tds_thumb_td_300x0
Sadakatsiz Dizisine Genel Bir Bakış

Herkese yeniden merhaba! Bugün biraz yeni bir dizi hakkında fikirlerimi sizlerle paylaşacağım. Birçoğunuz gibi ben de “Sadakatsiz” dizisini merak ediyordum. Başarılı bir teaser ile izleyicinin dikkatini çekebilmişlerdi. Açıkçası hepimiz Cansu Dere’yi görünce bile yelkenleri suya indirdik. Siz ne düşünüyorsunuz bilemem ama bana kalırsa Cansu Dere, gerçekten takdir edilecek kadar iyi bir oyuncu ve ben de kendisini ekranlarda görmeyi seviyorum.

Böylelikle Çarşamba akşamımı Sadakatsiz’e ayırmaya karar verdim. Şu an 3 bölüm seyrettik bile. Sosyal medyadaki feedbacklere baktığımızda da görülüyor ki Sadakatsiz bayağı izleniyor. Peki, neden? Tabii ki, içinde çok sayıda entrika olduğu için… Sadakatsiz, reytinglerde de gayet iyi durumda; Total’de 2. sırada yer alırken AB grubu izleyicide zirveye yerleşti çoktan. Çarşamba akşamları, Kuruluş Osman’ın günü sayılırken artık durum biraz değişti. İzleyici, yeni soluklar istiyor ama öyle basit senaryolu zengin oğlan-sakar kız dizileri değil elbette. E vaziyet böyleyken Sadakatsiz’in konusu ilgi çekti.

BBC Studios’un “Doctor Foster” isimli dizisinin Türkiye uyarlaması olan Sadakatsiz’in konusunu tek kelimeyle ‘aldatma’ olarak özetleyebiliriz. Dizi, çoğunlukla İstanbul’da çekilen dizilere karşı Tekirdağ’da çekilerek diğer dizilerden de ayrılıyor. Bence farklı bir şehirde çekiliyor olması da gayet güzel. Konusuna daha yakından bakacak olursak başarılı doktorumuz Asya Arslan, huzurlu, herkesin gıpta ettiği bir aileye sahiptir. Kocasına aşıktır, kocası Volkan Arslan (Caner Cindoruk)’ın şahane bir baba olduğunu düşünmektedir. Ta ki bir gün gelir ve Asya, Volkan’ın atkısında uzun sarı bir saç teli bulur. İlerleyen zamanlarda aldatıldığını öğrenir. Olaylar şu an bu konu etrafında ilerliyor.

Eleştirmem gereken nokta, dizinin çok ağır ilerliyor olması. İzlediğimiz 3 bölümde de ciddi manada sıkıldım. Dizi, bir internet dizisi olsaydı eminim bu kadar konular sündürülmezdi. Tamam, oyunculuklar güzel falan ama dizi akmayınca da bir anlamı kalmıyor. Sürekli televizyon başından ayrılma gereksinimi hissediyorum, bağlanamıyorum. Belki de ilk bölümler olduğundan böyledir diyerek şans vermeye devam edeceğim fakat hala akmazsa bu dizimizi de izlemeyebilirim. Çok övülüyor falan ama cidden bunun da üzerinde durmak gerekir.

Bir de geçenlerde “Bir Zamanlar Çukurova” yazımda da üzerinde durduğum gibi aldatma güzellemesi yapılıyor medyada, anlayabilmiş değilim. Al kumandayı başka kanala geç kardeşim demek imkansız yani. Her kanalda aynı şey. Hangi sahneden bahsettiğimi anlamış olmanız gerek. Volkan karakterinin her iki kadını da –kendini acındırarak– çok ve eşit sevdiğini söylediği sahne tabii ki. Gerçekten “Bir de bayıl istiyorsan Feriha!” demelik. Neymiş efendim ikisinin yanında da farklı hissediyormuş, ikisi de olmadan yapamazmış. Yalnız şunu da belirtmem gerekir ki Caner Cindoruk rolünün hakkını o kadar iyi veriyor ki hepimiz karaktere bu denli gıcık oluyoruz. Tebrik ederiz Caner Bey!

Bu dizide bir de öyle arkadaşlar var ki size anlatamam. Meğerse hepsinin ihanetten haberleri var ama hepsi birbirinden masum (!). Çok tuhaf kafalar var yani anlayacağınız dizide. Mesela Volkan’ın yakın arkadaşlarından Mert (Eren Vurdem)’in de içten içe Asya’dan hoşlandığı aşikar. Ee entrika aramıyor muydu zaten Türk halkı, bolca var.

Asya’cığımızın intikamını nasıl alacağını merak etmiyor değilim. En önemlisi çocukları için biriktirdiklerini, Derin (Melis Sezen)’e hediyeler alarak harcayan birini affetmez inşallah. Görelim bakalım, dizinin ilerleyen bölümlerinde bizi neler bekliyor. Umarım, tabii her şeyden önce şu akıcılık problemi de hallolur. İçindeki Eyşan’ı çıkarmanı dört gözle bekliyoruz Asya 😎

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!