Yazarın Puanı: ⭐⭐⭐⭐ || 80/100 》
2020’nin yaz günlerinde duyurulduğu andan beri büyük bir heyecanla beklediğim, çok sevilen HBO dizisi Euphoria’nın yaratıcısı Sam Levinson tarafından pandemi döneminin başlarında 6 günde yazılan ve sadece Zendaya ile John David Washington’ın rol aldığı birnevi yeni Marriage Story olarak da tanıtılan Malcolm and Marie, 5 Şubat’tan itibaren Netflix’te görücüye çıktı.
Hal böyleyken ve Marriage Story, Private Life gibi ilişki, evlilik, aile vb. türdeki filmler üzerine büyük bir aşkla bağlı olan benim, Malcolm and Marie gibi bir film için heyecanlanmamam imkan dahilinde bile değildi.
Sam Levinson‘ın Euphoria‘daki vizyoner başarısı, dizinin ait olduğu türde diğer muadillerine göre oldukça realist, doğal bir anlatıma sahip olmaktan ziyade türe yeni bir şeyler katmaktan daha fazlasını yapması ve art arda yayınlanan özel bölümlerin (özellikle Jules bölümünün) çok iyi olmasıyla bu filme olan inancım daha da artmıştı.
Malcolm and Marie’nin son zamanlarda izlediğimiz diğer filmlere göre yalnızca tek mekanda, sadece iki oyuncunun karşılıklı diyalog ve tartışma halinde ilerleyen bir film olduğunu önce hatırlamak, filme ne olmak istiyorsa ona göre yaklaşmak gerek. Ki bunun izlediğimiz her film için de geçerli olduğu kanaatindeyim.
Bu filmden bir hikaye, bir sinematografi beklemek önce yanlış, sonra da büyük bir hata olur. “Güçlü bir metne ve diyaloglara sahip miyiz?”, “Yaratılan karakterler; metin üzerindeki gerçekçiliğine dayalı olarak oyuncular tarafından doğru anlaşılmış mı? Ne kadar iyi ya da ne kadar kötü bir performansla canlandırılmış?” gibi sorular üzerinden ilerlersek en azından Malcolm and Marie dahilinde doğru bir sonuca ve olumlu bir yaklaşıma da varabileceğimizi düşünüyorum.
Malcolm and Marie Ne Anlatıyor?
Yönetmenlik kariyerinin daha başında olan Malcolm’ın ilk uzun metrajlı film galasının yapıldığı gece, en az 5 yıldır sevgilisi olan Marie ile eve dönüşünün ardından başlayan film, Malcolm’ın galada eleştirmenlerden ve davetlilerden gelen yorumları Marie’ye büyük bir sevinçle anlatmasıyla başlarken, Marie’nin Malcolm’a karşı olan bir kırgınlığını belirtmesiyle, galanın ve çiftin ilişkisinin ilk başlarına kadar uzanan, ekranda gördüğümüzden daha fazlasını seyircinin hayalinde canlandırabildiği bir yolculuğa çıkarıyor. Sam Levinson’ın güçlü diyaloglarıyla birlikte Zendaya ile John David Washington ise karşılıklı olarak hem döktürüyor hem de doğru yerlerde diyalogların şiddeti üzerinde yükseliş ve düşüş yaşayarak adeta parıldırıyorlar.
Bu tartışmanın yapısı, konular ve karakterler bakımından birebir aynı olmasa da yakın zamanda okuduğum Eyes Wide Shut’ın uyarlandığı Arthur Schnitzler’in novellası Rüya Romanı’nda bulunan Fridolin ile Albertine’in maskeli balonun ardından eve döndükten sonraki tartışmasına da oldukça benziyor. Hatta Malcolm and Marie kaotik bir birliktelik tartışmasına dönüşüyor.
Malcolm and Marie’yi Nasıl Bulduk?
Filmin, birtakım eksiklerinin olduğunu kabul ediyor ve daha fazlasını bekleyecek hadde de sahip olduğumu düşünmüyorum. 6 günde yazılan bir senaryo ve birkaç günde küçük bir ekiple çekilen Malcolm and Marie’nin, bana ondan beklediğim her şeyi yeteri kadarıyla kendini sevdirerek verebilmesi takdire şayan. Sam Levinson’ın kariyerinin bundan sonra nereye gidebileceğini bu çok küçük ama benim için aslında çok büyük bir filmle birlikte Euphoria başta olmak üzere az çok kestirebiliyor ve gelecek projelerini de büyük bir merakla bekliyorum. Zendaya ise Malcolm and Marie ile olmasa da yakın zamanda çok daha iyi bir film ve performansla Oscar’a aday olacağının ve ödülü alacağının sinyallerini keskin bir biçimde verebiliyor.
Sam Levinson’ın ilk uzun metrajı olan Another a Happy Day’i malum yerlerden, Euphoria’nın ilk sezonunu BluTv, özel bölümleriyle birlikte Bein Connect’ten, 2. uzun metrajı olan Assassination Nation ve Malcolm and Marie’yi ise Netflix’ten izleyebilirsiniz.
Bir sonraki yazılarda ve daha güzel filmlerde görüşmek dileğiyle. Okuduğunuz için teşekkürler ve filmi hala izlememiş olanlara şimdiden iyi seyirler.