tds_thumb_td_300x0
İlk Bölümden Bugüne: AVLU

        Star Tv’nin Perşembe akşamları yayınlanan, her bölümüyle büyük ilgi toplayıp bizi ekran karşısına kitlemeyi başaran dizisi Avlu, dün akşam yeni sezonun ilk bölümüyle karşımızdaydı. Başrollerinde Demet Evgar, Ceren Moray, Nursel Köse gibi önemli isimlerin olduğu bu diziden yani Avlu’dan size biraz bahsetmek istiyorum.

 

 

“Bir avluya kaç ömür sığar ?“ sorusuyla ve buna cevap bulmakla başladı her şey. Daha ilk tanıtımdan tüylerimizi diken diken edecek bir konunun geleceği gerek kadrosuyla gerek kullanılan görsellerle ve müziklerle – ki bu beni en çok etkileyen kısımdı – belliydi ve bu bizi daha da heyecanlandırmıştı. Nitekim beklenilen gibi oldu. Avlu tüm gerçekliğiyle hayatımıza girmişti. Bir tarafta kızı için her şeyi göze alabilecek bir anne diğer tarafta ise hiçbir zaman öyle bir anneye sahip olamayan ama bunun vermiş olduğu zorlukla dimdik ayakta duran bir kız, bir kadın… Peki bu kadınların ortak noktaları ne? Hayat onların yolunu nasıl kesiştiriyor? İşte bunun cevabı dizide bize en güzel şekilde veriliyor.

 

O zaman yaşanılanları şöyle bir hatırlayalım. Deniz Demir ( Demet Evgar ) çok severek evlendiği adamın alkolik olması sonucu hayatı anlamsızlaşan ve hayattaki tek gayesi kızını korumak, kollamak, sevmek olan bir anne. Tüm bunlar böyle iken tek bir an tek bir saniye hayatının üstüne kara bulut gibi çöküyor. Ecem ( Eslem Akar ) annesini korumak için babasına ateş ediyor. Ama tabi ki Deniz, daha 18 yaşında olan kızının bundan etkilenmemesi için suçu üstüne alıyor. Onun için kendi hayatını hiçe sayıyor. Ve Deniz artık cezaevinde… Daha geldiği ilk dakikadan Azra ( Ceren Moray ) ve çetesiyle tanışıyor. Artık Deniz hiç bilmediği bir yerde, bambaşka suratlar, bambaşka karakterlerle aynı çatı altında yaşamak ve yaşarken hayatta kalmak zorunda.

 

“Hoş geldin, boncuk!”

Tamam diyoruz Ecem’in babası yaşıyor Deniz çıkabilir ama öyle olmuyor. Cezaevinin müdürünün ölümü bir şekilde Deniz’in üstüne kalıyor. Diğer bir yandan Azra’nın baş düşmanı, neredeyse tüm mahkumların gözünü korkutan Kudret ( Nursel Köse ) Deniz’e kafayı takıyor. Tüm bunlar olurken ise ister adına aşk diyin ister arkadaşlık ister dostluk diyin çok ama çok güzel bir bağ oluşuyor Deniz ve Azra arasında. Azra, Deniz’de hiç görmediği şefkati bulurken Deniz Azra’da kızına olan özlemini gideriyor ve zaman içinde Kudret’e karşı bir oluyorlar.

 

Dizin orjinali olan WentWorth dizisinde bazı karakterler lgbt bireyleri olarak canlandırılıyor. Ama malumunuz ülkemizin şartlarında böyle bir şeyi izleyemeyeceğimiz için Azra ve Deniz’in arasında gördüğümüz o duygusal bağ zamanla arkadaşlığa dönüşüyor hatta yeri geldiğinde anne kız gibi izliyoruz.

 

 

Annesi içerdeyken tüm bu olanlara dayanamayan Ecem suçunu itiraf ederek cezaevine giriyor. Deniz’in işi bu saatten sonra çok daha zor. Çünkü artık iki can korumak zorunda. Ecem’in hayatı ise eskisi gibi değil artık hayatında Alp ( Deniz Can Aktaş ) var. Hemde Kudret’in oğlu Alp… bunu öğrenen Kudret için ise Ecem’in cezaevine gelmesi hiç iyi olmuyor. Kudret, Ecem’in canına kastetmek istesede tam anlamıyla başarılı olamıyor. Bir kaç prosedürle Ecem avludan kurtuluyor ama dışarıda onu daha kötü bi hayat beklediğinden habersiz… her şey gayet normal iken avludakiler bir haberle, çok büyük bir haberle sarsılıyor. ‘ Genç kız Ecem Demir evinde ölü bulundu. ‘ Alp tarafından boğularak öldürülüyor ve işte o an tam o an şu soru soruluyor: “ Bir kayıp, bir ölüm bir insanı nasıl değiştirir ? “ Karıncanın bile canını acıtamayacak merhamette olan Deniz, bunu öğrendiğinde zaman duruyor her şey anlamsızlaşıyor. Aklına tek gelen şey artık Kudret’in yaşamaması gerektiği… Ve işte hepimizin kanını donduran aynı zamanda göz yaşlarımıza hakim olamadığımız o sahne. Deniz gözünü bile kırpmadan bir çok bıçak darbesiyle Kudret’i öldürüyor. Artık Deniz’in Kudret’ten hiçbir farkı yok. Artık o da bir katil. Kızı için her şeyi göze almış, kaybedecek bir şeyi olmayan bir katil.

 

“Tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem.

Bütün zalim olanları sen affetsen ben affetmem.”

 

Deniz’in Kudret’i bıçakladığı o an

 

Seyirciye gelecek olursak ben kendi adıma şunu söylemeliyim ki; Türk televizyon tarihine altın harflerle yazılacak bir sahnedir. Ağlamamı engelleyemediğim ve oyunculuklara hayranlık duyduğum bir sahne… Yeni sezona ise Avlu bütün kalitesinden hiçbir şey kaybetmeden geri dönmüş. Yaşanılanlar Deniz’in akıl sağlığının bozulmasına neden olmuş ki evlat acısından bahsediyoruz. Hangi anne buna sakin kalabilir ? Hep Kudret’in ölmüş olduğunu düşündük. Ancak onca bıçak darbesine Kudret’in yaşamaya devam ediyor. Ters köşe açısından mükemmel bir dönüş ama normal şartlarda kurtulması imkansızdı. Ayrıca sezon finalindeki o sahnenin Kudret’in ölmemesiyle azıcık da olsa değerini kaybettiğini düşünüyorum. Hepsinden önemlisi ise Denizin intikamı… Kendi kızına karşılık Kudret’in oğlu. İşte yine bir dönüm noktası bu. Olanların dengeleri bozduğu ortada. Kısacası artık “Avluda hiçbir şey eskisi gibi değil.”

 

 

“Sevdiğini korumaya çalışırken kim, sen kimsin

Sevdiğini kaybettiğinde kimsin, sen kimsin

Güçlü olmaya çalışırken kimsin, sen kimsin

Bir umudun varken sen kimsin, sen kimsin”

 

Bu haftalık benden bu kadar. Sadece yeni sezonu yorumlamaktansa ağırlıklı olarak sizle Avlu serüvenini paylaşmak istedim. Umarım okurken sıkılmamışsınızdır. Son olarak tüm ekibin eline, emeğine sağlık. Bu işi başarmak üstüne üstlük böyle zor, ağır bir konunun üstesinden gelmek her yiğidin harcı değil. İnşallah bu sezon her şeyiyle çok güzel olur ki bundan şüphem yok aslında 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!