Öncelikle hepinize selamlar! Film izlemeye, özellikle de gerilim filmleri izlemeye bayılıyorum ve sizler için ‘Kesinlikle izlenmeli’ diye düşündüğüm filmleri derledim. Keyifli okumalar, umarım izlersiniz.
1- The Uninvited (Davetsiz)
— Baş karakter Anna, yatalak annesinin ölümü ardından yaşadığı çeşitli psikolojik sıkıntılar sonucu bir akıl hastanesine sevk edilir. Uzun bir süre hastanede varlığını sürdüren Anna, eve gelince hiç beklemediği bir manzara ile karşılaşır.. Babası, annesinin ölümünden sonra, annesinin doktoru olan kadınla yeni bir aşka yelken açmıştır. Tabi Anna, üvey anneyi hazmedemeyerek kadına hiç sıcak yaklaşmaz. Bir müddet sonra ise Anna aklından türlü türlü senaryolar kurar. Ya annesinin ölümü o kadın yüzünden olduysa? Ya o kadın, babası ile rahatça ilişki yaşayabilmek için annesini aradan çıkartmak adına yangın çıkartıp annesinin ölümüne neden olmuşsa? Bu düşünce aklına bir hayli sağlam giren Anna, ablası Alex ile birlikte kadını hedef alır. Lakin Anna’nın kaçırdığı ve hatırladıktan sonra hayatını sarsan bir gerçek vardır. Bu gerçek ; Seyirciyi sağ beklerken sol vuracak, Anna’yı ise şaşkına uğratacaktır.
2- Bag of bones (Kemik Torbası)
— Bu film, benim romanlarını çok severek okuduğum ve romanlarından uyarlanan filmlerini de zevkle izlediğim, benim için korku ve gerilimin tek üstadı olan Stephen King’in eseri..
Mike Noonan ünlü bir gerilim yazarı. Günlerden birinde eşi Jo ile imza gününe giderler ve Mike hayatının yıkımını yaşar. İmza gününde eşini bir trafik kazası sonucu kaybeder. Kafasını dağıtmak ve yazması gereken romanlarına konsantre olmak üzere göl kenarında sessiz sakin, eşi ile birlikte eskiden gelip gittikleri yazlık eve gider. Lakin o gittiği kasabada bir sır vardır. Küçük kızlarla ilgili sıra dışı olduğu kadar korkunç bir gerçek.. Mike Noonan, geldiği yazlık evinde bir şarkı plağına takılır ve şarkıyı söyleyen kadın gözüne ve kulağına bir hayli tanıdık gelir. Kasabada bir olay yaşanmıştır ki, her olay birbiri ile bağlantılıdır..
3- Orphan (Evdeki Düşman)
— Kate Coleman, geçirdiği bir talihsizlik sonucu hamile iken bebeğini düşürmüştür. Bu bebeği hevesle bekleyen ve a dan z ye bebeğin her ihtiyacını önceden ayarlayan Kate, yaşadığı hayal kırıklığı ile sarsılmıştır. Bir süre sonra bu harcamaların değerlenmesini ister ve eşi ile birlikte yetiştirme yurdundan bir kız çocuğu sahiplenir. Aileye yeni katılan Esther, anne ve baba başta olmak üzere manevi kardeşlerine çok sıcak kanlı davranır. Hele ki küçük kıza epey kanı ısınmıştır. Esther aileye, aile ise Esther’a bir hayli alıştırmıştır lakin Esther’in bir sırrı vardır.. Ve bu sır, alışıla geldik bir durum değildir..
4 –Gerald’s Game (Gerald’ın Oyunu)
— Bir Stephen King eseri daha! Bu film bana duygusal açıdan epey dokunmuştu, gerilim havasından çok, hayatın gerçekleri ile yüzleştiğimi ve hemcinslerim adına izlediğim her an gözlerimin dolmasına sebep oldu.
Yaşları epey ilerlemiş olan Jessica ve Gerald çifti, ilişkilerine heyecan katmak için şehir hayatını bir hafta kadar terk ederler ve tatil evlerine giderler. Bu heyecanla beklenen anlar, Jessica’nın hiç tahmin etmediği şekilde ilerler.. Jessica, Gerald yüzünden yatağa kelepçelendiği yetmezmiş gibi bir de onu kurtaracak biri de yoktur yanında. Gerald bir anda kalp krizi geçirerek yatağın ucuna devrilmiştir. Jessica yatağa kelepçeli bir halde kalakalmıştır. Jessica, bu durumdan kurtulmak adına yorgun gözleri ardından planlar yapmaya çalışırken, geçmişteki kabusları anbean gözlerinin önünden film şeridi misali akıp geçer. Yıllar önce susmak zorunda kaldığı, yıllardır o yükün kalbinde büyüdüğü ve kızların başına sıklıkla gelen bu travma, hayatını epey etkilemiştir.. Bu filmde yalnızca gerilim işlenmemiş. Daha çok ; Üzerine değinilmesi gereken bir konu, gerilimle harmanlanarak seyirciye aktarılmış.
5- Christine (Katil Araba)
Bu da bir Stephen King eseri..
Hikayemizin baş karakteri Arnie, okulda ezik muamelesi gören, ailesi tarafından inek bir öğrenci olmaya mahkum edilmiş, fazlasıyla sıkı yönetim altında büyümüş bir gençtir. Tabi zamanla Arnie de arkadaşları gibi açılmak ve artık özgür davranmak ister. Bu isteğini dile getirdiğinde ise ailesi daha çok üstüne varmaya başlar. Artık bu yaşadığı esirlikten bunalan ve içi öfke dolan Arnie bir araba keşfeder ve ne kadar şaşalı olmasa, hatta hurdalık denecek kadar eski püskü de olsa Christine adını taşıyan arabaya tüm parasını yatırır. Çevresi ne kadar o arabayı kabul etmese de Arnie herkesin inadına o arabayı sahiplenir. Araba sadece ona yol arkadaşı da olmayacaktır üstelik, aynı zamanda düşmanların icabına da bakacaktır. Hem düşmanların, hem de düşman kalıbına uymasa bile, kendisini kabul etmeyenlerin..
— Şu anlık bu kadar.. Daha fazla öneri isterseniz ise ‘www.filmoneriveyorumlar.blogspot.com’ adlı kendi blog siteme göz atabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkür ederim.