Mucizelere Kalp Atışı 20. Bölüm

”Çünkü mucizeler hiç beklemediğin anda gelir” Hayat da böyle değil midir? Tam umudunu kesersin, öyle bir şey olur ki ne yapacağını bilemezsin. Elin ayağına dolaşır mutluluktan, kalbinin atışını hissedersin, öylece kalırsın olduğun yerde. Gülmekle ağlamak arasında bir yerlerde dolanır ruhun, sonra birkaç damla gözyaşı akar belki. Mutluluktan… Şaşkınlık sarıvermiştir dört bir yanını. Çünkü mucizeler hiç beklemediğin bir anda gelir. Ve mucizeler hayatın ta kendisidir. Esma’da Alp’in mucizesiydi.Çocukluğu elinden alınmış,kimsesiz bir adamın mucizesi oldu Esma.Hayata dair planlar yaptıran umudu oldu.Öyle zor bir zamanında geldi ki Esma Alp’in nefesi oldu.Yaşama tutunacak gücü oldu.Alp Esma’ya olan sevgisiyle kendini buldu.Esma’yla”İyi”oldu.

Sadece Esma’da değil.Hiç görmediği ailesinin yerine geldiklerini düşündüğü kocaman bir ailesi oldu Alp’in.Onu çok sevdiklerini bildiği.Eylül,Samet,Ali Asaf,Oğuz.Artık yalnız değildi.Düştüğünde kaldıracaklarını bildiği,her zaman yanında olduklarını hissettiren bir avuç insan vardı arkasında.

Alp’le Esma için sayfalar dolusu yazı yazabilirim.Esma’nın güzel kalbini sayfalar dolusu övebilirim.Başlarına ne gelecek olursa olsun evlenip bir aile kurmak,birbirlerinin ailesi olmak onlara iyi gelecek. Çünkü mucizeler, herkese iyi gelir… ”Teklif ediyorum benimle evlenir misin” Düğünümüz var adostlar.Marmaris’e kız istemeye gidiyoruz.Alp’in geçen hafta Esma’ya hazırladığı süpriz bir yanlış anlama sonucu Eylül’le Ali’ye gidince daha fazla bekleyerek vakit kaybetmek istemeyen Esma Alp dahil hepimizi şaşırttı.Eylül’ün de yardımıyla çok güzel bir ortam hazırlayıp evlilik teklifini kendisi yaptı Alp’e…Onlar için masal olma vakti.Bakalım gökten üç elma düşecek mi hep birlikte göreceğiz.

Aşk, içindeki benleri unutmayı başarabildiğinde, aşkın sesinden, dilinden başka zihnin tüm seslerini duymaktan vazgeçtiğinde başına gelen en güzel mucizedir… ”Mucize, kapılarını ancak kendisine inananlara açar.” Hepimiz hayatımızda mucizeler isteriz.Her şeyin güzel olmasını,mutlu olmayı dileriz.Bazılarımız inanmaz mucizelere.Yada inanmadığına kendini ikna etmek ister.Bir gün öyle biri çıkar gelir ki .Onunla yaşanan her an başlı başına mucize olur.Hayat daha güzeldir artık.Kuşlar cıvıldıyordur.Gökyüzü daha parlaktır.Çünkü Aşk Mucizenin ta kendisidir.

Ali Asaf’da Eylül’ün mucizesi.Mucizelere inanmayan Eylül’ü mucizelere inandıran,onu değiştiren,kabuğunu kıran.O kadar çok ve güzel sevdi ki Ali Asaf Eylül’ü bütün yaralarını öperek sardı.Kırgınlıklarından sarıldı.Ve sonunda iyileşti.

”İyi geceler aşkım” Ali Asaf’ın evini herkes gibi bende merak ediyordum açıkçası.Ev sahnesi bana ilaç gibi geldi.Hastanenin dışında birlikte bağımsız zaman geçirmeleri,Ali Asaf’ın evinin ortasında duran oyun makinasının önünde tatlı didişmeleri…Sanki evli iki evli insanı izlemiş gibi hissettim kendimi.Eylül mutfakta kahve yaparken Ali Asaf’ın uyuya kalması,Eylül’ün onu öyle görünce”İyi geceler aşkım”deyip öpmesi.Çok güzellerdi.Onları bu güzelliklerinden sarıp sarmalayıp saklamak istedim izlerken.

Mucizenin diğer bir adı da Oğuz’la İpek bana göre.Oğuz İpek’in hayatının mucizesi…Belki de ikisi de birbirinin hayatlarının mucizesi. İpek asansörde kalınca kapalı kaldığı zaman yaşadıklarını hatırlayıp şoka girince Oğuz’un onu konuşarak sakinleştirmesi,yanında olduğunu hissettirmesi.İpek belki yaşadığı kötü olayları çabuk unutamayacak ama Oğuz hep yanında olacak o belli.Kim bilir belki de gökten üç elma da onlar için düşer.

Nazlı ve Sinan… Yeni bir şer ittifakı doğuyor sanırım.Nazlı’nın geldiği ilk bölümden beri söylediğim şeyde haklı çıkmaya başladığımı gördüm bu bölüm.Nazlı gerçekten bir şeytan ve anladığım kadarıyla Eylül’le Ali Asaf’ın başına bela olacak.

Sırf Ali Asaf’a yakın olmak için doktorluğa geri dönme kararı alıp hastanede işe başlamak istemesi aslında ne kadar hasta bir ruha sahip olduğunu gösteriyor.Nazlı’nın Ali Asaf’ın eski karısı olduğunu öğrenen Sinan onu işe alarak şer ittifakını başlatmış oldu. Eylül,Esma,Bahar lise arkadaşıydı.Dosttu.Tüm yaşananlara rağmen Bahar’ın ölümü Esma kadar Eylül’ü de yaraladı.O da gençliğinden bir parçayı gömdü Baharla beraber.Dile getirmese de,söylemese de o da herkes kadar üzüldü Bahar’ın ölümüne.Sinan’dan yani babasından daha çok değer verdi belki de Bahar’a Eylül.Sinan’ın kızına babalık yapmadığı,kızını hırslı biri haline getirdiği için kendine kızması gerekirken Bahar’ın ölümünde Eylül’ü suçlaması bana ”Hadi canım ordan”dedirtiyor.

Sinan’ın güçten,hırstan gözünün dönmüş olmasına bir dur denmesi gerekiyor derken hastanede çalışan Bahar’la birlikte ölen Melda’nın babası elinde bomba olan bir çantayla gelerek Sinan’a dur demeye çalıştı.Ama Samet’in çantayı bulup Eylül’ün arabasındaki Melda’nın babasına vermesi Eylül’ü ölümle burun buruna getirdi.

Bakalım Eylül arabada kalıp bir mucize olmasını mı bekleyecek yoksa arabadan inip kurtulacak mı? Bu haftalık da benden bu kadar.Aşkla kalın.