Netflix’te Ne İzledik? | Zeytin Ağacı

Hiç cazip gözükmemesine rağmen dilden dile dolaştıkça bi radarıma girdi bu dizi. Adını bu kadar duyurmasına yakışmayan bir durum olarak, konusu güzel olsa da kötüden öte senaryosu ve kurgusu sebebiyle, ortaya çıkan şey bir sürü taslak halindeki fikrin dağınık bir biçimde bi odaya serpiştirilmesi gibiydi Zeytin Ağacı. Biz de izleyiciler olarak kapıda durup onların uçuşmasını izledik sanki.

İlk üç bölüm sizden süre istiyor gibi dizi, ya da ben dördüncü bölümde anca alışabildiğim için kötü hikaye ve oyunculuklara, anca adapte olmuş olabilirim. Beşinci bölüm en sevdiğim bölüm oldu, sonrasında da yavaş yavaş topladı kendini finale kadar. Hatta büyük bir hayalkırıklığı olduğu yönündeki fikrim “sevdim galiba”ya kadar evrildi bile diyebilirim.

Tüm toksik tarafları görmezden gelerek konuştuğumuzda, saçma bir dinamiği olan bu üçlü kız arkadaş grubu içinde en olgun ve dengeli kişi Sevgi’ydi. Benim en sevdiğim karakter ise Leyla oldu aralarından. Yaşadığı her şeye rağmen hayatı seven tarafını kendime çok yakın buldum, o pozitif halleri, arkadaşlarına karşı anlayışlı ve destekçi oluşu da tatlıydı.

Sevmek demişken, tüm dizide en sevdiğim karakter ise açık ara Fiko. Hem oyunculuk olarak en tadında onunkiydi hem de seyir zevki veriyordu hikayesi. Naif, sakin, samimi. Sevgi’den hoşlanma süreci falan da hoştu, her ne kadar geçmişimizin Saadet’ini aşamadığım için izlemeye bayılmasam da.. Zaman beye bi tur da ben gideyim, Çukur travmalarım için. 😜

Teması gereği dizi sık sık metaforlara ve sözsüz anlatımlara yer veriyordu ama en çok hoşuma gidenler sanırım Ada ve Selim’in yağmurda ıslandığı “arınma” sahnesi ve annesinin vefatını, nihayet bir şeyler çözümlendiği için -ilk tepki olarak- hafif bir tebessümle karşılaması oldu.

Leyla’nın danslı zengin oldum sekansı ve genele baktığımızda da her karakterin geçmişinde, atalarının yaşadıkları olayları etkileyici buldum. Geçmişten bahsetmişken, bir anda sona atlıyor gibi olacak ama ben son üç bölümü izlerken (değinmek istediğim birçok durum ve sahne olsa da) not almayı bıraktım. Baya akıcı gidiyordu, istemsizce mola vermeden ilerleyip bitirdim. O yüzden finali beğendiğimi söylemek istiyorum. Beklediğimiz gibi mutlu mesut pürüzsüz olmadı her şey, yine sorunlar çıktı, olumsuz duygular ve belirsizlikler devreye girdi. Tıpkı hayatın kendisi gibi.