Hepsi farklı karakterlerde olan izlerken kızdığımız, sevdiğimiz, üzüldüğümüz, yargıladığımız dizinin kadınlarını empati yaparak hatırlayalım.
Hatice;
Eşinin (Baharın babası) başkasına aşık olmasını unutamamış hatta kızının adına unutamadığı aşkının ismini vermiş, Hatice zor günler yaşasa da sabretmiş ama her kadın bu duruma ne kadar katlanabilir kendine bi yol çizmek isteyip Enverle kaçmış Baharı yanında götürmeden küçük yaşta kızını bırakarak. Empati yapalım kim olsa bu evliliği bitirmek isterdi sevilmediğini bilmek her kadın için zor ama Baharı da terk etmesi yaşadığı sıkıntıları sırf ismi Bahar diye kızına da ödetmesi yanlış olduğu kanaatindeyim. İsminin Bahar olması Baharın suçu değil nihayetinde ve mutlu olmaya giderken ardında göz yaşı bırakmak ne kadar doğru olabilir ki… Yıllardır yanlız büyümüş evlenmiş ama kötü durumlar sıkıntılar yaşamış kızı kapısına geldiğinde tavrı bağrına basarak sevmeyişi hep bi mesafe koyması diğer kızını korumak için Baharı ikinci plana atması bunlar kızdığımız anlamaya çalışsakta anlam veremediğimiz bir kadın Hatice ama şu var ki annelik konusunda kızından ders almalı.
Şirin ;
Annesi babası birbirine aşık mutlu aile tablosu kaçınılmaz ama mutsuz ve sorunlu bir genç kız.. Aklında takılı kalmış bir şey var 10 yaşında bir çocuğunu terk eden beni niye terk etmesin kaygısı… Ablası olduğunu öğrendiğinde onu tanımak için uzaktan takiple bulmaya çalıştı, hesaba katmadığı bi şey oldu eniştesi ile tanıştı ve ona aşık oldu… Belki aşk değildi bu ablasının sahip olduğu mutluluğu elinden almak, mutsuzluluğunu ablasından hiç suçu olmasa da Bahardan çıkarmak. Bir genç kız bu kadar nefret dolu olması normal değil, o yaşına kadar sorunlu çocuk olması etme bulma dünyası belki de.. Baharı küçük yaşta terk ettiği için diğer kızında yüzü gülmeyen Hatice’nin bulduğu dünya. Şirin Baharın kardeşi olduğunu gizleyerek düştü Sarpın peşine onun yanında buldu hep kendini, aşkını itiraf etti Sarp karşılık vermedi vapurda taciz ediyorlar diye bağırıp iftira atarak olay çıkmasına Sarpın vapurdan düşmesine sebep oldu, bundan sonra kişilik bozukluğu olan Şirin’in psikopat bir manyağa dönüştüğü bölümler izledik. Empati yapmaya çalışsakta anlayamayız kötü kalpli, kin, nefret, yalan, iftira bir sürü kötü huyu olan birine yada hasta zaten normal olsa bunları yapmaz deyip onu yaptıklarından sıyıracak kadar normalleştirmeyip empati yapmak istemiyorum.
Jale;
Başkasına aşıkken evlenen bunu belki acısından belki inat olsun diye yapanların hazin sonu kaçınılmaz mutsuz evlilik. Musaya evlendiği zamanlarda az olan sevgisini tamamen bitirmiş ve sıkıldım boşanmak istiyorum diyen feminist bir kadın.. Ama karşısındakini kırmaktan çekinmeyen boşanırken kurduğu cümleler ağır ve çocuğuna olan ilgisizliği… Doktorum napayım yetişemiyorum bahanesi arkasına sığınarak anne olmayı haketmeyen bir kadın… Empati yaparsak Jaleye onun gibi düşünen çok vardır kadın haklarını savunuyo helal olsun diyen de vardır evet hakkını savunması güzel ama ben helal olsun diyenlerden değilim bana göre kadın hakları çocuk doğursa da anne olmak istemeyen eşini ve çocuğunu inciten sözler kuran ve bunu ben kadınım istediğimi söyler istediğimi yaparım demek anlamına gelmiyor. Boşanmaları medeni gibi gözükse de Musayı aşağılayıcı tavrı hiç hoş değildi.
Yeliz ;
Daha önce mutsuz evliliği sonucunda boşanmış iki çocukla ayakta kalmayı başaramayıp daha rahat bir hayat için yeniden evlenip rahatlamak için kapak atmış tam tanımadan anlaşabilir miyiz diye düşünmeden.. sonucunda evliyken tanımaya ve farklı dünyalar oldugunu farkettiğinde biten evlilik. Yeliz gibi bu yanlışa düşen kadınlarımız çok var maalesef ki keşke olmasa ama var.
Ceyda;
Hayat kadını yanlış yolda iken Hikmetin metresi olarak hayatına devam ederken tanıdık onu dayak yesede başka çarem yok deyip susanlardan Baharın komşusu olduğunda çok başka bir Ceyda tanıdık Baharın gelişi ve sevgisi ile güzelleşen bi mahalle gördük, Ceyda atarlı ne iş yaptığı nasıl göründüğünden ziyade kalbinin güzelliğine güçlü duruşuna, dobra oluşuna acısını içine gömüp kahkaha atışına hayran olunacak kadın.. Pavyon şarkıcısı diye küçümsenip çocugu ailesi tarafından gösterilmediğini öğrendiğimizde ne çok üzüldük Ceydaya… oğluna ağladığı sahnede hangimiz ağlamadık onunla birlikte.
Hayat işte..! Kimi doktorum yetişemiyorum Anne olmak istemiyorum der Kimide yaptığı işten dolayı yargılanıp Annelik yapamazsın diye küçümsenip çocuğu gösterilmez oğluna hasret göz yaşı döker Ceyda gibi.
Berşan ;
Sevgilisi (Arif) kendini gezdirmediği hediyeler almadığı için şikayetçi olup parayı çok sevdiği için Arif’in en yakın arkadaşı ile aldatmış ve evlenmiş. Zenginlik, parayı yaşadığı güzel sevgiye tercih etmiş ACİZ KADIN. Para bitince katlanılacak birşey kalmadığından ayrılıp Arifin onu affetmesi için çabalamasıda ayrı yüzsüzlük. Hırsına kapılıp tekrar elde etmek için kötülük yapmasıda cabası… Empati yapayım diyorum ama olmuyor anlamaya çalışsam da anlayamıyorum.
Bahar;
Babasının hatalarını bilmediği bi yaşta annesi onu terk ettiği için kızgın yaralı bi cocukluk geçirmiş babası ölünce babannesi ile yaşamış genç kız olduğunda karşısına sevgiye muhtaç olduğu zamanda Sarp çıkmış. Mutlu bir ilişki evliliği ve kızı olmuş oğluna hamileyken kocasının vapurdan düştüğünü öğrendiğinde yıkıldığı ve anılara tutunarak çocuklarıyla ayakta kalma mücadelesi verirken tanıdık Baharı.. Bütün enerjisini sevgiden alan güçlü duruşu her olumsuzlukta bile gülümsemeyi bırakmayan Bahar… Anne sevgisine hala hasret kardeşinin yaptığı kötülüklere rağmen hastalığına rağmen gülümseyen… Tarlabaşına geldiğinde herşey daha zor olacak sandığı ama tam aksine kocaman bir alileye sahip olduğu sevdiklerinin çoğaldığı bir yer oldu, Arif gibi güzel bir adam çıktı karşısına Ceyda gibi yürekli bir arkadaş Enver gibi güzel insan babalık yaptı yarım kalmış çocukluluğunu tamamlarcasına… Hangimiz Bahar gibi güçlü kalabilirdik herşeye rağmen “Kimi ağlamaya yer arar kimisi gülmeye ben gülmeyi seçtim hayat güzel ya güneş hergün doğuyorsa mutlaka bir anlamı var” diyebilirdik ki Bahara empati yapıp güçlü olabilmek gülümsemek gerek çünkü #KADIN’LAR GÜLÜMSEYİNCE GÜÇLÜ OLURLAR.