Sana Bir Sır Vereceğim Nasıl Bir Diziydi?
Çok fazla yazı yazmak istedim bu konu hakkında sonunda tüm kelimelerimi toparlayıp bizde derin bir iz bırakan efsane hakkında yazmaya başlıyorum. Aslında her şey geleceği görmeye başlayan küçük bir kız çocuğun kaybolmasıyla başladı. Annesi rolünü canlandıran Esra Ronabar etkileyici oyunculuğuyla ilk bölümler de tüylerimizi diken diken etmeyi başarmıştı. Gizemli bir şekilde kaybolan çocuğun ardından aslında sadece özel güce sahip bir tane çocuk olmadığını anlamaya başlamıştık. Elektrik saçan, görünmez olan, cisimleri hareket ettiren, düşünceleri okuyan ve en son dokunduğu kişiye bürünen çocuklar çıkmıştı karşımıza daha da çıkacaktı. Türkiye’nin ilk fantastik dizisiyle karşı karşıyaydık…
Bu dizi sadece fantastik yönü ile sevilmemişti aslında. Özel güçlere sahip olan bu güzel çocuklarla birlikte aile kurup bize kan bağı olmadan da aile olunabileceğini öğreten Sevgi ve Mehmet adında iki güzel anne ve babamız da vardı. Belki onların bir özel gücü yoktu ama hayır durun bir dakika vardı. Onların da bir özel gücü vardı. Koşulsuzca sevip ve koruyup kollamak dünyanın en güzel özel gücüydü bizce. Biz bu dizi sayesinde  bir sürü güzel mesaj aldık ve öğrendik. En önemlisi kesinlikle aile olmaktı… 

Zengin oğlan fakir kız aşkı yoktu. Aldatma şiddet yoktu. Ailesine yalan söyleyip isyan eden gençler yoktu. Bunlar yerine dostluk vardı, muazzam bir sevgi vardı, sadakat, güven, aile olmak vardı. Sıfır klişe ve sımsıcak bir aile ve biraz da aşk hikayesiydi kısaca.

 
Aşk demişken… Aşksız olur muydu hiç? Bu efsane dolu dizi de yine efsanevi bir aşk öyküsü vardı. Aylin ve Tilki… Onlar her zorluğa rağmen birbirlerini çok sevdiler. Öyle sevdiler ki imkansız oluşlarına rağmen vazgeçmediler. Aylin elektrik saçtığı için aşık olduğu kişinin elini bile tutması imkansızdı. Anca taktığı eldivenleri ile… Tilki buna rağmen hiç vazgeçmedi Aylin’den.
Dizi de topu topu bir kere gerçekten öpebilmişlerdi birbirlerini… O da Aylin soğuktan donmasın diye ısıtmak için yapmıştı Tilki. Yine sevdiğini düşünmüştü yani. Aylin’in fedakarlık konusunda Tilki de aşağı kalır yanı yoktu aslında. Tilki sırf hapise girmesin diye trafoyu patlatıp neredeyse kendi canından olmuştu. O gün Tilki ile beraber biz de ağlamıştık. Tıpkı 25. bölümün sonunda Aylin’in olduğu depo patlayınca yine Tilki’yle beraber ağladığımız sahne gibi… Tilki ve Aylin aşkları için çok zor engeller aşmak zorunda kaldılar. Ama bu onları sonsuz bir aşka götürdü. Bu engeller onları aşkını ölümsüz yaptı. Ne demişti Tilki “Aşk iki beden arasında yaşanmaz, iki kalp arasında yaşanır.” Bu replikle aslında ne kadar muazzam ve farklı bir aşka sahip olduklarını kanıtladılar. 
Dizimiz bu kadar güzel iken niye bittiği de kafaları çok karıştıran bir soru doğrusu? Malesef dizimisin annesi Esra Ronabar’ın geçirdiği bir kaza sonrası diziye devam edemedi. Şu an durumu iyi ama hatta geçtiğimiz sezon bir dizide de rol aldı. Tekrar geçmiş olsun dileklerimizi de buradan iletiyorum. Esra Ronabar diziye devam edemeyince dizinin konusu orijinalinden sapmasın diye bitirme kararı almışlar malesef… Tabi sosyal medya da bulunan ve bu muazzam diziyi seven bir kitle olarak fazlasıyla üzülmüştük. Ama biz bir kitleden fazlasıydık. Sana Bir Sır Vereceğim Ailesi diyorduk kendimize. Ve herkes öyle tanımaya başlamıştı bizi. Sosyal medyanın ilk ve tek Ailesiydik aslında. Ve kanalı bir anda takipten çıkarmıştık finalde. Ah anılar… Aradan 5-6 yıl geçmesine rağmen hala haberli habersiz gündeme girip tt olabilen bir aileyiz. Ve her 5 Temmuz-2 Şubat tarihlerinde belirli TT’ler be toplu tweetler yapıyoruz. Bunun sebebi bu tarihlerin dizimizin başlangıç ve bitiş tarihlerinin olması…

Biz gerçekten güzel bir aile olduk. Kamera önü kamera arkası ve sevenleri olarak bizimle birlikte hepimiz kocaman bir aile olduk. Unutursak kalbimiz kurusun diyerek bu yazıyı sonlandırıcaktım ama son bir şey daha yazmak istiyorum. Aşağıya oyuncularımızdan bazılarının şimdiki ya da geçen yıl ki hallerini bırakmak istiyorum. Hoşça kalın… Unutmayın : ” Umut etmezse insan ölür.” Hep umut edin…