Yayın hayatına yeni başlayan bir diziden bahsetmek istiyorum biraz “Hercai.” Dizisinden. Sümeyye Ezel‘in aynı adlı romanından esinlenen dizinin hayran kitlesi aylardır dizinin yayın hayatına başlamasını bekliyordu. Kitaptan esinlenmesine rağmen çok daha farklı işleneceğini, ilerleyeceğini duyduk.
İlk bölümden izleyicinin kalbine dokunan dizi, daha 2. bölümü yayınlanmasına rağmen kendine çok güzel bir yer edindi. Hikayenin konusu da izleyiciden tam not aldı. Gerek cast, gerek baş roller arasında enerji olsun izleyiciye çok güzel geçti. Hikayenin Mardin’de geçmesi ise sevindirici oldu çünkü farklı şehirler ve dokular izlemek izleyicinin özlediği bir detaydı.

Hikayenin konusu bir çok kişiye başta tanıdık gelse de işin iç yüzünde aslında ne kadar farklı olduğunu görebiliriz. Bir çok kez nefretle başlayan aşk dizisi izlemişizdir,iki taraf bir birinden nefret eder, zamanla o nefret aşka sevgiye dönüşür. Ama bu o dizilerden biraz farklı. Bu hikayede, bir kadının aşkının nefrete dönmesine ve bir adamın nefretine rağmen aşık olmaktan kaçamadığına tanık olacağız. Kinini yıllardır içinde besleyen bir adamın, özgürlüğü gökteki salıncakta arayan kadına yaptıkları hepimizi çok kıracak, bazen ağlatacak, yaralayacak. Ailesinin intikamını almak için Reyyan ile evlenen Miran, sabahında terk ettiği Reyyan ile kalbinin bir parçasının da, bırakıp gittiği o kulübede yanmasını izleyecek.

Tasarlanmış bir düğünün planlanamamış kısmı oldu duygular, kinin nefretin sardığı bir kalbi çatlatıp dokunan Reyyan bu hikayedeki belki de en masum kişi. Yıllardır babaannesinin aklına koydukları ile gün geçtikçe içindeki nefreti daha da besleyen Miran bu hikayenin en masumu olmasa da, kırılmış tarafları çok. Bir yanda içindeki nefretle savaşıp bir yandan giderken “Dönme, arkanı dönüp bakma .Aldın intikamını bitti.” diyen Miran’ın nasıl arafta kaldığını izledik. Bitti dediği hikayenin yeni başladığını, arkasına dönüp bakmadığı kadın ile dönülmez bir yola gireceklerini söylemek yanlış olmaz. Hikayenin seyirci yanı Miran’a çok kızsa da küçük bir çocuğun kalbine ilmek ilmek işlenen zehirle yaptıklarının kefareti ne kadar ondan sorulur bilinmez.

Son bölümde gözümde devleşen performansları ile Ebru Şahin ve Akın Akınözü’ne de değinmeden geçmek istemiyorum. Daha yolun çok başında olan,gözlerinden işlerini tutku ile yapmanın heyecanını taşıyan iki oyuncunun da çok daha iyi yerler geleceğinden hiç şüphemiz yok.
Sevgiler.