Rachel Green’i Neden Seviyoruz?

Rachel Green, Friends dizisinin belki de en tartışmalı karakteri. Kimisi çok seviyor, twitter iconlarının vaz geçilmezi. Hatta insan böyle bir tatlılığı nasıl sevmez akıl almıyor. Kimisi için ise dizinin en şımarığı ve sevilmeyen karakteri. Yani Rachel Green dediğimizde işin pek de ortası yok. Kiminin favorisi, kiminin en sevmediği.

Ben Rachel düşmanlığına asla anlam veremeyen taraftayım elbette. Hatta Rachel düşmanlığını geçtim bu dizide herhangi bir karakteri sevmemek bana çok garip geliyor. Bana göre altı karakterde de kendimizden bulabileceğimiz çok şey vardı. 

Gelelim Rachel karakterinin neden bu kadar sevildiğine. En azından benim Rachel’ı neden sevdiğimden bahsedeceğim.

Düğününden Kaçarak Hayata Sıfırdan Başlayıp, Kendi Ayakları Üzerinde Durma Hikayesi!

Friends, 20’li yaşlarda hayatlarını kazanmaya çalışan 6 yakın dostun hikayesi. Rachel önceleri ailesinin parası ile geçinen ve böyle şeylere kafa yormayan bi karakterken, evleneceği gün sevmediği bir adamla evleneceğini ve istemediği bir hayatı yaşayacağını fark ediyor ve düğününden kaçıyor. Bu hikaye bir nevi Friends’in de başladığı nokta.

“Gerçek hayata hoş geldin! Berbattır! Bayılacaksın!”

İlk bölüm Rachel’ın düğününden kaçıp, kendi ayakları üzerinde yeni bir hayat kurmaya karar vermesi ile birlikte yolu liseden arkadaşı Monica ile kesişiyor ve Monica’nın yanına taşınıyor. Eski dostu, yeni ev arkadaşı Monica, onun liseden beri kendisine umutsuzca aşık olan ağabeyi Ross, eski ev arkadaşı Phoebe ve kapı komşuları Chandler ve Joey’den oluşan arkadaş grubuna dahil olması ile Friends dizisine ”merhaba” diyoruz. Rachel ise kendi ayakları üzerinde durma hikayesine her zaman takıldıkları kafede garsonluk yaparak başlıyor. Yani Rachel, Friends’in önemli bir dinamiğiydi. Diziyi ateşleyen bir hikayesi vardı. Kendi ayakları üzerinde durmak isteyen bunun için yeni bir hayata başlayan bir karakterdi kısaca. Onun yalnızca şımarık yanına vurgu yapanlar, bu güçlü kararını görmemekte neden ısrarcı anlamadığım bir konu mesela! 🙂

 Dizinin jeneriğinde bile şöyle diyor:

”Hiç kimse sana hayatın böyle olacağını söylememişti,
İşin şaka gibi, beş parasızsın, aşk hayatın arayışta,

Sanki hep ikinci viteste takılısın,
Ve bu senin günün olmadığında, haftan, ayın,
yada hatta yılın bile olamadığında..Senin için orada olacağım!”

Bu sözler tüm karakterleri kapsamakla beraber, Rachel’ın da bu yeni hayatla yüzleşmesi üzerineydi. 🙂

”We were on a break” Konusundaki Haklılığı!

Rachel’ı sevseniz de sevmeseniz de bu konudaki haklılığını kabul ediyorsunuzdur herhalde. Rachel, üç sezon boyunca garsonluk yaptıktan sonra neye ilgi duyduğunu fark etmiş, moda ile ilgili bir iş arayışına girişmişti. Sonunda bulduğu ofis işinde ise Ross’un kıskançlık savaşları ile mücadele etmesi gerekmişti. Öyle ki Ross’un kıskançlık krizi yüzünden ”ara vermeye” karar vermişler ama aynı gece Ross, bir başka kadınla birlikte olmuştu. Rachel ise Ross’la ayrılmak istemediğini söylemek istediğinde onun kendini aldattığını öğrenmişti. Her ne kadar Ross’a göre ara verdikleri için bu aldatma sayılmasa da(!) 🙂

Ross ile ilişkilerinde çoğunlukla haksızlığa uğrayan taraf Rachel olmasına rağmen, Rachel’ın şımarık ilan edilmesi de ilginçti. Rachel, flörtöz bir karakter evet ama ara verdikleri gün aldatan taraf Ross’du. Sonrasında Rachel’ı kazanmak yerine birçok ilişki yaşayan taraf da Ross’du. Hatta neredeyse evlenecek olan taraf da. Düğünde kendi ağzıyla Emily yerine Rachel deyip, sonrasında Rachel barışmak istediğinde onu yine reddeden taraf da (!) 🙂

Muhteşem Bir Tarzının olması!

Özellikle de diziyi günümüzden izlediğimizde, 90’lar aşıkları için daha da etkileyici oluyor bu durum. Hala ”Rachel Green – Outfit” threadları atılıp duruyorsa efsane olmuş demektir.

Kimileri sadece bu yanını görüp Rachel’ı basitleştirmeye çalışsa da bu özellik Rachel için sadece bir artıydı aslında. Doksanların o mükemmel tarzını üzerinde çok iyi taşıması, Rachel’ı daha da ilgi çekici kılıyordu. Jennifer Aniston’ın bebek gibi güzelliğinin etkisi bu da! Üstelik Rachel, sadece güzel giyinen süs bebeği değildi. Hikayesinin sağlamlığının yanında Jennifer Aniston’ın gerçek bir romantik-komedi oyuncu olmasından ötürü, komedi yanını da iyi sırtlıyordu. Rachel sahneleri de gayet güldürü doluydu. Ya da Ross ile aşk acısı yaşadığı sahneler kalp kırıcı ve duygusal olabiliyordu. Jennifer Aniston, güzel olduğu kadar çok da başarılı bir oyuncu kesinlikle. 

Özetle, Rachel Green’in garsonluktan moda sektörüne girişine kadar uzanan 10 sezonluk güzel bir yolcuğu olmuştu. Kimi zaman Ross yüzünden kalbinin kırılmasını kimi zaman diğer tatlı flörtlerini izlemiştik ve her şeyiyle gerçek bir karakterdi bence.  Bu süreçte Chandler, Joey, Pheebs ve Monica ile de harika bir dostluğu oldu. Seviliyorsun Rachel Green ve her zaman gelmiş geçmiş en ikonik karakterlerden biri olacaksın!