The OA’in 3 yılın ardından tekrardan seyirciyle buluşmasının üzerine gelin ilk sezonu ve kahramanlarımızı nerede bıraktık, 2. sezonda neler izledik hep birlikte bir bakalım.
Hatırlayacağımız üzere Steve, BBA, Jesse, Buck ve Fransız OA’le yaptıkları son buluşmada mahalledeki insanlar tarafından yakalanmış ve birbirlerinden uzaklaştırılmışlardı. OA hakkındaki yanlış yönlendirmeler yüzünden ona ve anlattıklarına inançlarını yitirmiş haldelerdi. Nereden geldiği belirsiz bir saldırganın çocukların okulunda yarattığı karmaşa hepsini tekrardan birlik olmaya ve OA’in onlara öğrettiklerini uygulamaya itmişti. OA’in çocukluktan gelen rüyaları peşini bırakmazken gördüğü bir rüya onu bizim çocukların okuluna getiriyordu. Ve o son an geldiğinde hepsi bir aradaydı, tüm şartlar sağlanmıştı. İşte biz ilk sezonu tam o anda, OA’in boyutlar arası atlayışı yaptığı anda, bıraktık. 3 yıllık uzun bir bekleyişin ardındansa nihayet geçen haftalarda Netflix The OA’in 2. sezonunu izleyiciyle buluşturdu.
Yazımızın bundan sonrası henüz 2. sezonu izlememiş olanlar için bolca spoiler içerecektir. Bizim size tavsiyemiz 2. kısmı izleyip hemencecik yazımıza dönmenizdir. 2. sezona geldiğimizde bambaşka bir hikayenin içine düştük ilk anlarda ya da öyle sandık. Önce kim olduğunu, hikayede ne gibi bir yeri olduğunu anlayamadığımız Karim karşıladı bizi. O ilk an Karim’i bu kadar seveceğimi tahmin bile etmemiştim. Göçmen bir kadının kendisine getirdiği kayıp davasına burun kıvıran Karim’den korkusunu yenip kendini dahi feda edecek Karim’e… Ne diyebilirim ki? Karim gerçekten de 2. sezonun dinamiğini sağlayan en önemli karakterlerden biri oldu benim için.
Sezonun ilk dakikaları başka bir dizi izliyormuş hissine kapılmışken The OA’i izlediğimi algılamam Nina’nın bedenine atlamayı başaran OA’le oldu. Ve işte evet ilk sezonda uğruna onca şey izlediğimiz amaç gerçekleşmişti, OA sonunda gerçekten de farklı bir boyuttaydı. İçine düştüğü boyutta da şartlar onu ailem dediği insanlara götürecekti. Karim’in kayıp kızın peşine düşmesiyle ortaya çıkan oyunun gizemi adım adım onu Nina’ya getiriyordu. Biz Karim’le OA’in karşılaşmalarında aralarında ilk dakikadan oluşan elektriği, zamanla gelişen dostluğu ve birlikte verdikleri mücadeleyi izlerken ardımızda bıraktığımız boyuttaysa OA’in yetiştirdiği ekip dağılmış bir halde yaşananları çözümleme peşindeydi. İki boyut arasında kurulan iletişim BBA ve çocukları OA’in yaşadığına ikna etmiş ve tekrardan onun iyiliği için çabalar hale getirmişti. OA ve Karim yeni boyuttaki olayların gizemi içinde savrulurken adım adım oyunun çözülüşünü ve OA’in kendini keşfini izledik. Nina’nın aklını özgür bırakan OA seyahat ettiği bedenlerle bir bütün olmayı öğreniyor, boyutlar arasındaki ruhani bağlantıları çözüyordu.
Her şey sona yaklaşırken taşlar bir bir yerine oturdu. Karim karşısına çıkan bilmeceleri teker teker çözerek kayıp kızı kurtardı. Karim’in son anda gerçeklerle karşılaşmasının izleri neler olacak oldukça merak ediyorum. Umuyorum ki Karim’i orda o boyutta arkada bırakmamışızdır. Gelecek sezonun Karim’in hikayesine neler getireceğini de hep birlikte göreceğiz. OA’se Homer’ı kendine getirmek için ilerlediği yolda Hap’in oyunuyla sona gelirken OA, Homer ve Hap yeni bir boyuta sürüklendi. Ve onları takip eden Steve… Steve, OA’in ardında bıraktığı boyutta ona tekrardan ulaşmak için çabalayan Steve. Hikayenin en güzel, en yürekli çocuğu da OA’in peşinden korkusuzca yeni bir boyuta atlayan kişi oldu. İşte diziye, sezona son bakışımız böyleydi.
Söylemem gerekir ki ilk sezondaki acemilik, doğru düzgün bir temele oturtulamamış fantastik düzey bu sezon oldukça iyi yedirilmişti. 2. sezonun kurgusunun hikayeyi getirdiği noktaya baktığımda rahatlıkla söyleyebilirim ki oldukça güzel bir 3. sezonun bizi beklediğini görebiliyorum. Bu nedenle gelecek sezonu heyecanla bekliyor ve bizi bu sezon için de bir 3 yıl bekletmemelerini umuyorum.