tds_thumb_td_300x0
Makbule Kosif Sorularımızı Yanıtladı!

Yazarlarımızdan Ayşe Gizem Tatari size Makbule Kosif’i anlatmak istedi… İyi okumalar!

  Hepinizin yakından tanıdığı Doktorlar, Bir Aşk Hikayesi, Kalp Atışı gibi dizilerin yazarı Makbule Kosif’le yaptığımız röportajla karşınızdayız. Röportaja başlamadan önce kendisine beni kırmayıp röpörtaj yapmayı kabul ettiği ve gecenin bir körü üşenmeden bütün yoğunluğunun arasında sorularımı cevapladığı için teşekkür etmek istiyorum. 🙂

Ne kadar güzel kalpli, samimi, içten, nazik, güleryüzlü bir insan olduğunu herkese anlatmak istedim. Bu röpörtaj umarım onun ne kadar güzel bir kalbe sahip olduğunu anlamanıza yardım eder. O zaman hepinize iyi okumalar dilerim…

1. Merhaba Makbule Hanım!

Sizi tanımayanlar için biraz kendinizi tanıtır mısınız? Kimdir Makbule Kosif?

1969 Rize doğumlu bir Karadeniz kızıyım. İstanbul’da büyüdüm Eskişehir’de Sinema Televizyon okudum, 1992’den beri de televizyon sektöründe çalışıyorum.

2. Küçükken herkesin bir meslek hayali vardır. Sizinki senaristlik miydi?

Bir meslek hayalim var mıydı hatırlamıyorum ama sinemayı hep sevdim. Senaristlik ise kazandığım deneyimlerimle yeteneklerin birleşmesi oldu sadece.

3. Senaristlik serüveniniz nasıl başladı?

Metin yazarlığı ile başlayan bir yazma ve televizyonculuk serüvenin en meşakkatli, en karmakarışık en hedef tahtası  senaristlik.  İyilerin çokça mal edilmediği ama ekranda giden her kötü şeyin müsebbibiyiz biz. Oyuncuya giydirilen kıyafetin ya da olmadığımız setlerde çekilmeyen selfilerin bile suçlusu olabiliyoruz çoğu zaman.

4. Çoğunlukla aşk dizileri yazıyorsunuz. Peki Makbule Kosif için nedir aşk?

Aşk dizileri yazayım diye yola çıkmıyorum elbet ama her dramanın olmazsa olmazı bu duygu. Ben de Ali Asaf gibi kalbin değil beynin işi olduğunu düşünüyorum ama onu yazmayı da bu yüzden çok seviyorum.

5. Altı yıllık upuzun bir ekran yolculuğu olan Doktorlar’ı yazdınız. Bir doktor dizisi yazmanın zorlukları var mıdır?

O zaman yazdığımda da şimdi de çok zor bir  tür medikal drama yazmak. Dünyadaki örneklerine bakıldığında süresel olarak bile zor kotarılan bir meseleyi biz 120 dakika boyunca anlatmaya, aynı zamanda seyircinin ilgisini çekmeye, hastane vakalarını kotarmaya çalışıyoruz. Televizyon kuralları gereği  blurlanan kanları ya da çok ilgi çekici olacak bir beyin ameliyatını saymıyorum bile. Burada terimin tam Türkçe karşılığını bilmediğim için aynı şekilde kullandım. Bulanıklaştırmak sanırım karşılığı.

6. Doktorlar hem hayat kurtarmanın önemini vurgularken hem de tatlı aşklara, heyecanlara dikkat çekiyordu. Sizce aşkın reytinglere katkısı var mıdır? Aşk olmazsa olmaz diyebilir misiniz?

Aşkın her şeye hepimize katkısı var. Elbet de izlenme payında yüksek bir etkisi var.

7. Çoğunlukla uyarlama dizilerle çıkıyorsunuz karşımıza. Bunun bir sebebi var mıdır?

Özellikle uyarlama yapmalıyım diye yola çıkmadım ama Kore sinemasına olan hayranlığım, Kore dizisi yapmalıyım sürecini getirdi. Ama her şeyden önce yaratılan karakterlere olan hayranlığım en büyük etkendir.

8. Hikayenin yazarı olarak Bir Aşk Hikayesi’nde en sevdiğiniz sahne hangisiydi?

Korkut Ali yaralı bir karakterdi.  Acıları aşkı her şeyi sahiciydi. Orjinal versiyonunu da bizim kendi yarattığımız versiyonu da göz yaşları içinde  izledim. Mutfakta annesiyle karşılaşıp ona hiçbir şey diyemediği ve yemek hazırlamasını istediği sahneyi asla unutamam. 

9. Her yeni işte yeni bir karakter oluşturmak zorundasınız. Bunu yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Ya da şöyle sorayım Korkut Ali’yi farklı kılan neydi? (Yazar burda Korkut Ali karakterini merak ediyor çaktırmadan:))

Karakter yaratmak en zorlu ama en zevkli süreç. Kağıt üstünde  olan karakter bir süre sonra yürümeye acı çekmeye ve aşık olmaya başlıyor. Yazmanın en büyülü anı da bu bence. Korkut Ali’nin bildiğimiz o acı sonuna yürümesi ve finalde ölecek olmasıydı asıl onu farklı kılan.

10. Aşk Laftan Anlamaz ve Kiraz Mevsimi dizilerine sonradan katıldınız. Projelere sonradan katılmanın zorlukları oluyor mu?

Sonradan katıldığınız işlerde bazen dokunuz tutmuyor olamıyor ama biz Aşk Laftan Anlamaz’da da Kiraz Mevsimi’nde de şahane ekiplerle çalıştık.

11. Eda Tezcan’la olan dostluğunuzu birlikte senaryo yazma evresine taşıdınız. Makbule Kosif ve Eda Tezcan dostluğu nasıl başladı? Birlikte yazmaya nasıl karar verdiniz? Bu süreci bizimle paylaşır mısınız?

Eda ile bir proje için bir araya geldik sonra o iş olmadı. Ama bizim dostluğumuz hala devam ediyor. Yazarlığımızla beraber.

12. Bir dizinin yıldızı sizce senarist mi oyuncu mu?

Bir işin bir çok dinamiği var en önemli ayakları elbet de hikaye ve oyuncu. Ama yanında sayamadığınız kadar da çok şey vardır. Birine bağlamak  yanlış olur. Popüler tanımlamayla “ Kimya” her şeyin başında geliyor hikayenin oyuncuyla oyuncunun partneriyle hepsinin yönetmenle gibi…

13. Kalp Atışı yaz döneminde güzel bir çıkış yakaladı. Bu çıkışı neye bağlıyorsunuz?

Kalp Atışı ekranlarda alışık olmadığımız bir karakterin, dövüşen, çok zeki ama hayat tarafından hırpalanmış bir kızı sevdirdi bize. Başarısı erkek karakterin aşkıyla taçlandı da diyebiliriz.

14. Kalp Atışı’nın hikayesi o kadar sağlam kurulmuş o kadar sağlam bir oyuncu kadrosu seçilmiş ki yan karakterler bile bir hayran kitlesi buldu kendine. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Yan karakterlerin güzelliği bir yana ben her bölüm giren yardımcı oyuncularımıza da bayılıyorum.

15. Hikayelerinizde çok fazla ters köşe var. Bunu Bir Aşk Hikayesi’nde fazlasıyla gördük. Tam her şey bitti derken aslında yeniden başlıyor. Dizilerde seyirci çekmek için bir taktik mi bu?

Ters köşeler seyirci ile bağımızı sağlamlaştıran bizim onlara “ Dostum hadi gel bir oyun oynayalım” demenin  eğlenceli bir yolu.

16. Senaryo yazarken karakterleri mi oyuncuya göre yazarsınız yoksa oyuncuların mı o karaktere girmesini istersiniz?

Biz sadece hikayemizi yazıyoruz. Oyuncular sonradan o rolleri giyiyorlar ve bazılarına çok da yakışıyor. Gökhan ve Öykü gibi.

17. En çok hangi ortamlarda senaryo yazmayı seversiniz?

O kadar uzun dizi yazıyoruz ki doğal olarak her ortamda yazabiliyoruz.

18. Senaryoyu izleyiciye kabul ettirmek için nasıl bir yol izlersiniz?

Seyirciye iyi bir hikayeye ortak olmalarını teklif ediyoruz ve şükürler olsun ki çoğu zaman bu davete katılıyorlar.

19. Fankafalar ve kirazcanlar olmak üzere büyük bir hayran kitleniz var. Onların size olan sevgileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fan Kafalar da Kirazcanlar da benzeri görülmemiş fan kitleleriydi. İçlerinden dostlarım olabilecek kişiler tanıdım ve bundan dolayı da çok mutluyum.

 

Kendi adıma dizilerinizi izlemiş, yüreğime değmiş olmanızdan dolayı çok mutluyum. İyi ki yazmışsınız. Hep de yazın. Bu güzel samimi cevaplarınız için hem kendi adıma, hem de fankafalar ve kirazcanlar adına çok teşekkür ediyorum. Sizi nice projelerde görmek dileğiyle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!