tds_thumb_td_300x0
Masal Gibi Bir Dizi: Anne With An E

Öyle bir dönemin içerisindeyiz ki. Sevgisizlik, saygısızlık ve kötülük sanki her yerde. Etrafımız onlarla çevrili bir halde yaşamaya çalışıyoruz. Artık bu durum o kadar zor bir hâl aldı ki içgüdüsel olarak kendimizi, zihinlerimizi koruyabilmek adına görmemeyi, duymamayı tercih eder olduk . Hâl bu olunca hayattaki değerlerimizi haykıran işler bana, bize ilaç gibi gelir oldu. Anne With An E , işte tam olarak o işlerden biri! Sevgiyi haykırıyor.

Dizi, Anne Shirley adında bir kızın yanlışlık sonucu Cuthbert kardeşlere evlatlık verilmesiyle başlıyor. Başta onu yetimhaneye geri göndermeyi düşünen Marilla ve Matthew Cuthbert’ın, her duyguyu en uçlarda yaşayan, zekasıyla insanları hayrete düşüren, hayata karşı romantik yaklaşımıyla gülümseten, sınırsız hayal gücü ve sevgisiyle ilham olan bu küçük kızı sahiplenişlerini izlemek insana huzur veriyor gerçekten. Hafif bir dizi demek ne kadar doğru bi tabir olur bilemiyorum fakat böyle hissettirdiği için kullanmayı tercih ediyorum.  Hafiften kastım kesinlikle “banal ya da sıradan” şeklinde algılanmasın. Benim hafifliginden kastım sindirilmesi,  anlaşılması ve sevilebilmesinin kolay oluşu. Etrafımız koca bir içerik evreni olmuşken böyle bir diziyi izlemek küçük bi dinlenme molası gibi geldi bana . Zihnen bir durup, güzel şeyler hakkında düşünmek insana iyi geliyor.  Karmakarışık dünyaların anlatıldığı, olağanüstülüklerin kol gezdiği dizileri çok severek takip ediyoruz, bunda bi problem yok tabii ama aslında ” hayattaki gerçek olağanüstü şeylerin ” varlığı belleklerimizde tazelenmesi gerekenler listesinde. Sevgi, hayal gücü, aile, dostluk, dayanışma gibi olağanüstü güzellikte olan tüm kavramları tekrar tekrar yüzümüze vuruyor!

Dizinin çok sevdiğim, bir diğer dikkat çekmek istediği nokta ise feminizm. Kadınlar üzerinde süregelmiş toplumsal yargılar o dönemde de vardı şimdide var ne yazık ki. Tek fark, bu baskıların hayatlarındaki varlığından yeni yeni haberdar olmaya başlamaları. Yaşadıkları şeyi gerçekten anlamlandırmaya ve sorgulamaya başlayan kadınları görüyoruz. Ister küçük bir kiz çocuğu olsun isterse de yetişkin bir kadın fark etmeksizin her birinin ayrı ayrı bu empoze ettikleri yargılarla, sorumluluklarla baş etmesi gerekiyor. Marilla’nın “Sorumluluk, bir hapishane olabiliyor”  Sözünü unutamıyorum. Ne kadar da doğru değil mi? Sadece kadınların başına geldiğini savunmuyorum tabii ki fakat çoğunlukla kadınların “sorumluluk ” adı altında, hayatlarından feragat etmeleri gerekiyor. Ne yazık…

Anne with an e 2. Sezon

Sevgili Anne’in yetişkinliğe geçişini, bu gecişi yaşarkenki sancılarını ve  tabii ki her şeye olduğu gibi buna da karşı koyuşunu izlemek çok keyifliydi gerçekten. Anne Shirley Cuthbert karakterine hayat veren Amybeth Mcnulty, rolünü öyle benimsemiş, öyle güzel bir performans sergiliyor ki her övgüyü sonuna kadar hak ediyor. Her bir karakterin hikayeye farklı bi renk kattığını düşünüyorum ve bunun yansıması çok hoş. Kullanılan replikler ŞA-HA-NE ❤ Öyle muhteşem ki bir çok yerde durup not alma ihtiyacı hissettim. Bu öyle her dizi, filmde rastlayabileceğimiz bir şey değil. Dizide kullanılan kostümlerden, renk seçimlerine kadar her detayı çok sevdim. Manzaralar büyüleyici, resmen bi masalın içerisine giriveriyorsunuz. 🤩

7 yaş ve üzeri için uygun olan dizinin, özellikle küçük yaştaki miniklerimizi kitap okumaya ve hayal dünyalarını genişletecek aktivitelere yönlendirmesi acısından da oldukça kıymetli olduğunu düşünüyorum. Hadi sizde kardeşinizi, yeğeninizi alıp açıp açıp izleyin! Hem birlikte kaliteli zaman geçirmiş olursunuz hem de sadece kelimlerle anlatmaya çalıştığınızda sıkıcı gelebilecek öğütleri çok daha eğlenceli bir şekilde göstermiş olursunuz Bana çok iyi geldin! İlhamın için teşekkürler sevgili Anne…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!