tds_thumb_td_300x0
İrem Helvacıoğlu’na Yakışır mı Yakışır Dediğimiz 5 Proje

Yeşil gözlü prenses… İçtenliği, doğallığı ve şen şakrak halleriyle kalplerimizde yer etmiş güzellik… Son 10 yılın en iyi çıkışını yapmış dizilerinden Sen Anlat Karadeniz’in başrol oyuncusu… Türkiye’nin Nefes’i, şiddet mağduru kadınların tükenmeyen umut sesi… İşte karşınızda İrem Helvacıoğlu… İki sezondur kendisini çarşamba akşamları keyifle takip ediyoruz. Gösterdiği zirve performanslarla kaç defa ağlayıp, kahrolduk. Öyle değil mi Helvacıoğlu severler? Düşündük taşındık ve önümüzdeki yıllar için birkaç hayal kurduk. Sevgili Helvacıoğlu’nu görmek istediğimiz 5 projeyi, sizler için  aşağıda derledik. Ee buyurun birlikte göz atalım:

 

1) İstanbul’un en güzel semtinde koca bir çiçekçi dükkanı ve o çiçeklere sevgiyle sarılan bir Helvacıoğlu desem.

Helvacıoğlu'na yakışan 5 proje

Yeşil gözlerini aldığı gibi, çiçeklere olan tutkusu da annesinden alan naif bir kadını canlandırdığını düşünün Helvacıoğlu’nun. Annesini kaybettikten sonra onun adını taşıyan bir çiçekçi dükkanı açmış mesela. İstanbul’un en güzel semtinde, şehire hafiften uzak, belki de Türkiye’nin her bir köşesinde hayat bulmuş nice çiçek avuçlarının içinde. Hatta kimisinden kendine has kokular oluşturuyor ve bunları da satışa sunuyor. Anlayacağınız çiçeklerle barışık, sürekli deneyen ve üreten bir kadın… Valla yakışır mı yakışır Helvacıoğlu’na❤

2) Zengin bir ailenin tek çocuğu olsa… Şımarıklık ve vurdumduymazlık in ⬆️

İrem Helvacıoğlu

Baba’nın parası bol, ardında bırakacak mirası ganimet gibi. Adından söz ettiren bir ailenin biricik kızıymış Helvacıoğlu. Ne istese elinin altında. Gözünden bile sakındığı çok şık bir spor arabası var. Şehrin tüm sosyete mekanlarının girişinde adı yazılı misâl. Haftasonları barların altını üstünü getiren, partiden partiye koşan, dinamik bir genç kız düşünün. Yaşıtındaki erkeklerin hepsi kendine hayran, tam arkasında benimle olsana diye gözünün içine bakıyor. Umursamaz, oyun oynamayı seven, hafiften de küstahlık yok dersem yalan vallahi. Ee ne duruyoruz, bu rolünde hakkını verir kesin sevgili İrem.

3) Adliye koridorlarını adımlarıyla sallayan, başarılı bir avukat olmazsa olur mu hiç?

Şimdi benimle birlikte hayal edin. Ayağı yere sağlam basan, bir telefonla işleri tamam kılan, kapısını çalanı yüzü gülmeden bırakmayan bir avukat düşünün. Tuttuğunu koparıyor, araştırıyor, durmak nedir bilmiyor. Müvekkillerin hepsinin dilinde, hepsi ona bin şükran içinde. İnsanlar ona derdini anlatmak için sıraya giriyor, bürosunun kapısında bekleyen nice insan var misâl. Farklı farklı şehirlerden bir sürü insanın hayatını kurtaran, kiminin hakkını devralan, kimine hakettiği cezanın bin mislini aldıran dişli bir avukat diyorum size. Elinde cübbesi, üzerinde jilet gibi takımhane kombinlerle, adliye koridorlarında dört dönen bir Helvacıoğlu diyorum size. “Allah!” demeyen kaldı mı ya?😎

4) Aldatılan, zor günleri tek başına deviren, kendini çocuğuna adıyan aslan gibi bir anne..

Üç yıllık evliliği sona ermiş, eşi tarafından aldatılmış, ömrünü elini sımsıkı tutan minik ellere adamış bir anne varsayalım sevgili İrem’i. Ninesi, annesi ve çocuğuyla babadan kalma bir evde hayatını devam ettiren güçlü bir kadın o. Mesleği gereği de olsun çocuklara aşık, kendi çocuğu dahil her çocuk onun canı gibi ya. Ege’nin kendine münhasır şirin şehirlerden birinin kasabasında öğretmenlik yapıyor. Ninesi desen alzheimer hastalığının içinde debeleniyor, annesi desen her birinin üzerine yettiğince titriyor. Haberi daha yok ama boşadığı eşi de onu fellik fellik arıyor. Neymiş yeniden bir şans daha? Güçlü bir kadının gücünden, evladından, aile bağlarından, umudundan ödün vermediği bir hikayede başrollük cuk olur Helvacıoğlu’na.

5) Yetimhaneden doğan bir dostluk ve o dostuyla dünyanın her bir köşesini sille sille gezen bir yazar mıymış Helvacıoğlu?🌸

Eş dost falan yok, bulundukları şehir yüreklerine yabancı. Çocukluk ne ise birlikte selam etmişler, acıya birlikte göğüs germişler, okuyup bir yerlere gelmişler. Birisi fotoğraf çekmede iyi, birisi ise o fotoğrafları yazılılaştırmada. Helvacıoğlu usta bir yazar, dostu ise mükemmel bir fotoğrafçı. Birlikte dünyayı karış karış keşfediyorlar, her durakta yeni bir soluk alıp yeni bir ana merhaba diyorlar. Çalışkanlık, sevimlilik, merhamet vs. tüm güzellikler bu ikili de. Farklı tatta bir proje olacak anlayacağınız.

Uzun lafın kısası bu kadında ne cevherler var. Yeter ki değerlendirmeyi bilsinler. Güzellik desen var, oyunculuk desen var, sempatiklik desen yanında yat. Sevgili Helvacıoğlu canımızsın bil, hiç olmasa Sak fandom yanı başında. Ayağına taş değmesin. Önümüzdeki 5 yılda bizi artık karşıla bu projelerden birkaçıyla. Karşılamazsan yakışmaz, demedi deme!😂

Yorumlarınızı bekliyoruz, sevgiler…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!