonra yine dönüp birbirlerini yiyecek , didişecekler. EyFet’in doğasında var bu zıt çekim. Eylem’de Fethi’de net karakterler. İkisinin de sert çizgileri , kuralları var. Ben isterim ki ; artık aşk için görevlerinden değil kendilerinden taviz verişlerini izleyelim. Karışık gelmesin özetleyecek olursam : EyFet artık savaşta kazanıp aşkta yenilmeli!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!