tds_thumb_td_300x0
Kuzgun 1. Bölüm: Detaylı İnceleme

Burcu Biricik ve Barış Arduç’un başrollerini paylaştığı yeni dizi Kuzgun’u izledim. İzledim ve hakkında bir şeyler söylemek istedim. Sabırsız kişiler için biraz açık bir başlangıç yapayım. Diziyi sevdim mi? Evet. Oyunculuklar iyi mi? Fazlasıyla. Peki çekimler güzel mi? Genel olarak.

Şimdi bunları tek tek ele alalım, öncelikle senaryo. Kuzgun’un hikayesi geçmişe dayanan bir dolu acı, yitip giden hayatlar, kendini intikam için yıllarca beslemiş, ölüme meydan okuyan bir adam ve pişmanlıkla yaşayan genç bir kadından oluşuyor.

Başlangıca bakarsak, olaylar biraz durgun gitti ve izlemesi uzun sürdü denebilir ama ilk bölümün günahı olmaz. Önemli olan bizi çekip, sonraki bölümü izlemeye istekli hale getirmekti. Başardı mı? Kesinlikle. En azından benim açımdan.

Oyunculuklardan bahsedecek olursam, Barış Arduç beni mutlu etti diyebilirim. Çünkü nedense biraz önyargılıydım. Onun oyunculuğu bana hafif donuk ve fazla sakin geliyor, Kiralık Aşk’ta Ömer İplikçi’yi severek izlemiş olmama rağmen. Ömer, efendi ve durgun bir karakterdi zaten ama Kuzgun farklı. Çok büyük duygular besleyen, feleğin çemberinden geçmiş dediğimiz, daha çok öfke ve benzeri duygular barındıran biri. Yine de kontrollü. Kısaca özetleyecek olursam, yakıştırdım. Bence olmuş, başkası oynasa muhtemelen daha farklı bir Kuzgun görecektik ama bu halini de uygun buluyorum. Barış’ın alışık olduğumuz alaycı bakışları, yarım gülüşleri, düşünceli halleri burda da mevcut ama konuşma tarzını ayarlayarak karşımıza yeni bir karakter çıkarmayı başarmış.

Burcu Biricik.. İnanılmaz derecede güzel, etkileyici olduğundan söz etmeyi geçersem, çünkü geçmeliyim yoksa kendimi dizginleyemediğimden dolayı aşırı uzun sürecek. Karakteri çok güzel taşımış, sevecen halleri, pişmanlıkları, kendinden emin halleri ve diğer her şey çok güzeldi. Özellikle değinmek istediğim kısımsa, sesini, jest ve mimiklerini ne kadar iyi kullandığı. Benim bu kadar etkilendiğim sahne sayısı çok çok az. O kadar gerçekçi, doğal, vurucu şekilde üzülüyor, korkuyor ve dehşete düşüyor ki siz istemeseniz de gözleriniz doluyor. Onu hissediyorsunuz, ne yaşadığını. En son kendisini izleme fırsatı bulduğum Çiçero filminde de durum aynıydı. Dila’nın Kuzgun’u öğrendiği sahnedeki hali uzunca bir süre hafızamda hayranlıkla yer edecek. Çok büyük takdir ediyorum, her ikisini de.

Rıfat karakterinin iç dünyasını henüz bilmemekler birlikte, bana yüzsüz, karakter yoksunu ve hain geldi. Çat diye söylemek ne kadar hoş bilemiyorum ama gerçekten şaşırttı. Ben onun da aynı Dila kadar, hatta asıl suçlu ve ihanet edip bir sürü felakete sebep olan kendisi olduğu için, ondan daha fazla pişman olmasını beklerdim. Rahatça lüks hayatının sefasını sürmesini ve mutlu aile yaşantısı kurmasını değil.

Terzi Derviş hoşuma gitti. Ben alışık olduğumuz bu tiplemeyi severim. Yaşça büyük, sırlar saklayan, yol gösteren, gizemli işler yürüten vesaire vesaire. Oyunculuk da çok yerli yerindeydi. Olaylara göze batmadan, gerektiği kadar dahil olacağını bildiğimden kafam rahat, sıkmayacak bizi. Güzelce işini yapacak, bize de izlemesi kalacak.

Çekimler konusunda net bir genel görüşüm yok çünkü, genel geçişleri beğendim ama sık sık kullanılan bi yakın-bi uzak olayına henüz alışamadım. Ben daha çok+uzun süreli yakın plan seven, daha az uzak çekimden hoşlanan bi izleyici olduğum için yadırgamış da olabilirim. Sahne bütünlüğü baltalanıyor gibi hissediyorum istemsizce..

Kuzgun’un annesine çok üzüldüm. Geçmişteki bi anda özellikle, Kuzgun’un “neden” dediği sahnede çok fena oldum. El kadar yavrunun masumiyeti.. Kadının şimdiki hali de perişan malum. 2. Bölüm fragmanında yolunu gözlediği oğlunu tanıyor ama Kuzgun, oğlu olarak karşısına çıkmaya hazır değil anladığım kadarıyla. O sahnede neler yaşanacak, inkar olacak mı merak ediyorum. Olsa bile annesi peşini bırakmaz gerçi ama, bilemedim. Hayal olabilir mi?

Bu arada, dizinin bazı sahnelerinden başka dizi ve karakterlerin hissiyatını aldım baya baya. İsim vermeyeyim herkes az çok tahmin eder bir şeyleri. Ama bundan şikayetçi değilim, şimdilik çok gözüme batmadı. İlerledikçe ne olur göreceğim.

Sonuç olarak, Kuzgun oyuncu kadrosu ve senaryo olarak bence başarılı bir dizi. İlk bölümü biraz sıkıcı başlayıp giden ama sona doğru güzel toplayan bir giriş oldu bizim için. Şimdilik izlemeye devam ediyorum. Burcu’yu umarım ekranda uzun süre görebiliriz. 8. Gün’de yaşanılan haksızlık ve hayal kırıklığını hatırladıkça üzülüyorum çünkü. O hikayenin yarım kalması delirtmişti, umarım bu işin kaderi farklı olur.

 

Tüm oyuncu kadrosunu ve kamera arkası ekibini tebrik ederim, sevgilerle.

“Kuzgun 1. Bölüm: Detaylı İnceleme” için bir yanıt

  1. Filmin cekildigi mekanlar cok kafa karistirici bir istanbul bir nevsehir sabah ise diye gidiyo kuzgun bir bakiyosun istanbulda istanbulla nevsehir arasida bayagi uzak ilginç

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!