tds_thumb_td_300x0
İki Alyans: Kalp Atışı 19. Bölüm Yorumu

Bu haftaya yorumumuma yakışacağını düşündüğüm bir şarkıyı sizlerle paylaşarak başlamak istiyorum .Hepinize iyi dinlemeler… 

Mucize, kapılarını ancak kendisine inananlara açar.

Mucizeler hiç umulmadık anda gelir… Bütün hayatını değiştiriverir insanın. Bazen kendisi başlı başına bir mucizedir, ve kendine dönmelidir. Bazen de gelen biri mucizesi oluverir. Yeter ki inanmaktan, beklemekten vazgeçmesin…

Aşkı için savaşan, kaybetmemek için çabalayan, sevdiği kadını mucizelere inandırmaya çalışan, asla vazgeçmeyen Ali Asaf Eylül’ün mucizesi oluverdi bir anda. Hayatta her şeyi tek başına yapmış, kendisine duvarlar örmüş, kimseyi o duvarlardan geçirmeyen, inatçı kızdan bir masal prensesi yarattı. Bu zamana kadar Eylül kaçtı, Ali Asaf peşinden gitti. Eylül küsüp kabuğuna çekildi. Ali Asaf aşkıyla, sevgisiyle onu o kabuktan çıkardı. Nazlı’nın gelişiyle sevdiğini kaybetmekten deli gibi korkan, onun yanında başka birini gördüğünde kıskanan, çok aşık bir Eylül’le tanıştık… Ali Asaf’ın hayatının mucizesi olduğunu anlayıp o mucizeye sahip çıkmaya karar vererek hem de…

”Ömrümün sonuna kadar seni seveceğim Eylül Erdem”

O çok beklediğimiz evlilik teklifini tekrar duyduk bu bölüm. Konuşmadan, sadece hissettirerek… İki yüzükle kalbini sevdiğinin avuçlarına bıraktı Eylül. Artık onlar için masallarının mutlu sona ulaşma vaktiydi…

Hayatta ayağına kadar gelmiş aşktan kaçmak, cesareti olmayanların işidir bana göre. Ali Asaf gibi güzel seven bir adamın aşka terk edilip gidişine uyacak daha güzel bir tanım daha bulamadım ben. Nazlı, ayakları sağlam basmayan, hayatta tek doğrusu olan, kendi düşündüğünden başka doğru olmadığına inanan bir kadın bana göre… Kaybettiği bebek sadece onunmuş gibi Ali Asaf’ı hiç düşünmeden, arkasına bakmadan çekip gidecek, sonra döndüğünde Ali Asaf’ın hayatına müdahale etme hakkını kendinde bulabilecek kadar da fütursuz… Gitmeden önce ya döndüğümde bıraktıklarımı bıraktığım yerde bulamazsam diye de düşünmeli insan…

Eski kocasının tedavisi için Ali Asaf’tan yardım istemesi iki adamı bir araya getirdi. Biri eski eşe öfkeli bir adam, diğeri ise ne olursa olsun kalbindeki iyilikten asla ödün vermeyen Ali Asaf… Bazen ”Herkese bu kadar iyi olmak zorunda mısın adam?”diyesi geliyor insanın. Bu dünya Ali Asaf gibi adamlar için fazla kötü…

”Adımı bile unuturum ama Esma’yla bir aile kurmak istediğimi asla unutmam”

Ne güzel bir çift oldu Esma’yla Alp. EsAlp… Birbirlerinin yaralarına, sevgisizliğine, aile özlemine ilaç olan, kalplerindeki boşlukları saran… Birbirlerini sımsıkı sarmalayan… Alp’in hiç sahip olamadığı aileyi Esma’yla kurmak istemesi, Esma’nın ona yaralarından sarılması… Onlar artık birbirlerinin evi. Artık ikisi de yalnız değil. Ve onların da masalı mutlu sonlu bitecek. Onlar için de gökten üç elma düşecek…

Alp’in evlenme teklifini hatırlamıyorum oyununa kızan Esma’yı sinirinden, sevdiği kadına süpriz hazırlamaya çalışan, en güzeli olsun diye uğraşan Alp’i de güzel yüreğinden öperim! Her ne kadar süprizi Eylül’le Ali Asaf’a yaramış da olsa biliyorum ki bu burada kalmayacak. Ve o teklif illa ki edilecek. Esma’nın güzel yüreğine yakışır biçimde…

Eylül’le İpek’in kardeşlik bağlarının güçlenmesine de sevindim şahsen. Her zorlukta yanında olan, yaralarını saran, derdini dinleyen, düştüğünde kaldıran bir kardeşi var Eylül’ün artık. İpek’in de onu bütün kötülüklerden koruyan bir ablası… Sevgileri onları sarıp sarmalayacak ve onlar artık hiç kopmayacak…

Herkesten çok merak eden, her yerde deli gibi arayan, endişelenen, çizdiği resimleri görünce mutlu olan Oğuz’a, İpek’in ”Neyim olarak karışıyorsun ki?”deyişine çok kızdığımı belirtmek istiyorum. Adam neyi olduğunu daha ne kadar anlatmalı sana anlamıyorum… Ama İpek’in özür şeklini en az Oğuz kadar biz de beğendik. Bakalım gökten üç elma daha onlar için düşecek mi göreceğiz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!