tds_thumb_td_300x0
Ne İzlemeli? | The Pianist

 

UYARI: BU YAZI SPOILER İÇERMEKTEDİR.

Meşhur IMDB top 250 listesinin kıymetlisi, 8.5 puanıyla son derece sağlam bir yaşam öyküsü. Savaş dönemi ve özellikle Nazi Almanya’sının yaptıklarını oldukça çarpıcı, yakıcı bir üslupla anlatan Fransa-Almanya-Polonya ortak yapımı bir film Piyanist. 2002 yılında çekilmiş ama asla eskimeyecek bir efsane.

Ä°lgili resim

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dram türünün babalarından olan Piyanist, Wladyslaw Szpilman’ın hayatını konu ediyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Polonya’daki Yahudilerin maruz kaldığı tüm işkenceleri gözler önüne seren film, seyirciyi iki buçuk saatliğine o döneme götürüyor ve büyük bir dehşet duygusuna sürükleyip, kendiliğinden oluşan kederle başbaşa bırakıyor.

Baskı ve zulmün azdan başlayıp çoğa doğru nasıl ilerlediğini, sonra da adeta acımasızlığın gözle görülür kanıtı olma yolunda atılan vicdan sorgulatan adımları büyük bir üzüntüyle izliyorsunuz. Piyanist’in nahif karakterinin altında nasıl ezildiğini görmek, endişe, korku ve bütün vücudunuzu saran merhamet duygusunun da hararetle açığa çıkmasını sağlıyor.

Ä°lgili resim

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Filmde can alıcı sahne ne yazık ki çok. Ne yazık ki diyorum çünkü bunlar hem izlenmesi zor hem de gerçek tarihin sembolleri sayılabileceğinden büyük utanç kaynağı olan anlar. İşlemediğiniz bir günahın yükü biniyor sırtınıza, dünya görüşlerinizi sorguluyorsunuz. Belki zaman zaman mizahına bile denk geldiğiniz konuların aslında nasıl büyük katledilmeler, acımsızlıklar, ahlaksızlar olduğunu görüyorsunuz. Araştırıp daha fazlasını öğrenmeye, izlediklerinizi teyide ihtiyaç duyuyorsunuz ama o manevi gücü kendinizde bulamıyorsunuz. Benim için öyle oldu en azından. Sindirmem için zaman gerektiği aşikardı.

the pianist, ile ilgili görsel sonucu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İnsan yerine konulmamanın, fizikselin yanında hiç de aşağı kalmayan, hatta daha öldürücü bulduğum psikolojik şiddetin bu denli açık gösterilmesi, filmin etkileyiciliğini artırıyor. Bir ırkın kendini üstün, lider, hükmedici, dünyanın veya ülkenin sahibi sanmasının ne boyutta bir rezillik olduğu gözler önüne seriliyor. Bunlar bir yana, aslında kendileri gibi olan binlerce insanın küçük görülmesi, sonu gelmeyen ve malesef ki keyifle yapılan eziyetlerin verdiği hissiyat son derece güçlü.

Film son derece acıklı, insanı vuracak cinsten. Senelerdir bu kadar konuşulmayı kesinlikle hak etmiş. Bunun dışında, Alman askerle yaşananlar da bana çok dokundu. Piyanist’in başına gelenler ve ailesine üzüldüğüm kadar, o askerin yaptıkları ve sonundan da etkilendim. Hepimizin daha önce bir yerlerde muhakkak rastladığı Alman paltosu sahnesi de efsane anlardan. Zaten filmin bütün gidişatı, abartmıyorum baştan sona her şey çok güzel hazırlanmış ve sunulmuş. 

Ä°lgili resim

The Pianist, izledim bitti diyip bir kenara atabileceğim bir film olmadı benim için. Hafızamdan silemeyeceğim, bana sürekli olarak bir şeyleri hatırlatacak bir not gibi artık. Müthiş bir mücadele, hayatta kalma hikayesi. İzlemediyseniz tavsiyedir, çok hassas bir insan veya pskilojik olarak yeterince iyi hissetmediğiniz bir dönemdeyseniz kaçınmanız gerekir.

*************************************

Görüşmek üzere..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!