tds_thumb_td_300x0
Peaky Blinders 5. Sezon 2. Bölüm İnceleme: Kara Kedi

Bu bölüm sinirden ateşi çıkan bir ben miyim? Baştan sona bütün karakterlerin sinirimi bozmasının yanında (bazılarına özellikle değineceğim) bu bölüm Charles’a bir şey olacak diye gerilmekten canım çıktı.

Bölüm zaten oldukça gergin başladı. Yeni sezon başlamadan hemen önce yayınlanan kısa bir sahneyi hatırlarsınız. Charles’ın ‘babaa, babaa’ diye bağırarak koştuğu sahneydi bu. Yalan söylemeyeceğim, bu sezon Charles’ın ölmesini bekliyorum. Hiç istemiyorum fakat bu sezonun acı tarafı bu olacakmış gibi geliyor.

Sahne ne kadar bizleri gerse de, görsel olarak da bir o kadar tatmin etti diye düşünüyorum. Sinemaya taş çıkartacak çekimleri, müzikleri ve sahnelerin uyumu kesinlikle harika! Bazen çok fazla ‘sinema tarzında film yapalım’ a kapılıp, ağır aktığını düşünmüyor değilim. Fakat her dizinin kendine has bir tarzı vardır diyor ve bunun üstünde fazla durmuyorum.

Belirttiğim gibi gergin bir bölüm izledik. Billy Boyslar adlı bir topluluktan gelen bir mesajla başladı bölüm. Haç işaretinin üzerine gerilen, Peaky Blinders gibi giydirilmiş bir çöp adamın üzerinde bir mektup ve etrafındaki mayınlarla karşılaştık. Kendileri bu hareketleriyle ‘Tek bir Peaky Boy bırakmayacağız’ diyorlar resmen. Böylelikle yeni düşmanımız da belli oldu. Ve maalesef Shelbylerin tek düşmanı onlar değil. Hatta onlar bu noktada bir aracı dahi olabilir.

Mektup tehditkardı. Başta İntikam Melekleri tarafından gönderildiğini düşündüm ama ona benzer bir işaret yoktu. Henüz…

Bir yandan da Tommy’nin zor zamanlar geçirdiği malum… Geçen sezon sonunda kendine ‘dinlenmek’ için zaman verdiğini fakat bunun onun için bir işkenceye dönüştüğünü görmüştük. Tommy bunu aşmak adına çaba göstermiyor demeyin. Bölümün başında yer alan, Tommy’nin çalışma masasının üstünde duran kitaplardan bir tanesi Freud’un kitabı… Yani karakterimiz bunun bir çaresini bulmaya, hiç yoktan anlamaya çalışıyor diyebiliriz. Fakat savaş, zannettiğimizden de derin bir yara bırakıyor insanda…

Bütün bunların üstüne, rüyasında ‘kara kedi’ görmesi de hayra alamet değil tabi… Çingenelerin belirli inanışları vardır. Kara kedi ise ‘etrafta bir hain’ olduğu anlamına gelir. Rüyanın üstüne Michael’ın, İrlanda direnişçileri tarafından yakalanması ve Michael’ın hain bir plan üzerinde çalıştığını söylemesi bu duruma pek katkı sağlamadı tabi.

Her ne kadar Michael güvenilmez işler yaptıysa da, aralarındaki hain o değilmiş gibi hissediyorum. Sonuçta hepimiz o çıkacak diye bekliyoruz ve dizi bu sezonda eğer böyle bir şey yaparsa bizi şaşırtmamış olacak. Hiç beklemediğimiz bir isim olabilir. Finn gibi… Kendini kanıtlama isteği var sonuçta değil mi? Ya da kadınlardan birisidir? Kim bilir?

Kadınlarımızdan bu sezon favorim Ada (umarım hain o değildir). Tommy’nin siyasal danışmanı olarak Oswald Mosley ile aynı masaya oturduklarında, Mosley’nin ağzından çıkan hiçbir cümleyi kale almamasını izlemek beni oldukça güldürdü. Hatta bir noktada Mosley, garsonu çağırmak yeltendiğinde, elini masaya vurup bağırmasını ardındaki sebep, kendini küçük düşürmemek ve aşağıda kalmamak adına yaptığı bir güç gösterisiydi.

Tommy’nin iyi bir rakip olduğunu biliyor. Ve kendisinden farklı bir düşüncede olması da onun açısından pek iyi değil. Bu yüzden rakibini aradan çıkarmak istiyor belli ki…

Fakat şunu söylemem gerekir ki, Oswald Mosley’i izlerken, Sam Claflin’i izlediğimi tamamen unutuyorum. Rol Claflin üstünde gayet iyi oturmuş.

Gelelim beni asıl sinirlendiren kısma… Biliyorsunuz ki Tom, Lizzie ile resmi olarak evlenmiş. Çocuğunun annesi olan birisiyle evlenmesine kesinlikle bir şey demiyorum fakat… Her işe de burnunu sokmasa mı acaba? Linda’yı bir noktaya kadar anlıyorum, sonuçta aşık olarak evlendiler, ne kadar tanıyordu bilmiyoruz belki de umduğunu bulamadı vs. (Bu arada kendisi evi terk etti galiba). Ama Lizzie? Tommy hep Tommy’di! Adam hiç değişmedi. İlgi göstermiyor diye neredeyse trip atacak… Mektup yazmış bir de! Ne yazdı çok merak ettim gerçekten.

Ne yaparsan yap Lizzie… Tommy hep Grace’i sevdi ve hep de onu sevecek. Sen onun için çocuğunun annesinden başka birisi değilsin ve bunun farkında olarak evlendin. Hayır utanmadan Linda ile nasıl iki yıla kalmaz öleceğini konuşabilirsin? Bölümün sonunda ‘burası benim evim hepiniz defolun’ dediği an benim için son noktaydı. Gerçekten çıldırmama çok az kaldı.

Ahh Grace ahh… Ölen öldüğü ile kalıyor derlerdi de inanmazdım. Tommy, sen olmadan daha da yalnız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!