La Casa De Papel 3.Sezon 3.Bölüm İnceleme: Yerin 48 Metre Altında

Yeni bölüme ‘bomba’ gibi bir giriş yapıyoruz. bomba diyorum, çünkü baya gürültülü bir giriş oldu. Çetenin planı düzgün bir şekilde işledi ve artık banka sınırlarının içine girmiş bulunmaktalar. Üstelik kimse onların sorumlu olduğunu bilmiyor. Harika bir plan!

Derken başkanı çıkarmak için girdikleri odada, Tokyo ve Nairobi’yi pek başarılı olmuş sayamayız. Fakat her zaman doğaçlama olur, öyle değil mi? Geçen sezonun en akıl almaz detayı buydu. ‘Sen içerde değilsin Profesör?’ demişlerdi. ‘Bazen, doğaçlama yapman gerekir.’

Profesör yaşanılanlardan ders çıkarmış olacak ki, doğaçlama anında bile dikkatli olmaları için ekiple bir konuşma yapmış. Yoksa korumalara sıkılan kurşunlar yeleklere değil, kafalarına giderdi.

Martin’in de Berlin’den yana bir farkı yok. Kaosu seven bir kardeşimiz kendisi… Kurşun atıldığı sırada kırılan camın gözlerine girmesi ise kaosa pek bir fayda sağlamadı. Tokyo’nun ise onları cımbızla çıkartma isteği gerçekten beni delirtti. Ve bir an çıkartacak ve gözü sapasağlam kalacak diye çok korktum. Korktum çünkü böyle bir şey çok düşük bir ihtimaldi ve benim için, dizi gerçekliğinden bir tık sapardı.

Bir yandan geçmişi bir yandan günümüzü izletmeleri, La Casa De Papel’in karakteristik özelliği diyebiliriz. Çete tıpkı geçen sezonlardaki gibi büyük bir yemek masasının etrafında toplanmış ve sohbet ediyorlardı. Denver ve Monica’nın çocuk sahibi oldukları o anı izledik. Oldukça tatlıydı. Helsinki’nin göbeğine yaptırdığı dövmeye Palermo’nun attığı laf ise grubu oldukça şaşırttı. O sahnede arkadan çalınan ufak bir ıslık bekledim.

Gelelim asıl meseleye… Asıl mesele şu ki; kasayı açmak oldukça riskli ve işin %90’ını kapsayan bir detay. Eğer patlatırlarsa bu yapılanların hiçbir önemi kalmaz. Sadece altını çalmanın değil, verdikleri savaşın da… Bunun için en iyi kaynakçıları bulmuş çetemiz. Bunları da rehineler arasına yerleştirmişler. Basınç ayarı iki taraftan da eşitlenince, altınlara ulaşabildiler. Dört gönüllü istedikleri an da gelmemekte ısrar eden çocuğu yine de berberlerinde götürdüklerinde, ‘neden?’ diye sormuştum. Meğer onların adamıymış. Hiç yoktan içim rahatladı. Sorun çıkaracağını düşünmüştüm. Gerçi, hala düşünmüyor değilim.

Şimdi esas kısım başlıyor. Zaten bu dizide sıkıntı her zaman o %10’luk kısımda patlamıştır. Asıl merak ettiğim, rehineler arasında bir çalkantılık olacak mı? Geçen sezon bunu bolca görmüştük. Bu sezon daha nelerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Fakat korumalar gözümü korkuttu, bunu söyleyebilirim.

Davaya ise yeni bir müfettiş atanıyor. Sadece onun, bu işin altından kalkabileceğini düşünüyor olmalılar. Demek ki o kadar sıkıştılar, gıcık oldukları birisini atadıklarına göre… Fakat onları iyi tanıyan bir Raquel var elimizde. Ve bir de Profesör…

Hadi ama! Bizde Profesör var, sizin müfettişte kimmiş?

Berlin her şeyi o kadar ince detayına kadar düşünmüş ki… Anlatırken gözleri parlıyordu ve Profesörde bunu görüyordu. Yakın zamanda ölecek olan abisinin planını dinlerken, plandan çok onun etkilenmesinden daha çok etkilenmiş gibi gözüküyordu.

Bir açıdan bakarsak bu soygunla sadece Rio’yu almayacaklar. Bir savaşta kazanacaklar. Fakat bu iki neden dışında başka bir neden daha var. Berlin, yani Profesör’ün abisi, hasta olduğu nedeniyle ölmedi. Kazandıkları parayla bir sahil kenarında ölebilirdi. Hayalini kurduğu gibi.. Fakat o kendini feda ederek öldü. Ve Profesör henüz farkında olmasa da bunun da hırsını çıkarmak istiyor olabilir.

Birkaç ufak detayda ise takıldım. Birincisi Tokyo’nun yüzünün ifşa olduğu halde, polislerin yanında rahatça dolaşıyor olması… İster saçını kestirsin ister kafasında kask olsun fark etmez. Tanınmayacak gibi bir suratı yok. Yüzünü kapatmaya devam etseydi keşke. Bir de o ojelerini çıkarsaydı. Ordu kuralları nedir bilmiyorum ama ojenin serbest olduğunu düşünmüyorum.

İkincisi, ailelerin telefonla konuşmasına izin veren Denver. Tamam baba oldun, anlıyoruz fakat geçen sezonlarda telefonlara sızıldığını ve bu yüzden atlattığınız tehlikeyi bir hatırlatmak isterim. Umarım bu önemsiz bir detay olarak kalmaz dizide. Zaten zarar vermeyi düşünmüyorsunuz. Onlarda ailesine kavuşacak işte. Ne gerek vardı?

Yeni bölümlerde daha az hata daha fazla aksiyon bekliyorum. Fakat her parlak fikrin bile bir hatası vardır. Bakalım bu hata ne zaman karşılarına çıkacak?