tds_thumb_td_300x0
Sabrina 6. Bölüm: “Gelin Kardeşlerim, Bize Aracılık Edin!”

Sabrina’nın arkadaşları, onların korku ve zaaflarından yararlanan bir iblis ile karşı karşıyadırlar.

Zavallı Jesse amca… Senelerce onu içten içe yavaşça yiyen bir iblisle yaşamak zorunda kalmış. Ee çocuklarda bu iblisle fiziksel temas kurunca, onları psikolojik olarak etkilemeye başladı ve bunu öğrenen Sabrina, hiç vakit kaybetmeden çözüm yolları aramaya başladı. Kime gitti? Tabi ki Ambrose.

Sabrina’nın diğer versiyonlarında derdini anlattığı, aynı zamanda dayısı rolünü üstlenen kedimiz Salem’i bu versiyonda, bir insan haline bürünmüş fakat bir kedi vücudunda olmasa da hapis hayatı yaşamaya devam eden bir Ambrose olarak görüyoruz. Diziye katılan korku havasından kaynaklı oluştuğunu düşündüğüm bu seçimde, Ambrose’u ne kadar çok sevsem de, geçmiş Sabrina versiyonların etkisinden kurtulamayıp Salem’in hala konuşmasını bekliyorum.

Sabrina, astral seyahat ile iblisle iletişime geçmeye karar verir ve birkaç ipucu elde eder. Bu ipuçları onları madene götürür. Geçmiş bölüm yorumlarında ‘Orda boynuzlu keçi adamların ne işi var?’ diye sormuştum ya hani… Meğer eski hikayelere göre madendeki tünellerin sonunda cehennem varmış. Jesse amca da iblisi serbest bırakınca, konak beden olarak uygun görülmüş ve böylece iblis, Jesse amcanın bedeninde yaşamaya başlamış.

Gece kilisesi iblis çıkarmayı, ‘Sözde Kilise’nin bir ritüeli olarak gördüğü için, kesinlikle yasaklamış. Fakat tabii ki Sabrina’nın babasının da bu durumlara karşı bir çözümü olmuş. Wardwell tarafından ortaya atılan bu çözüm yolu ile Sabrina hem gece kilisesine karşı gelmeyecek hem de Jesse amca ve kendi arkadaşlarını özgürlüğe kavuşturacaktır.

Zelda hala, gece kilisesine bağlı kalarak, bu duruma katiyen karşı çıksa da, bu tehlikeli olayda Sabrina’yı yalnız bırakamayacağı için o da dahil olur ve sonunda iblisi alt etmeyi başarırlar. Spellman ailesi üyelerini çağırmaları çok hoşuma gitti. Hatta bir ara onları göreceğiz sandım. Keşke hayalet olarak da olsa cadıları görebilseydik ya da onları metaforlaştırılmış bir şekilde izleyebilseydik. Yine de güzel bir sahneydi. İblisi mühürledikten sonra Cehenneme geri gönderen Sabrina, eve gelince bir sürpriz ile karşılaşır. Başrahip!

Sürpriiiz Peder Blackwood! İkizleriniz oluyor. Eee, kendinden sonra varis bırakma düşüncesi, gece kilisesinin önüne geçebiliyormuş demek. Yalnız Zelda hala nasıl da dimdik durdu Başrahibin karşısında. Spellman ailesinin gücünü buram buram hissettik.

Her şey oldu bitti derken, Jesse amcanın ölüm haberinin gelmesiyle bir miktar üzüldüm. Halbuki zamanla da olsa yaşamını geri kazanabileceği düşüncesi, Sabrina kadar beni de mutlu etmişti. Fakat dişi şeytanımız bizi şaşırtmayarak o işi de yarım bırakmadı ve Jessie amcayı acımadan öldürdü.

Bölümde bizi şaşırtmayan kısım dişi şeytanın Jesse amcayı öldürmesiydi evet fakat bizi asıl şaşırtan kısım, bütün bunların Kara Efendi’nin planının bir parçası çıkmasıydı. Sabrina’nın bir ölümlü üzerinde şeytan çıkarması yapması gerekiyormuş. Peki neden? O zaman seneler önceden hazırlanmış bu planda özellikle mi Jesse amca seçilmişti yoksa tamamen bir rastlantı mıydı? Harvey’in de o keçi adamlardan birini görmesi ne ifade ediyor? Meraktan çatlamamak elde değil.

Sabrina da bizler kadar üzgün, üzgün olmasına da, son dakikalarda duyduğumuz ‘Kara Efendi’yi nasıl alt edeceğim ben?’ cümlesini Wardwell duymasaydı çok güzel olurdu. Kim olursa olsun, ailen dışında birileriyle böyle önemli bir konuyu konuşmamalıydın Sabrina. Bu olay tam olarak kaos çıkaracak!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!