Heyecanla beklediğimiz Mindhunter’ın ikinci sezonunun son bölüm yorumuna gelmiş bulunmaktayız. Garip bir his bıraktı arkasında… Bölüm sonrası duygu durumumu anlatmaya kelimeler yetecek mi bilmiyorum. Bir deneyelim bakalım.
Öncelikle bilmeyenler için yazayım. Atlanta çocuk kaçırma vakaları, gerçek hayatta yaşanan bir olay… Sezonu bitirdikten hemen sonra aklıma takılan ne varsa araştırdım. Daha önceki bölüm yorumlarında da dediğim gibi spoiler yememek için herhangi bir araştırma yapmadan izliyordum. Ve açıkçası bu çocuk kaçırma vakalarını, dizinin hikayesini oluşturmak için, senaristlerin kurguladığı bir vaka olduğunu düşünmüştüm. Fakat bölümün sonunda da yer aldığı gibi gerçek bir olaya dayanıyormuş.
Bunun olmamış olmasını dilerdim. Otuza yakın çocuk… Ve sorumlusunun sadece iki kişiden yargılanması?
Polis ekipleri ise koca bir tebriği hak ediyor. Gece nöbetinde uyuyanlar yerine, gerçekten çaba sarf edenleri kutlamak daha doğru olur. Özellikle su sesi duyulduğu anda ben bile aşırı heyecan yaptım. Ve yakaladıkları kişinin başta doğru kişi olmadığını düşündüm. Yine bize yapılan bir oyun olabilirdi. Fakat son bölümdü ve bunun için artık çok geçti.
Bu arada bence katilin yakalanmasının son nöbet gecesine rast gelmesi tesadüf değildi. Bence katil, nöbetten haberdardı fakat hesabını yanlış yaptı. Bunun sonucunda da yakalandı. Adam onların elindeydi fakat polis memurlarının, arabadaki kanıtları almaması yüzünden, daha erken çözebilecekleri bir davadan oldular. Kanıtlar belki otuz çocuktan da yargılanmasını sağlayabilirdi. Ufak hataların neden olduğu büyük hatalar…
Eve yapılan ani baskın ise birçok değişkeni değiştirdi. Özellikle yeşil halı ve köpek şüpheleri daha çok arttırdı. Dağıttığı broşürleri alan çocukları götürdüğü stüdyoya gittikleri ve tanığın söyledikleri ise, tam olarak profille eşleşmesine neden oluyordu.
Bir noktada nasıl bu kadar umursamaz olabildiğimizi anlamıyorum. Dizi de buna gayet iyi bir şekilde değindi. Örneğin, zanlının o stüdyoyu amacı doğrultusunda kullanmamasına rağmen, hiç sorgulamadan kabul eden, haberleri önemsemeyen bir insan gördük. Bunun nedeni olarak da o kişinin ‘gayet iyi bir insan’ olduğunu düşündüğü için, dikkat etmeye gerek duymadığını göstermiş oldu.
Fakat biraz sorgulamalı, etrafımıza bakmalı, ön yargılı olmayalım diye yanlış davranışlarda bulunmamamız gerekiyor. Ölçülü davranmayı öğrenmemiz ve iyi birer gözlemci olmamız lazım. Tabiri yerindeyse, bir psikoloji terimi olan ‘şimdi ve burada’ olmak lazım.
Sorumlunun yalan dedektörünü geçmesi, her şeye bir bahane bulması, bir ara ondan değil de babasından şüphe etmeme neden oldu. Hatta Jim takip ettiğinde işin ucu oraya çıkacak sandım fakat bunun yerine uçak kiralarını sorduğunu öğrendim.
Bir noktada oldukça akıllı bir plandı. Magazinlere kendin ifşa etmesi, röportajlarla kendini mağdur göstermesi ve halkı yanına çekmeye çalışması… Fakat sanki işin içinde başka şeyler de var. Pedofili vakalarının incelemelerine değindiler son anda örneğin. ‘Neden polisten şüphelenmiyorsunuz?’ demişti. Belki de haklıydı. Belki de otuz çocuğun otuzundan da sorumlu değildi. Keşke yarım bitmeseydi. Oldukça detaylı bir vakaymış gibi geliyor hala…
Bill’in hayatı ise finalle birlikte yıkıldı. Görünce ben de şok oldum. İtiraf ediyorum, beklenilir bir şeydi. Karısını oyalıyordu fakat orada, onlara katlanmak ne demek bilmiyordu Bill. Taraflarda birbirlerine tam bir empati ve anlayış göstermeyince de, korkulan şey başa geldi ve Nancy evi terk etti. Ne diyeyim? Karakterlerimiz her geçen sezon bir şeyler öğrenmek zorundalar. bu da Bill’in sınavı…
Dizinin ince mesajlar veriyor olması, beni en duygulandıran kısımlardı. Sadece suç profillerini incelemedik. Hayatın acı tarafına baktık. Gerçek diye bir şey var arkadaşlar. Bu izlediğimiz diziden daha öte bir şey. Diziyi izlerken onun arka planını da görerek izlemeniz gerek. Ancak o zaman size verilmek isteneni anlayabilirsiniz.
Bölümün kapanışını ise BİÖ ile yapıldı. Açıkçası ben bu sezon konu olarak BİÖ işlenir sanıyordum fakat bir sonraki sezon ana hikayede o yer alacakmış gibi duruyor.
Beş sezonluk bir plan olduğunu biliyor ve seviniyorum fakat bir sonraki sezon ne zaman gelir bilemediğimden ise üzülüyorum. Yine de siz zafer turunuzu çok uzatmayın.
Yeni sezonda görüşmek üzere!