tds_thumb_td_300x0
Nefes Nefese 7. Bölüm- Kaybolmuş Yıllar

“Anne: Dünyaya can getirmiş insan, yaşam kaynağı.”

Bu haftaki bölüm yorumuma bu tanımla başlamak istedim ki Rüya’nın yıllarca neyin hasretiyle yanıp tutuştuğunu anlayabilelim. O kadın “ben senin annenim” der demez ona inanması, zerre sorgulamaması saflığından değil, akıl gözünü kapatıp kalp gözünü açmasından… İnsan eğer inanmak istiyorsa, gözü kör kulağı sağır bir aşık gibi çaresizdir, her şeye inanabilir. Gerçeklerin sonunu getireceğini bilse bile…

Ayaz’ın gördüğü rüyayla başlayan 7. bölüm, kızının gerçekleri öğrenmesinden ne kadar korktuğunu bize bir kez daha gösterdi. Korkusu o kadar yoğundu ki belki de ilk defa sonuçlarının ne olacağını düşünmeden davrandı. Kızını bir kukla gibi oynatarak hayallerini, umutlarını yerle bir etti. Yüzeyden baktığımızda kızının iyiliğini düşünüyor gibi görünse de, Rüya’nın gerçekleri öğrendiğinde kendisini sileceğini bildiğinden yaptı her şeyi. Üzgünüm Ayaz, sana asla hak veremiyorum…

 

Annesini bulmanın verdiği mutluluk ve coşkuyla gözlerinin içi gülen Rüya’nın Yusuf’a olan tavrı da oldukça değişti. Eskiden astığım astık kestiğim kestik tavırlarıyla her şeye rest çeken kızımız, balkondaki tatlış sohbetleri sırasında Yusuf’a karşı adeta süt dökmüş kedi gibiydi. Öyle ki her zaman aralarında geçen o flörtöz konuşmaların da ilerisine gidip “Bekleyenin var mı?” diyerek kalplerinin boş olup olmadığını yokladılar. 

Rüya gideceğini söyleyerek aslında Yusuf’un ne tepki vereceğini görmek istedi ve aldığı “Gidersen özleriz(m)” cevabıyla da yeterince tatmin oldu. Rüyanın da kendisini özleyeceğini duyan Yusuf’ta film kopmuş olacak ki bi mahalle dolusu insanın yaşadığı konakta olduklarını umursamadan usulca Rüya’nın dudaklarına yaklaştı. Çiftimizden romantik bir öpüşme sahnesi izleyebilirdik tabii Rüya’nın asıl annesi Sultan sahneye salmasaydı…

Alacanlar’ın kahvaltı yaptığı sırada evin bahçesinde büyük bi silah sesi yankılandı. Bu sesin sorumlusu Boran’dan başkası değildi. Yasin’in Rüya’yı öldürmekte son derece kararlı olduğunu anlayan Boran, çareyi birkaç el ateş ederek ortalığı karıştırmakta buldu. Ev ahalisini büyük bir korku sararken Yusuf her zamanki gibi kendini ateşe atarak o sesin nereden ve nasıl geldiğini arasa da bir iz bulamadı. 

İçinde evdeki hainin bulunduğu CD’yi izleyen Yusuf, babasının talimatıyla Salih’e bile görüntülerden bahsetmedi. Fakat evin meraklısı Mercan ne yapıp ne edip o CD’yi aldı ve izlemek için de kömürlüğe gitti, peşinden de Salih.. Girdikleri kömürlükte mahsur kalan ikilinin yardımına Azap yetişti. Kömürlükten kurtulan Mercan yakalanma korkusuyla CD’yi eski yerine koymak yerine rastgele bir dosyanın içine sıkıştırdı. Azap’ın sünnet görüntüleri sanıp aldığı CD evin salonundaki televizyona takılıp izlenince ortalık adeta çarşamba pazarına döndü. Ekranda evin damadı Muhittin ve Aleyna adındaki bir pavyon şarkıcısının görüntüleri dönüyordu. Kocasının kendisini ve ailesini aldattığını anlayan Mihriban’ın dünyası başına yıkılırken Mercan ve Salih de dahil bütün aile büyük şoka uğradı.

Şehir merkezine Rüya’yla annesinin yanında giden Sultan, konağa geri dönecekleri sırada siparişlerini almayı unuttuğunu söyleyerek çarşıya geri gitti ve orada hayatının en büyük sürpriziyle karşılaştı. Ayaz’ın sesini duyduğu an elindeki torbaları düşürerek dona kaldı. Yıllar önceki aşkı karşısına dikilmiş ona bakıyordu, o an adeta kaybolan yıllarını geri buldu.

Günlük bir konuşma yapan ikilinin aslında diyecek çok fazla şeyi vardı. Bu iki çift kederli gözün sahibi, dudaklarında buruk bir tebessüm ve yıllanmış şarap tadındaki aşklarıyla kalbimizi sızlattı. 

Buldukları anne hakkında şüpheleri olan Yusuf, Selma’nın da yardımıyla gerçeklere adım adım ilerlerken bir yandan da Rüya’nın bu olaylardan nasıl en az hasarla kurtulabileceğini hesaplıyordu.  Birkaç soruyla alttan alttan Rüya’dan bilgi alan Yusuf’un tek amacı her zamanki gibi onu korumaktı. “Sana bir şey olmasına izin vermezdim.” diyerek bu çabasını açıkça belli eden Yusuf, aşkının yalnızca güzel birkaç söz ve tutkudan ibaret olmadığını gösterdi. Rüya’nın Yusuf’a olan sonsuz güveni, onu sığınacak bir liman olarak görmesi de bu yüzden.

Ayaz’ın planı doğrultusunda annesi tarafından bir parka götürülen Rüya adeta bir sevgi pıtırcığıydı. Karşısındaki kadını tanımaya çalışarak, ona sürekli anne diyerek kaybolmuş çocukluğuna ışık tutmaya çalışıyordu.  Bir anda babasının karşısına çıkmasıyla annesi sandığı kadının aslında annesi olmadığını, kendisini sırf para için kandırdığını öğrenen Rüya’nın dünyası bir kez daha başına yıkıldı. O sırada parkın arka tarafında onları izleyen Boran, Yaseminine kavuşma umuduyla dolu olsa da unuttuğu bir gerçek vardı… Boran’ı takip eden Yasin, bu meseleyi kökten çözmek adına Rüya ve Ayaz’a silah doğrulttu. Fakat Boran tarafından vurularak etkisiz hale getirildi. 

Boran’ın derdinin ne olduğunu bilmeyen Ayaz, kızının ve kendisinin hayatını kurtardığı için onun hayatını bağışladı. Tabii bir şartı vardı. Boran yaşamak için hala hayatta olan komutanı Yasin’i öldürecekti.

 

Yaşadığı hayal kırıklığıyla odasına kapanan Rüya, kendini hiç olmadığı kadar yalnız hissediyordu. Belki de ona yalan söylemeyen tek kişi olan Yusuf, gerçekleri anlayıp Ayaz’ın evine gelse de Rüya’yı görmesine izin verilmedi. Kendisinden yaşça büyük insanlara olan saygısını bildiğimiz esas oğlanımız, fazla ısrar etmeden evin çıkışına ilerledi. Fakat bahçeden çıktığı sırada gördüğü adamlarla büyük bir aydınlanma yaşadı. Otogarda onlara otobüsün kalktığını söyleyen adam, otobüsün önünü kesen esnaf, hepsi Ayaz için çalışan adamlarmış meğer. Sahte annenin Ayaz tarafından tutulduğunu anlayan Yusuf büyük bir sinirle eve geri döndü. Ateş püsküren gözleriyle Ayaz’a meydan okuyarak ondan hesap sorduğu sırada yanlarına gelen Rüya’yla susmak zorunda kaldı. 8. Bölüm fragmanında gördüğümüz üzere Yusuf bildiklerini Rüya’ya anlatmayacak. Çünkü bunu söylemeyi kendine vazife olarak görmüyor. Bu kadar ince düşünceli olması gözlerimi yaşartmadı değil ama umarım ileriki bölümlerde bu sır RüYus çifti arasında bir sorun yaratmaz. 

8. bölüm fragmanındaki bu muhteşem görselle yazımı noktalıyorum. Haftaya görüşmek üzere…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!