Sabrina bir başladı pir başladı! Bir bölümde ne kadar da olay oldu öyle! İki bölümde bu kadar şey olduysa, geri kalan bölümlerde bizi çok daha güzel şeyler bekliyor diyebiliriz.
Eee Sabrina, Cehennem Kraliçeliğini okul sonrası part time iş olarak mı görmüştün? Tabi ki de belirli görevlerin olacak. Bundan çok daha fazlası olacak üstelik. Fakat hala, insanları cehenneme götürenin, neden Sabrina olduğunu anlamış değilim. Herkese yetişemez ki sonuçta. Sadece şeytana borçlanmış insanları görmüş olsak da, bu sizi yanıltmasın. Yine de yoğun tempolu bir iş olsa gerek. Sabrina yerine ‘koruması’ üstlenseymiş ya bu görevi! Neyse biz, bize verilen mesajı anladık. Tek korkum, Sabrina’nın kontrolünü elinden kaybetmesi. Yine.
Malum, güç korkutucu bir şeydir. Dengede tutmayı başaramazsanız, her iki durumda da sizi kötülüğe iter. Ve yenilgiye. Sabrina ise hem yaşından hem de yarı insan yarı cadı olmasından dolayı, bu gücü dengede tutmayı her zaman başaramıyor. Yine de, hangimiz düşmeden bir şeyleri öğrendik, öyle değil mi?
Lucifer’i Nick’in bedeninden çıkartma işlemi ise başarıyla tamamlandı. Fakat bunun çok da iyi bir fikir olduğundan emin değilim. İki güçlü zihni bir araya getirmek, ne kadar mantıklıydı?
Özellikle Faustus’un sahneleri oldukça heyecanlıydı. Çünkü o sahneler, bu diziyi başka bir noktaya taşıdı. Zaman ve mekanı bükebilmek! Başta kurban diye iki kişi ortaya çıktığında ‘Acaba çocukları mı?’ diye düşündüm ama yaşları oldukça büyüktü ve bunu imkansız olarak görmüştüm. Ama zamanı büktüğünü söylediğinde, aslında onların itiraflarından önce, durumu anlamış olduk. Peki ama neden? Faustus Lucifer’e bunun eski Tanrılardan da öncesine ait olduğunu söyledi. Onda bir şeylerin değiştiğini hepimiz hissedebiliyorduk. İnanç sistemi kökünden değişmişti. Ama neyi hedefliyor olabilir ki? Bunu da artık izledikçe öğreneceğiz.
Bölümün en saçma kısmı ise Sabrina’nın Lucifer’in etrafına serdiği tuzun bir kısmını ayağıyla dağıtmasıydı. Bu iş çocuk oyuncağı mı? Her adımına dikkat etmek zorundasın. Bir şeytanı hapsettin. Ufacık bir hata gece kilisesini kaosa sürüklemeye yetti de arttı bile. Yine Zelda sağ olsun, çözdü olayı.
Her şey bitip Sabrina eve geldiğinde ‘yazık kıza’ diye düşünmeden edemedim. Eve geldiğinde bile halalarının hiçbir şeyden haberlerinin olmadığı aklıma geldi. Cehennem kraliçesi olduğunu biliyorlar mıydı? Gittiğini biliyorlar ama kraliçe olduğunu belki de hala bilmiyorlar. İşi yapan Sabrina ama dualar Lilith’e tabi.
İşin ironisi bir yana, Harvey’in dediği gibi onlar eğlenceyi, sınavlarını, aşklarını düşünmeleri gereken yaşta nelerle uğraşıyorlar. Ve sanki, bu bir noktada patlayacakmış gibi geliyor. Sabrina’nın üzerindeki yük çok fazla. Her olayda arkadaşlarından yardım istemese güzel olacak aslında ama… Onun da onlardan başka kimi var ki?
Lilith’in de hakkını yememek lazım. Kendi amaçları uğruna da olsa bu Sabrina’yı kaçıncı kurtarışı! Sürekli arkasını topluyor. Gerçi her adımı zaten Sabrina kraliçe olsun diye değil miydi? İstemeden de olsa?
Esas kaos, Sabrina gerçekten kraliçe olarak kalmak istediğinde kopacak. Reformu başlattı bir kere. Babası Edward’ın yolundan gidecek ve düzen getirecek. Fakat anlayamadığım şu… Orası zaten cehennem… Oranın o şekilde yürütülmesi gerekmiyor mu? İnanç bu dizide oldukça farklı işleniyor bunu anlamış olduk. İşte tam da bu yüzden Sabrina’nın başarısız olacağını ve tahtından indirileceğini düşünüyorum. Bir sonraki sezonda taht kavgalarını izleriz artık.
Sabrina’nın bu mücadelesi sırasında Lilith alttan alttan gülümsedi. Bir an hoşuna mı gitti yoksa Sabrina’yı nereden vuracağını mı çözdü anlamakta zorlandım ama artık bir sonraki bölümlere kaldı diyebiliriz.
Birden fazla aksiyon! Takipte kalın!